Buradasınız
Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
Esenyurt’tan bir emekçi

Artan yoksulluk, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı ve sömürü düzeninin yarattığı umutsuzluk emekçilerin hayatını alt üst ediyor. Hemen her gün intihar haberlerini duyar olduk. Sistemin yarattığı çıkışsızlıktan birçok insan hayatına son veriyor. En son Kocaeli’de bir markette kasiyer olarak çalışan bir kadın işçi arkadaşımız, işyerinde yaşamına son verdi. Market şubesi ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi faaliyetine devam etti. Market çalışanları arkadaşlarının acısını bile yaşayamadan işbaşı yapmak zorunda bırakıldılar. Kapitalizm sadece kârını büyütmeyi düşünen, hiç bir insani yönü olmayan, kahrolası bir sistemdir!
Ülkeyi yöneten iktidar, onun arkasında yedeklenen medya ve trol ordusu ağız birliği edercesine, intiharları insanların psikolojik sorunlarına dayandırıyorlar. Fakat psikolojik sorunların nedenini sorgulamayalım diye gözümüzün içine baka baka gerçekleri inkâr ediyor ve onların yalanlarına inanmamızı istiyorlar. Onlara şunu sormak lazım, sefalet ücretine mahkûm edilmiş bir işçi ailesinin, barınamazken, beslenemezken, üst baş alamazken, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanamazken nasıl düzgün bir psikolojisi olur? İşçi ailelerin çocukları diplomalı işsizler ordusuna katıldıktan sonra bir de zil takıp oynayacak mı? İşçi ve emekçi ailelerinde görülen intiharların veya psikolojik sorunların temelinde işçi sınıfının yoksullaştırılması yatıyor.
Bir romanda okumuştum: Kelli felli köyün sahibi sabah ormanda bir köylüyle karşılaşır. Köylünün üstünde yok, altında yok! Köylü aç, perperişan! Köyün sahibi dalgın dalgın bir yere bakan köylüye şöyle der: “Bu ne hal, neden böylesin? Baksana hayat ne güzel; kuşlar ötüyor, sular gürül gürül akıyor, çiçekler açıyor… Bunları görmüyor musun, neden mutsuzsun?” Köylünün cevabı ibretliktir: “Ben yoksulluktan başka bir şey görmüyorum”. İşçi sınıfımız zor zamanlardan geçiyor. Bugün emeğiyle geçinenler de etraflarına bakınca yoksulluğu görüyor. Sömürü düzeninin bize dayattığı tüm sorunlar sınıfsaldır ve bu sorunlar işçi sınıfının bir arada yürüteceği mücadeleyle aşılır. Gelin birleşelim, işçilerin emeğini, geleceğini, umutlarını çalan, yaşamlarını solduran asalaklardan ve sömürü düzeninden hesap soralım.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...