Buradasınız
Önce Talebi Kazanmak: 1 Mayıs Bizim Eserimiz!

Çalışan, alın teri döken, tüm zenginlikleri üreten işçi ve emekçileri adeta nefessiz bırakan koşullar değişebilir mi? Değişecekse kim, nasıl değiştirecek? İşçi sınıfının işgününü kısaltmak için verdiği mücadelenin içinden doğan ve sömürüye karşı mücadelede sembolleşen 1 Mayıs, bu sorunun cevaplarından biridir. 1 Mayıs’ı da içine alan sınıfımızın mücadele tarihi, işçi sınıfının nasıl değiştirici bir güce sahip olduğunu ortaya koyar. Bu tarih, değişmesi gerekenin nasıl değiştirildiğini ve nasıl değiştirilebileceğini anlamak için sayısız ipucu sunar.
Daha kısa işgünü talebi, dünya işçi sınıfı önderlerinin söylediği gibi “diğer bütün talepleri gölgede bırakan”, en önemli taleplerimizden biridir. İşçi sınıfı yasal çalışma süresini önce 12 saate, sonra 10’a, daha sonra da 8’e düşürmek için destansı bir mücadele verdi. “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” talebi tüm işçiler tarafından sahiplenilmiş ve dünya çapında bir gelenek yaratılmıştır. Fransa’dan İngiltere’ye, Avustralya’dan ABD’ye uzanan bir gelenektir bu. Büyüyüp gelişen Rusya işçi sınıfı da bu geleneğe bağlanmış, 8 saatlik işgününü de içeren talepleri için büyük grevler yapmış, muazzam bir hareket yaratmıştır. Mesela 1905’teki devrimin ana talebi demokratik bir anayasa hazırlanması ve 8 saatlik işgününün kabul edilmesiydi. Rus işçi sınıfının önderlerinden biri, yaşanan durumu şu çarpıcı sözlerle ifade eder: “Sekiz saatlik işgününü kitlelere kazandıramamış olabiliriz, ancak kitleleri sekiz saatlik işgünü talebine kazandırdığımız kesin.” Peki, bu söz bizlere ne anlatır?
Rus işçi sınıfı 1905’te verdiği mücadeleyle 8 saatlik iş günü hakkını kazanamamıştı ama emekçi kitleler artık bu talebin meşru ve haklı olduğunun bilincine varmışlardı. Bu talep Rusya’nın bütün sanayi bölgelerinde, bütün fabrikalarında sahiplenilmişti. 1905 ile birlikte bir kere değiştirici bir güç olduklarını fark eden işçi ve emekçiler, çok değil 12 yıl kadar sonra muazzam bir devrime imza atmış ve başlarındaki sömürücüleri def ederek bir işçi iktidarı kurmuşlardı. 1917 Ekim Devrimiyle yeryüzünde ilk kez Rusya gibi devasa bir coğrafyada üretenler yöneten olmuştu. Hayatın her alanında köklü değişiklikler yapılmış, mesela birkaç ay içinde işgünü 8 saate, ağır işlerde ise 4 saate indirilmişti. Ömrü kısa olsa da Rusya’daki işçi devleti, dünyada 8 saatlik işgününü kabul eden ilk devlet olmuştur.
Birkaç örneği de kısaca günümüzden ve yaşadığımız topraklardan verelim. Mesela EYT’liler, 24 yıl önce gasp edilen emeklilik haklarını belli oranda kazanabilmeyi, siyasi iktidara geri adım attırmayı nasıl başardılar? 1999 depreminin hemen ardından alelacele çıkartılan bir yasayla emeklilik yaşı yükseltilerek işçi sınıfının önemli bir kazanımı gasp edilmişti. O dönemin genç işçileri önce ne olduğunu pek anlamadılar ama yıllar geçtikçe haklarının nasıl gasp edildiğini fark ederek ayağa kalktılar. Örgütlenerek yüzbinlerle mitingler yaptılar, mağduriyetlerini ve taleplerini ülke gündemine soktular. Israrlı mücadeleleri sayesinde sonuç aldılar.
Fizik biliminde “eylemsizlik/atalet” olarak adlandırılan bir yasa vardır. Basit tanımıyla eylemsizlik, cisimlerin o anda bulundukları hareket durumunu koruma eğilimidir. Duran bir cisim durmayı, hareket halindeki bir cisimse aynı şekilde hareket etmeyi ister. Mesela bir arabanın içindeyken gaza basıldığında istemsizce geriye doğru; frene basıldığında ise yine istemsizce öne doğru hareket ederiz. Bu yasa işçi sınıfı hareketi açısından da geçerlidir. İşçi sınıfının mücadelesinin durgun olduğu zamanlarda değişimin olacağına, gücümüzü birleştirirsek kazanacağımıza olan inanç zayıftır. Dolayısıyla pek çok işçi harekete geçmez, bunu sonuçsuz bir çaba olarak görür. Ancak işçiler bir kere harekete geçti mi, muazzam bir enerji ve bilinç ortaya çıkar. İşçiler mücadele içinde değişir, gücünün farkına varır, taleplerini kazanabileceğine olan inanç artar.
İşçi sınıfının kadın önderlerinden birisi, “hareket etmeyenler zincirlerinin ne kadar ağır olduğunu bilemezler” demiştir. Bu düzende biz işçi ve emekçilerin ellerine, ayaklarına kalın ve ağır zincirler vurulmuştur. Bu sömürü düzeninin sahibi olan kapitalistler, harekete geçmeyelim isterler. Çünkü bir kere harekete geçtik mi, prangalarımızdan kurtulmak isteriz, değiştirecek öznenin biz olduğunun farkına varırız. Haklarımızı genişletmek, taleplerimizi kazanmak için işçi arkadaşlarımızı, emekçi kadınları, gençleri, çevremizdeki herkesi taleplerimize kazanmaktan başka yol yok! Bu nedenle başta 1 Mayıs olmak üzere taleplerimizi haykırmaktan, alanlarda, meydanlarda sesimizi yükseltmekten geri durmayalım. Talep ettiğimiz şeyi elde etmek için önce ona inanmalı ve meşru görmeliyiz!
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
Son Eklenenler
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...
- Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanları ve Petrol-İş Sendikası üyesi petrokimya işçileri düşük ücret dayatmasına karşı mücadelelerini sürdürüyor.
- Lüks arabalara, gökdelenlere, plazalara, internette gördüğü şatafatlı yaşamlara bakıp “insanlar bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye soranımız olmuştur. Öyle ya, gece gündüz çalışarak çok para kazanılmadığını, değil lüks bir hayat sürmek en...
- “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” Bu sözü iş arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden sıkça duyuyoruz. Hâlbuki günlük hayatımızdaki birçok uğraşımız güven ilişkisine dayanıyor. Mesela hastanedeki doktordan bindiğimiz otobüsün...
- Bir insanın günde ortalama 5000 ila 10000 reklama maruz kaldığı tahmin ediliyor. Sizce bu durumun üzerimizde nasıl sonuçları oluyor? Bu düzenin sahipleri, düşünce biçimimizi ve alışkanlıklarımızı belirliyor, zihinlerimizi çöplüğe çeviriyor. Günlük...
- Kocaeli’den Batman’a işçiler hakları için mücadele ediyor. Kocaeli Gebze’de bulunan Erlau Metal fabrikasında sendikalaştıkları için işten atılan işçiler direnişe geçti. TFF Başkanı İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu’na ait ATR Yapı’nın yapımını üstlendiği...
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...