Buradasınız
Talih Kuşu Kimin Başına Konacak?
Esenyurt’tan bir metal işçisi

Yılbaşının yaklaşmasıyla birlikte, işçiler arasında bir taraftan asgari ücrete yapılacak olan zam, diğer taraftan da büyük ikramiyenin miktarı, ne kadar olacağı konuşulmaya başladı. Ben de bazı arkadaşlara piyango bileti alıp almayacaklarını sordum. Birçok işçi arkadaş alacağını söyledi ve ben de neden almak istediklerini sordum, yanıtlar çok fazla benzerlik içeriyordu.
Ev kredisi çeken bir işçi arkadaş, bu krediler kâbusum oldu, en azından şu borcumu kapatacak bir şey vursun başka bir şey istemem dedi. Bir başka işçi arkadaş, çalışmaktan insan olduğumu unuttum, valla altıma bir araba çekerim, sonra bir gezmeye giderim ya da ne bileyim işte çok güzel olur dedi. Başka bir işçi arkadaş ise, parasızlıktan çocuğumu adam gibi tedavi ettiremiyorum, ilaç masrafları, tedavi masrafları, evin taksiti beni perişan etti, şu ikramiye bir vursun valla bana surat asan doktorlar peşimden koşar, borçlarımı kapatırım, rahat ederim dedi.
Yani bu arkadaşların anlattıkları gösteriyor ki, tepemizdeki asalaklar yeryüzündeki tüm zenginlikleri yağmalarlarken, biz işçilere acı, gözyaşı ve kahırdan başka bir şey düşmemektedir. Çaresizliğe sürüklenen işçi-emekçiler umutlarını sayısal lotoya, piyangoya veya benzeri oyunlara bağlamaktadır. İşçilerin çaresizliğini bile fırsata çeviren egemenler bu çıkışsızlığı kullanarak milyonları kasalarına aktarmaktadır. İşçileri kırıntılara mahkûm eden egemenler talih oyunlarını bir kurtuluş olarak göstermekte, kendileri ise dünyayı, yeniden ve yeniden bölüp paylaşarak, işçileri, açlık, yoksulluk ve savaşa sürüklemektedir. Biz işçiler bu işçi düşmanlarına karşı ortak bir sınıf mücadelesini omuzlamadığımız sürece, yıllarca o talih kuşunu beklemeye devam edeceğiz ve o kuş hiçbir zaman gelmeyecek.
Haliyle biz o talih kuşunu beklerken, patronlar boş durmayacak, iş saatleri daha da artacak, ücretlerimiz daha da düşecek, işçi ölümleri katlanarak devam edecek ve birçok sosyal hakkımız gasp edilecek. Biz işçilerin hayatını kurtaracak olan talih kuşu değil, milyonlarca işçinin omuz omuza ortak düşmana karşı mücadele etmesidir!
Yaşamak Ne Güzel Şey!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...