Buradasınız
Tehlike Devam Ediyor
Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi

Bizden önceki işçi kuşaklarının yürüttüğü mücadeleler sonucunda kazanılan pek çok hak patronlar sınıfı ve onların hizmetindeki hükümetler eliyle bir bir ortadan kaldırıldı, kaldırılıyor. Türkiye’de patronlar sınıfının bir dediğini iki etmeyen AKP hükümeti, çalışma hayatını patronlar için dikensiz gül bahçesine, işçiler içinse adeta cehenneme çevirmeye devam ediyor.
İşçi sınıfının kazanılmış haklarına dönük saldırı politikalarını eksiksiz hayata geçiren AKP hükümetinin uzun bir zamandır gündeminde kıdem tazminatının gasp edilmesi konusu var. İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, 2011-2012 yıllarında AKP hükümetinin kıdem tazminatının gasp edilmesini gündeme getiren yasa tasarısına karşı “Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim” sloganıyla büyük bir kampanya yürütmüştü. Kıdem tazminatımıza sahip çıkmanın tek yolunun örgütlenmek ve mücadele etmek olduğunu anlatmıştı.
Sermaye medyasının “müjde” diye sunulan yalan haberlerinin etkisinde kalan işçiler, gerçeklerden bihaberdi. Meselâ Gebze’de UİD-DER’in stantlarını ziyaret eden, eğitim çalışmalarına, sohbet toplantılarına katılan, bildirilerinden alan işçiler sermaye medyasının kendilerine söylediği yalanların farkına vardılar. Kampanya boyunca düzenlenen stantlarda; işçilere kıdem tazminatının işçilerin iş güvencesi olduğu, kıdem tazminatı ortadan kaldırıldığında işten atmaların daha kolay olacağı ve bundan önce kurulan fonların başına neler geldiği anlatıldı. Gerçekleri UİD-DER’in kampanyasıyla öğrenen işçi ve emekçiler kampanyayı sahiplenerek kampanya çalışmalarında yer aldılar. Çevrelerindeki insanlara, iş arkadaşlarına kampanyamızı ve kıdem tazminatına sahip çıkmak gerektiğini anlattılar.
Bu anlamlı çalışmalar karşılığında tam 65 bin imza toplandı. İşçilerin protestosu olan imzalar Meclise teslim edildi. Sendikaların itirazı ile birlikte bu imzalar karşılığını buldu ve hükümet geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak 16 Nisan sonrasında kıdem tazminatına yönelik saldırı planları yeniden dillendirilmeye başlandı.
Kampanyanın ardından neredeyse 5 yıl geçti. Ancak ne yazık ki kıdem tazminatımız için tehlike devam ediyor. İşçi sınıfının örgütsüzlüğünden beslenen patronlar sınıfı karşılarında örgütlü bir işçi sınıfı görmediği için saldırılarına devam ediyor. Kazanılmış haklarımıza sahip çıkmak, savunmak ve ileriye taşımak için işçiler olarak bir arada olmaktan, birlikte hareket etmekten başka bir çıkar yolumuz yoktur.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...