Buradasınız
Şans Bize Ne Zaman Gülecek?
Sarıgazi’den bir işçi
Geçen senelerde olduğu gibi bu sene de yeni yıla girerken hepimiz bir şeyler diledik. Kimimiz gelen yeni seneyle işsizliğimizin bitmesini diledik. Kimimiz daha iyi yaşam koşullarını diledik. Kimimizse hasta annemizin ya da çocuğumuzun iyileşmesi için gerekli parayı bulmayı diledik. Bu sefaletten kurtulmayı diledik. Hatta bazılarımız kurtulmak için Milli Piyango bileti bile aldı. Tabii ki hepimiz biliyoruz, aldığımız ücretlerle hayallerimizi gerçekleştiremeyeceğimizi. Bu yüzden, “bir bilet alacaksın ve tüm yaşamın bir anda değişecek, 32 lira verip 35 milyon lira kazanabilirsin, çıkmaz deme sakın, bu senenin talihlisi sen olabilirsin” reklâmlarıyla pompalanan umutlara milyonlarca işçi kapılabiliyor. Bizi ailemize, eşimize, dostumuza yabancılaştıran bu düzen, şans oyunlarıyla sürekli bireysel kurtuluş hayalleri pompalıyor. Devlet toplanan paraların büyük bir kısmını savaş sanayiine aktarıyor. Yani haksız savaşlarda gençlerin öldürülmesi için harcıyor bu parayı.
Dostlar! Kapitalist sistemin bizlere pompaladığı bireysel kurtuluş düşleriyle, içinde yaşadığımız kötü koşullardan kurtulmamız olanaksızdır. Bu çivisi çıkmış düzenden tek kurtuluşumuz el ele verip birlikte mücadele etmemizden geçer. Boş düşlere kapılmak yerine, el ele verip örgütlü mücadelemizle kendi güzel geleceğimizi yaratabiliriz. Kendi sınıfımızın sorunlarının nereden kaynaklandığını, çözümün nasıl olması gerektiğini öğrenerek, yanımızdaki arkadaşlarımıza öğreterek mücadele bayrağımızı yükseltelim. Elimizi taşın altına koyalım! Milyonda bir çıkma olasılığı olan bu yalan rüzgârına kapılmak yerine örgütlü gücümüzle sınıfımızın büyük ikramiyesi için mücadele edelim. Kapitalizm denen bu belâdan kurtulalım. Örgütlendiğimizde asıl o zaman bize şans gülemeye başlayacak.
Berberde, Sokakta Dikkat!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Marmara depremi bu toprakların gördüğü en büyük felaketlerden biriydi. Deprem kuşağında olduğu bilinen Türkiye’de egemenler yine emekçilerin canını hiçe saymıştı. ‘99 depremine kadar irili...
- UİD-DER, 15-16 Haziran Genel Direnişinin 54. yılında adına yaraşır bir anma gerçekleştirmişti. Ben de o salonu dolduran ve yüreği mücadele için atan işçilerle aynı heyecanı yaşamıştım. Etkinlik sonrasında her yaştan UİD-DER’li işçilerin sohbetlerini...
- Bursa’da Gemlik Gübre Sanayi A.Ş’de çalışan 6 işçi DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atıldı. Lastik-İş Sendikası, işverenin işçilerin sendikalı çalışma hakkına saldırarak işçi atmasını ve içeride baskıyı arttırmasını...
- Polonez işçileri Çatalca’da sürdürdükleri direnişlerinin 28. gününde şirketin Ataşehir’deki Genel Müdürlüğü önünde düzenledikleri eylemle taleplerini bir kez daha haykırdılar.
- Bizim için bu filmin bir anlamı da filmi göçmen bir işçi arkadaşımızla beraber izlememiz oldu. Arkadaşımız filmde yalın bir dille anlatılan gerçeklerin benzerlerini yaşadığını aktardı. Filmdeki bir sahne önemliydi. Filmin ana karakterlerinden biri...
- Zafer Açıkgözoğlu, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde taşeron olarak çalışan 26 yaşında gencecik bir işçiydi. Henüz 1 aylık işçi olduğu hastanede altyapı eksikliği yüzünden patlayan kanalizasyonda temizlik yapması istendi. İtiraz...
- Geçenlerde işe giderken serviste yine hayat pahalılığından, geçinememekten sohbet açıldı. Bir arkadaşım Türkiye’de milyonlarca göçmen olduğunu söyleyerek şöyle dedi: “6 milyon Suriyeli varsa bu her gün 6 milyon ekmek çıkması anlamına gelir. Ya da 6...
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...