Buradasınız
Öfkeliyim Çünkü Yönetemiyorlar!
Gebze’den ev emekçisi bir kadın

Geçen gün, kurban bayramından kalan et vardı, onu çıkardım buzluktan. Akşam yemeğine kavurma yaptım. Eşimi de yağ, pirinç, çay, şeker almaya yolladım. Sonra pirinç pilavı, üstüne de salata yapınca yemeğe oturduk. Ortaokula başlayan oğlum ağlayarak kalktı sofradan, salona gitti. “Oğlum niye ağlıyorsun?” diyoruz. “Ben bu yemeği yemek istemiyorum. Okulda arkadaşlarım değişik değişik yemekler yiyorlar. Bizim evde niye o yemeklerden pişmiyor?” diyerek içini çeke çeke ağlıyor. Aldım eşimin cebindeki fişi oğluma gösterdim. “Bak bakalım aldıklarımıza, fiyatlarına da bak. Eve lazım olan birkaç parça şey 350 lira. Oğlum ben ev hanımıyım, baban da işçi. Biz kiracıyız. Gücümüz ancak bu kadarına yetiyor. Sen o değişik dediğin yemekler için ağlayacağına, otur sofraya önündeki yemeği ye” diye kızdım. Çocuklarımız dışarıda ne görse istiyor. Ama bizim de onlara gerçekleri anlatmamız lazım.
Gerçekler ama hangi gerçekler? Mesela televizyonlarda tüm dünyada kriz olduğu söyleniyor. Yani diyorlar ki, sadece biz değil, tüm ülkelerde durum kötü. Ne yapalım yani? Kriz sadece biz yoksullara mı var? Geçen okul çıkışında diğer annelerle çocukları beklerken sohbet ediyoruz. Ekonominin halini konuşurken, kadınlardan biri iktidarı eleştiriyorum diye bana kızdı. Ben gençlerin halini, işsizliği, okuyanların halini filan anlatmaya devam edince, kadın bana hak verdi. Kendi kardeşi de atanamayan bir öğretmenmiş ve pazarcılık yapıyormuş. “Bunun sorumlusu Milli Eğitim Bakanı ve devlet değil mi?” diye sordum. “Evet” deyip beni onayladı. Yani, yanlışa yanlış demek için illa bizim kuyruğumuza basmalarını mı beklememiz lazım?
Çocukları parka götürdüğümde orada karşılaştığım kadınlarla da konuşuyorum. Dolar artınca insanlar sokaklara çıktı ya hani, onlara kızıyorlar. Vay efendim neden sokaklara çıkılıyormuş! Devleti eleştirmek “vatan hainliğiymiş!” Biz kötü bir şey yapmıyoruz. Her şeyin fiyatı alıp başını gidiyorsa, dolar arttı diye her şeye zam üstüne zam yapılıyorsa, ev kiralarına bir anda %25 zam geliyorsa, tencereye koyup kaynatacak bir şey bulamıyorsak, ne yapalım kızmayalım da? Ben oy kullanmaya başladığım ilk günden bugüne kadar AKP’ye oy verdim. Tamam, başörtümüzü, inancımızı daha rahat yaşamamız konusunda iyi şeyler yaptılar. Ama geçmişte bunları yapmaları, bugün ağzımıza etmeleri anlamına gelmez. Evde ben her gün ne pişireceğim, tencerede ne kaynatacağım diye düşünüyorsam sorumlusu kim? Yönetemiyorlar, bu kadar net! Artık böyle gitmez, gidemez. Bir şeylerin değişmesi lazım. Bilen bilmeyene anlatacak ve herkes neler olup bittiğini anladıkça, bu devran böyle gitmeyecek!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...