Buradasınız
Sayılar da Örgütlüyken Güçlüdür!
Beşiktaş’tan bir işçi-öğrenci
22+32=13
(2+3)2=25
Yaşadığımız toplumda sürekli olarak başkaları ile rekabete yönlendirilen ve düşmanlık derecesinde kötü amaçlı ilişkiler kuran bilinçsiz ve farkındalıktan yoksun insanlar yetiştirilmeye çalışılıyor. Sürekli olarak kendimizi bir rekabet içerisinde buluyoruz. Bu yarış hali de insanları sinirli, öfkeli, gözü dönmüş bireyler haline getiriyor. Yani istemeden dahi olsa kapitalizmin çürüme evresindeki meyveleri oluyoruz. İşin asıl kötü tarafı da o! Meyveler çürüdükçe, sepetteki diğer meyvelere de zarar veriyor ve onların da çürüyüp yok olmasına sebebiyet veriyor.
Farkındalık seviyesi yüksek bireyler haline gelmek, bilinçlenmek, örgütlenmek ve bu kısır döngüden çıkmak için güçlenmek gerek. Bunu da tek başımıza değil de örgütlü bir şekilde yapmamız gerekir çünkü tek başımıza olduğumuzda eksiklerimizin, yanlışlarımızın farkına varmak çok daha zor ve zaman alan bir uğraş olur. Çoğu zaman da felaketle sonuçlanır. Tam aksine örgütlü bir şekilde, algıları açık bir toplulukla birlikte çok daha sağlıklı olur. Bu şekilde hareket edersek başarı bize çok daha yakın olur. Bunun hayatta birçok örneği vardır. Mesela fabrikada bir işçi tek başına üretim yapmaz, tek başına pek de bir işe yaramaz. Fabrikalarda yüzlerce, binlerce işçi bir araya gelerek somut işler ortaya koyar.
Son olarak yukarıdaki o denklemlerin ne anlama geldiğini açıklamak istiyorum; o sayılar aslında tüm bu anlattıklarımın matematiksel bir ifadesi. Bir tarafta ayrı ayrı kareleri alınmış sayıların toplamı bulunmakta, 13. Diğer tarafta ise önce birleşip yani toplamı alınıp sonra karesi alınan sayılar bulunuyor ve değeri ilkinden daha fazla ediyor, 25. Aradaki fark her şeyi açıklıyor değil mi? Matematik de açıkça gösteriyor ki, kendi başımıza güçlenmeye çalışmak yerine bir araya gelip birleşerek güçlenmeye çalışmamız lazım. Yani birleşmek ve örgütlenmek her zaman gücümüzü arttıran bir faktördür. Bilim de bize gösteriyor ki birlik olmalı ve birlikte hareket etmeliyiz. Çünkü ancak o şekilde güçlüyüz diyebiliriz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...