Buradasınız
OSTİM’deki Patlamada Hayatını Kaybeden Dilek Gürer’in Ablası: İşyerlerinde Denetim Yok!

Her ay onlarca işçi, sermayenin bitmeyen kâr hırsından dolayı iş kazalarında yaşamını kaybediyor. Hemen her gün fabrikalardan, tersanelerden, madenlerden ve inşaatlardan ölüm haberleri geliyor. En basit iş güvenliği önlemlerini bile “masraflı” ve “gereksiz” gören patronlar, gerekli önlemleri almıyorlar. Devlet ise, üstüne düşen denetleme görevini yapmıyor. Böylece her ay ortalama 100 işçi yaşamdan ve ailelerinden kopartılıyor. İşçilerin sorunlarına sahip çıkan, işçilerin birleşmesi ve haklarını aramaları için çalışan UİD-DER, iş kazalarında duyarlılığı artırmak ve ölümlere dur demek amacıyla yeni bir kampanya başlatıyor. İş kazalarında yaşamlarını kaybeden işçilerin aileleri de, yaşadıklarını anlatarak UİD-DER’e destek veriyor ve başka işçilerin ölmemesi için çağrı yapıyorlar.
3 Şubat 2011’de Ankara OSTİM-İVEDİK’te bir patlama meydana geldi ve 20’ye yakın işçi hayatını kaybetti. Dilek Gürer de OSTİM’deki patlamada yaşamını yitiren işçilerden biriydi. İş cinayetine kurbanı giden Dilek Gürer’in ablası Demet Gürer, kardeşini ölüme gönderenlerden hesap sorulması için mücadele veriyor. Demet Gürer, işçilere, işsiz kalma korkusuyla sağlıksız ve güvenliksiz çalışma koşullarına razı olmama çağrısında bulunuyor.
Kardeşiniz Dilek Gürer’i 3 Şubat 2011’de OSTİM’de yaşanan patlamada kaybettiniz. Derneğimiz UİD-DER “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım” adıyla bir kampanya başlattı. Hedefimiz iş kazalarına karşı duyarlılığı artırmak. Sizin de kardeşiniz iş kazasında yaşamını kaybetti. Kaza nasıl gerçekleşmiş, bilginiz var mı?
Oksijen tüplerinden kaynaklanmış. Tüpler kusurlu ama işyeri denetimsizlikleri var. Orası sanayi bölgesi olduğu için tüpler uygun mu değil mi, bilmiyoruz. Oksijen tüpü ile LPG tüpü karışmış. Gaz firması tüpleri önce LPG ile dolduruyor, LPG boşalmadan yeniden oksijen ile dolduruyor. Demek ki denetim yok. Denetimleri bilirsiniz. Denetimciler gelir, çay içip giderler. Sanayi bölgelerinin denetiminin kime ait olduğu da belli değil. Sanayi Bakanlığı da Enerji Bakanlığı da belediyeler de denetimi üstlenmiyorlar. Bu konuyu savcıya da danıştık. Bu kurumların denetim yapma sorumlulukları yokmuş ancak şikâyet üzerine yapılırmış. Ben de diyorum ki: O zaman bu kadar memuru niye çalıştırıyorsun? Böyle saçma bir savunma duymadım. Ben halktan biriyim, ne bilirim tüpün neyle dolu olduğunu! Neye göre şikâyet edeceğim? Hem bu kadar işsizlik varken hangi işçi gidip de şikâyet edecek?
Peki, nerelerde denetim oluyor?
Ben internetten araştırdım. 50 kişinin altında çalışılan yerlere denetim yok. Sanayi bölgeleri başıboş yerler. Kimse ilgilenmiyor. İki bina yapılıyor, duvarlar yapışık. Bunların bir arka çıkışı, yangın çıkışı olmalı. İmarı kim veriyor?
Biz bu mücadeleyi vermeye başladığımızdan beri OSTİM’de denetimler başladı. Mutfakta davlumbaz yok diye cezalar kesilmeye başlandı. Bunlar önemli gelişmeler. Ama bunlar geçici olmamalı. Daha sonra da arkasında olmalıyız, boş vermemeliyiz.
Şubat ayında patlamanın 1. yıldönümünde etkinlik yaptık. Posterler asarak duyurmaya çalıştık. Ama işçiler gelmediler. İşyerlerinin kapılarından baktılar. Belki işsiz kalma korkusu ile gelmediler. İnsan böyle günlerde destek görmek istiyor.
Kaza haberini duyduğunuzda ne hissettiniz?
Konduramadım. İlk patlamadan sonra aradım konuştuk. İyiymiş. Sonra annem beni aradı. Dilek’in telefonuna ulaşamamış. Şarjı bitti diye düşündük. Annem haber alamayınca OSTİM’e gitti. Ben de gittim. Patlamanın olduğu yerden farklı bir yerde olduğunu düşünmek istedik hep. Belki tuvalete falan gitmiştir dedik. Ama arabasını orada görünce anladık.
Dilek nasıl biriydi?
Dilek farklıydı. Makine mühendisliğini bitirdi. Biz ona sınava girip memuriyete başvurmasını söyledik. Ama o atölyede kalmak istedi. İşyerinde herkesle çok iyi anlaşırdı. Herkes onu seviyordu. Herkese yardımcı olmaya çalışırdı. Bizim için çok önemliydi. Aile içinde de çok seviliyordu.
Patron sorumluluğu üzerine aldı mı?
Patron için de zor diye düşünüyorum. Günün büyük kısmını orada beraber geçiriyorlardı. Eğer vicdan sahibiysen yükü çok zor.
İş kazalarına karşı sizce ne yapılmalı?
Çalışan işçilerin bilinçlenmesi gerekli. Her şeyden önce kendi canının kıymetini bilmeli. İşçiler, eğer güvenli olmayanı kabul etmezse, patronu güvenlik önlemi almaya zorlarlar. Ama “ya beni işten atarsa” diye korkuyor, durumu kabulleniyoruz. Olanlara razı oluyoruz.
Kampanyamız hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gayet güzel. Olması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum. Başarılar dilerim.
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...