Buradasınız
O Mermeri Yapanlar İşçiler, İçinde Yaşayanlar Kimler?
İstanbul’dan bir lise öğrencisi

Ben bir lise öğrencisiyim. Komşumuz olan abiyle sohbet ederken okulda tarih hocamızla aramızda geçen konudan bahsetmiştim. Abi de, İşçi Danışması’nın web sitesindeki “Anneannemin Hikâyesi” başlıklı mektubu okuyarak benim de bu konuyu yazmamı önerdi. Ben de sizlerle tarih hocamla aramda gecen tartışmayı paylaşmak istiyorum. Konu ülkedeki adaletti…
Öğrencilerden biri Tayyip Erdoğan’ın kendisine yaptırdığı 1150 odalı sarayı kastederek, “hocam, ben külliyeyi gördüm. Külliye ne kadar güzel” dedi. Hoca kinayeli bir biçimde, “orası külliye değil, saray” dedi. Yani hoca öğrenci arkadaşımın söylediğini hem desteklemiş, hem de düzelterek, çok ihtişamlı bir yapı olduğunu kastederek saray olduğunu ifade etmişti. Hocamız daha sonra ise, “ben de sarayı gördüm. Hele o mermerlerine bakınca, ağzım açık kalmıştı” dedi. Ben de tarih hocamızın sözlerine karşılık olarak, “kimileri o güzel mermerlerin içinde yaşarken, kimileri, onlar o mermerlerin içinde yaşasınlar diye gece gündüz çalışırlar” diyerek ülkede adaletsizlik ve eşitsizlik olduğunu savunmuştum.
Ülkedeki adaletsizlikten, eşitsizlikten bahsederken, hocam bana gittiği ülkelerde de adaletsizlik, eşitsizlik olduğunu belirterek, “ülkemiz eşit değil haksızlıklar var. Ancak diğer ülkelerde de aynı sorunlar var” diyerek karşılık verdi. Arkadaşlarımla “ne olur, ne yapmalı?” diye konuşuyorken, adaletin ve eşitliğin sosyalist toplumda olduğunu söyleyerek hayal kurduk.
Ülkeyi, o zenginliği üreten, o ihtişamlı mermerli sarayları, binaları yapan işçiler zenginleştiriyor. Ama kendileri o elleriyle, alınlarının teriyle yaptıkları o saraylarda oturamıyorlar, evlerine çocuklarına boyunları bükük gidiyorlar. Ülkeye faydası olmayanlar o ihtişamlı mermerlerin içinde keyiflerince yaşıyorlar. O mermerleri yapanları görmüyorlar, görseler de tepeden bakarak yok sayıyorlar.
Büyük Elleri Birleştirelim!
Durmak Yok Zamlara Devam!
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...