Buradasınız
Örgütlü Mücadele Etmeye İhtiyacımız Var!
Esenyurt’tan bir işçi
Patronlar sınıfı saldırıda sınır tanımıyor. Son günlerde meclisten çıkarmak istedikleri yeni bir yasayla biz işçi-emekçilere yönelik saldırıları bir torbaya koyup toplu bir şekilde yasalaştırmanın peşindeler. Saldırı yasasına “Torba Yasa” denilmekte ve çeşitli sendikalar, partiler ve demokratik kitle örgütleri bu yasaya karşı çeşitli basın açıklamaları yaptılar.
Meclisten daha önceleri de çeşitli yasalar geçti. Biz işçi-emekçilerin haklarına yönelik saldırı niteliği taşıyan, hak mahrumiyeti anlamına gelen birçok yasa meclisten geçti ve biz işçi-emekçiler örgütsüzlüğümüz nedeniyle hiçbirini geri püskürtemedik. Çünkü işçi sınıfı olarak patronlar sınıfının karşısında örgütsüzdük.
Burjuva ideolojisi işçi-emekçileri o kadar kolay etkisi altına alıyor ki, patronların çıkarına olan yasaların bizlere saldırı anlamına geldiğinden habersiziz. Medya yoluyla biz işçilere bu yasa öyle bir anlatılıyor ki, öyle reklamı yapılıyor ki bilinçsizliğimiz ve örgütsüzlüğümüz nedeniyle kabul ediyor ve sahipleniyoruz. Ne zaman ki sonuçlarıyla karşılaşıyoruz o zaman da iş işten geçmiş oluyor. Sağlık alanında yapılan saldırıları hastaneye yolumuz düştüğünde fark etmişti birçok işçi kardeşimiz.
Patronlar sınıfının yeni saldırılarıyla ilgili çeşitli sektörlerden işçi arkadaşlarla sohbet ettiğimizde nelerle karşılaşmadık ki! Torba yasa dediğimizde, “belediyenin çöp torbaları ile ilgili uygulaması mı” diye soranlar oldu. Milyonlarca işçi-emekçiyi ilgilendiren bu yasadan neredeyse kimsenin haberi yok. Saldırının boyutunu bıraktık bir kenara, yasanın mecliste onaylandığından, böyle bir yasanın varlığından habersiz insanlar. Sendikalı olarak çalışan işçi arkadaşların bile böyle bir yasadan haberdar olmaması sendikaların üyelerini bile aydınlatmadığını gösteriyor.
İşçi-emekçilerin yoğun yaşadığı bir semtte işçilerle ve işçi çocuklarıyla torba yasa üzerine sohbet ettiğimizde, saldırının boyutlarını anlattığımızda ilk tepkileri; “televizyonda hiç bahsetmiyorlar” oluyor. Niye bahsetsinler ki! Sendikalı bir işçi arkadaş; “duydum yasayı fakat içeriğini tam olarak bilmiyorum. Bizim toplusözleşme dönemimiz var fakat görüşmeler tıkandı. Sanırım sendika buna kilitlendi. Yasayla ilgili henüz bir açıklama yapılmadı. Desene, bizi torbaya değil çuvala sokuyorlar” dedi.
Yine aynı semtte bir grup öğrenciyle sohbet ettik. Bu semtin çocuklarının büyük çoğunluğu ya endüstri meslek lisesine ya da teknik liseye gidiyorlar. Yeni yasayla beraber öğrencilerin staj dönemlerinde aldıkları ücretin düşeceğini anlattığımızda, bir kız öğrenci şunları söyledi: “Biz teknik liseye gidiyoruz. Meslek lisesine gidenler son sınıfta yıl boyunca staj yapıyorlar ve belirli bir ücret alıyorlar. Biz yaz döneminde 40 iş günü staj yapıyoruz ve ücretsiz. Ücret vermedikleri gibi mesleki alanımız dışında çay yapmak, temizlik vs. birçok işi de bize yaptırıyorlar. Yasa bizi staj konusunda pek etkilemeyecek fakat ilerisini düşündüğümüzde bayağı etkileyecek gibi” dedi. Sohbet ilerledikçe gençler açıldılar. Bu yasanın boyutlarını konuştuk. Bu saldırılar karşısında birlik olmak ve örgütlü olmak gerektiğini tartıştık. Referandumda evet çıktı, buna göre düşündüğümüzde bu saldırı demokratik değil, hani özgürlük gelecek demişlerdi, işçilere belirli haklar verilecek denilmişti diye sordu bir öğrenci. Bunun üzerine, kâğıt üzerinde tanınan hakların fiili olarak yaşama geçmesini sağlayacak olan işçi-emekçilerin birliği, örgütlülüğüdür, referandumda olumlu görünen kâğıt üzerindeki değişiklikleri gerçekliğe dönüştürmek bizlerin elinde dediğimizde, haklısınız, birlik olmazsa hiçbir şey olmuyor dedi.
Patronlar sınıfının saldırılarına karşı dur demek için biz işçi-emekçiler örgütlenmeli ve örgütlü mücadele etmeliyiz. Bizler örgütsüz olduğumuz sürece patronların saldırılarının sonu gelmeyecek. Dün eğitim, sağlık vb. idi, bugün torba yasa, yarın nasıl bir saldırıyla karşı karşıya olacağımız belli değil. Biz işçi-emekçiler yarını beklemeden patronlar sınıfına karşı birlik olmalı, sınıfsal kimliğimizi kazanıp örgütlenmeli ve örgütlü mücadele etmeliyiz.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Ataylar Makine’nin Yeni Yasaları
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...