Buradasınız
Sendikayı Sendika Yapan İşçilerin Örgütlü Gücüdür
İstanbul/Hadımköy’den sendikalı bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Bundan 10 yıl önce sendikalaştığımız için işten atılmış ve direnişe başlamıştık. Sorumluluk almanın önemini bilen, bunu birbirine sürekli hatırlatan işçilerdik. Hak mücadelesi demek, çözülmesi gereken pek çok sorun demektir. Sendikamızın bütçesi aylarca sürecek bir direnişin tüm masraflarını karşılamaya yetmeyecek gibi görünüyordu. Direnişçi işçiler olarak buna da kafa yorduk, yemeğimizi çadırımızda yapmaya karar verdik. Bunun için siyasi partilerden, sendikalardan, mücadeleci işçi örgütlerinden ve yaşadığımız mahallelerden düzenli bağışlar topladık. Böylece sadece daha sağlıklı beslenmekle kalmadık, yaptığımız tasarrufla kirada oturan, çocukları olan arkadaşlarımıza sendikamızın daha yüksek ödenek verebilmesini sağladık.
Sadece bunlar değil; aile komiteleri kurduk, ailesi direnişe ikna olamamış arkadaşlarımızın evlerini ziyaret ettik. Basın komitesi kurduk, sesimizi daha güçlü duyurabilmek için basınla irtibata geçtik. Direniş alanımızın güvenliğini sağladık, temizliğini yaptık. Ziyaretçilerimizin nasıl karşılanacağına dahi kafa yorup görev aldık. Böylece yaklaşık 300 gün süren direnişimizi yüzlerce işçi olarak firesiz bir şekilde tamamladık, sendikalı olarak işbaşı yaptık.
İşbaşı yaptığımızda gördük ki sorunlarımız sendikalı olunca bitmemişti. Zafer kazanmış bizlerin sevincini kursağında bırakmak isteyen patron, her türlü uygulamayı devreye soktu ve psikolojik bir harp başlattı. Emekli bir albay olan müdür onur kırıcı şekilde davranıyor, iş tanımımıza girmeyen işler veriyordu. Önce kendi aramızda konuşarak fikir birliğine vardık. Sendikamızla da konuştuktan sonra iş durdurduk. Nihayetinde malûm müdür görevden alındı ve sonra da işten atıldı. Diğer amirler de o günden sonra bizlere “bey” diye hitap eder oldu. Mesela birkaç yıl önce de ciddi bir yemek problemimiz vardı. Sendikamız bu sorunu her ilettiğinde, patron “tamam değişecek, düzelecek” diyordu. Ancak hiç bir şeyin düzeldiği yoktu. İşçiler olarak “madem bizi dinlemiyorlar, o zaman biz de yemeklere çıkmayız” dedik. Yemek boykotumuzun daha ilk gününde tüm taleplerimiz karşılandı. Direnişimizin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçti ve biz bugüne kadar onlarca farklı sorunla karşılaştık. Ancak her seferinde örgütlü hareket ederek sorunlarımızı çözdük.
Kardeşler demem o ki sendika üyesi olmak başka, örgütlü olmak başka… Direnişimizin ilk gününden bugüne elde ettiğimiz tüm kazanımlarda büyük payı olan UİD-DER üyesi bir işçiyim. Bugüne kadar pek çok sektörden farklı sendikalara üye işçi arkadaşlarla sohbetim olmuştur. Bu sohbetlerde fark ettim ki, sendikalı işçinin tek sorumluluğunun kâğıt üzerinde sendikaya üye olmak olduğunu sanan arkadaşlarımız var. Bu yüzden de her şeyi sendikadan bekliyorlar. Hatta ne acı ki, sendikayı kendilerinin dışında bir yapı, bir kurtarıcı olarak gören işçiler var. Hakları için mücadele etmeyi, mesela iş durdurmayı ve greve çıkmayı göze almayan işçinin sorunlarını sendikacı çözemez! Fakat işçi kendi arasında birlik olur ve mücadele etmeye hazır olursa, sendikacıları da ileriye iter! Sendikalar miting örgütlediğinde gitmek istemeyen, işçi sınıfının ortak sorunlarına duyarsız olan işçilerin çalıştığı fabrikada basit sorunlar bile çoğu zaman çözülemez!
Yani üzerimize düşeni yapmadan, sendikanın her şeyi hokus pokusla halletmesini beklersek hiçbir sonuç elde edemeyiz.Sendika dışsal bir güç değil, kurtarıcı değil. Üstelik bugün sendikalar güçsüz ve zayıf… Bir avuç mücadeleci sendikacıyı dışında tutarsak, sendikaların yönetiminde işçilerden kopmuş bürokratlar bulunuyor. Bürokrat sendikacılar işçilerin çıkarlarını savunmak yerine koltuklarını korumaya odaklanıyor. Bu bürokrat sendikacıların koltuklarında rahatça oturmasının nedeni bizim örgütsüz olmamız, sendikalarımızı kendimizin dışında bir yapı olarak görmemiz değil mi? O halde şikâyet etmeyi, başkalarından bir şey beklemeyi bırakıp sorumluluk almalıyız. İşçi örgütlü değilse, elini taşın altına koymuyorsa sendikanın varlığının tek başına bir anlamı yoktur. Çünkü sendikayı sendika yapan işçilerin örgütlü gücüdür, birliğidir.
Farplas İşçileri Vazgeçmiyor!
Hendek Davasının Karar Duruşması Başladı
- Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
- Dönme Dolap Gibiyiz
- Medyanın Gösterdikleri mi, Yaşadığımız Gerçekler mi?
- Duymadıysan Öğren, Unuttuysan Hatırla!
- Telefona Yansıyan Çaresizlik: Asıl Çözüm Nerede?
- Eğitimde Kemer Sıkılamaz
- İsraftan Tasarruf Edilir, Sağlıktan Değil!
- Patronlar Gençliğimize Göz Dikmiş Durumda
- Sınıf Sendikacısı Olmak
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Özel Okul Patronlarının Yalanlarına Cevabımızdır
- Metal ve Petrokimya Fabrikalarında Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri
- Dağınıklığı Ancak Birleşik Mücadelemiz Aşabilir!
- Patronun Sözüne Güven Olur mu?
- Asgari Ücret, Emekli Maaşı ve Yalanlar
- Örgütlü Ol, Sendikana Sahip Çık
- Çamur At İzi Kalsın, Çalıştır İşten At Hakkı Kalsın!
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
Son Eklenenler
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...