Buradasınız
Ölmek SMA’lı Çocukların Fıtratında mı Var?
Sefaköy’den bir sağlık işçisi

Son bir ayda, Türkiye’de 10 çocuk SMA hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Peki, nedir bu SMA hastalığı? SMA yaklaşık olarak on binde bir görülen, daha çok akraba evliliklerinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hastalık genlerdeki bozulmadan kaynaklı oluşup kas ve sinirleri etkiler. Bu hastalıkla doğan bebekler başını tutamaz, oturamaz, yürüyemez hatta bir süre sonra solunum kasları etkilendiği için kendi kendine nefes alamaz hale gelir ve makineye bağlanmak zorunda kalır. Yani bu çocukların aileleri, zamanla çocuklarının gözlerinin önünde çaresizce eriyip gittiğine şahit olurlar. Oysa bu hastalığın yeni bir tedavisi yurt dışında bulunmuştur. Fakat Türkiye’de SGK bu ilacı karşılamıyor. Her gün evlatlarının acılarını yüreklerinde hisseden aileler ilaca ulaşamıyor. İlacın ücreti 175 bin dolar ve yoksul emekçilerin bu ilaca verecek paraları yok.
Bu çocuklardan biri olan Hazal bebek ilacı beklerken yaşamdan kopup gitti. Bebekleri ölen aileler bir araya gelerek başka Hazalların ölmemesi için dernek kurdular, minicik bedenlere bir umut olmak için imza kampanyası başlattılar. Hazal bebeğin ölümü ve ailelerin çabalarıyla o pahalı ilaç gündeme geldi. Konu Meclise taşındı. Geçen bu süre zarfında 4 ayda 20 çocuk ilaç beklerken öldü. Nihayet ailelerin verdiği mücadele sonunda SGK ilacı karşılamaya başlandı. Biz işçilerden SGK için her ay para kesilir. Kesilen paralar vitamin haplarını bile karşılamıyor. O halde sormak gerekiyor, SGK emekçi insanların ve evlatlarının hayatlarını kurtaracak ilaçları karşılamıyorsa ne işe yarıyor?
Bilim dediğimiz şey kapitalizmin elinde olunca her şeye kâr amaçlı bakılıyor. İlaç tekelleri yoksul emekçileri ve çocuklarını, ölümle baş başa bırakıyor. Bu büyük tekeller bir ilacı üretirken insanların sağlığını değil kazanacağı milyonları hesaplarlar. Kapitalist düzen içinde maksimum kârı elde edecekleri ilaçlar ve hastalıklar üzerine yoğunlaşırlar. Örneğin Afrika ülkelerinde görülen sıtma için kullanılan ilaç yıllar önce bulunmuş, daha da başka bir ilaç üretilmemiş, geliştirilmemiş, piyasaya sürülmemiş. Çünkü ilaç şirketlerinin pek kâr elde edebileceği bir alan değil Afrika. Ama kanser hastalığı dünyanın her yerinde çok fazla görüldüğü için her gün yeni bir kanser ilacı üretilmektedir. Çünkü satacakları milyonlarca kişi vardır. Hatta büyük kapitalist ülkeler adına tedavi şemaları bile oluşturulmakta. Örneğin, ilaç piyasasında önde olan Amerika’da çok fazla kemoterapi ilacı üretildiği için kanser tedavisinde asıl olarak kemoterapi yöntemi kullanılmaktayken, Japonya’da tedavi için öncelikle cerrahi operasyonlar tercih edilmekte. Buradan da anlaşılacağı üzere kapitalizm kendi ürettiği ilacı insanlığın yararına değil kâr amaçlı piyasaya sürüyor.
Kapitalizm her geçen gün daha fazla bir şekilde dünyayı yakıp yıkıyor, harap ediyor, küresel ısınmanın etkileri artık günlük hayatımızda dahi görülmeye başlandı, GDO’lu gıdaların tüketilmesiyle oluşan hastalıklar her gün artıyor. İlaç tekelleri ise toplumdaki sağlıksızlığı kâra çeviriyor. Sömürü düzeninde bir çocuğun yaşamındansa 175 bin dolar daha önemli hale geliyor. Kapitalizmde hiçbir şey insanlık yararına üretilmiyor. İnsanlığın tek kurtuluşu kan emici bu düzeni yok etmekten geçiyor. Doğayı ve insanlığı felaketlere sürükleyenlere karşı bilinçlenmemiz ve örgütlenmemiz gerek. İşte o zaman bilim insanlık için var olacak.
Dizilerin Dünyası Kimin Dünyası?
Tekno Maccaferri’de Grev
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...