Buradasınız
Ücret Kesintilerine İzin Vermeyelim!
Ücret kesintileri, patronların, işyerlerinde işçileri yıldırmak, korkutmak ve baskı altına almak için kullandıkları yöntemlerden birisidir. Örneğin işe geç gitme, mesaiye kalmama, işin hatalı üretilmesi gibi durumlarda patronlar haksız yere ücret kesintileri yapıyorlar. Ayrıca bu kesintileri keyfi bir biçimde kural haline getirerek bütün işçilerin boyun eğmesini istiyorlar. Patronların gözümüzü korkutmak için kullandıkları bu tehdidin karşısında uyanık ve bilinçli olursak, onların oyununu tersine çevirebiliriz.
Patronlar hangi durumlarda ücret kesintisi yapamazlar:
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 38. maddesinde ücret kesme cezası şöyle açıklanmaktadır:
- İşveren, toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez.
- İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber yazılı olarak bildirilmesi gerekir.
- İşçi ücretlerinden yapılacak kesintiler bir ayda iki günlük ücretten fazla olamaz.
- Bu paralar kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına yatırılmalıdır.
Yani işçiden ceza olarak kestiği ücreti patron kendi istediği gibi kullanamaz. İşçilerin eğitimi için ayrılan fona yatırmak zorundadır. İlgili maddede bu durum şöyle açıklanmaktadır:
- Her işveren, işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır.
Ücret kesintisiyle ilgili iş kanununda uyulması gereken maddeler bu şekilde açıklanırken, patronlar ücret kesintisi konusunda yasada yer alan maddelere uymuyorlar. Yasa, ücret kesintisi uygulamasının imzaladığımız iş sözleşmesinde yazılı olması gerektiğini söylüyor. Fakat işçiler işe alınmak için, patronun önlerine koyduğu sözleşmeleri sorgusuz sualsiz imzalamak zorunda kalıyorlar. Ancak işçilerin rızaları olmadan imzalatılan iş sözleşmeleri 4857 sayılı İş Yasasına aykırı olamaz. Aslında patronlar kendi orman kanunlarını dayatmakta ve suç işlemektedirler. Patronlar işçilerin örgütsüzlüğünden güç alarak imzalanan sözleşmeleri bir tehdit unsuru olarak kullanıyorlar. İşe geç kalındığında uygulanan ücret kesme cezası da bu tehditlerden biridir.
Örneğin, 10 dakika işe geç gidip o gün çalıştığı halde işçilerin kimi zaman bir saatlik kimi zaman ise bir günlük yevmiyeleri kesilmektedir. Oysa işçi çalıştığı tüm sürenin ücretini alma hakkına sahiptir, yani işçiden ancak geç kaldığı sürenin ücreti kesilebilir. 10 dakikaya karşılık bir saatin ya da bir saat geç kalmaya karşılık bir günlük yevmiyenin kesilmesi kesinlikle keyfi bir tutumdur.
Ücret kesintilerinin yaşandığı diğer bir durum ise, işyerinde hatalı çıkan malların faturasının işçilerin sırtına yıkılmasıdır. Uzun, tempolu ve yorucu çalışma saatlerinin sonunda ya da vardiyalı çalışma sistemi nedeniyle dikkat bozukluğu yaşamamak imkânsızdır. Bu nedenden kaynaklı olarak üretilen hatalı üründe işçinin kastının olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Kasti olarak yapıldığı belirlenen zararın bedeli her ne olursa olsun bir ayda iki günlük ücretten daha fazla olamaz. Bu konuya ilişkin UİD-DER’li bir işçi başından geçen bir olayı gönderdiği mektupta şöyle anlatıyor: “Çalıştığım işyerinde, basılan işte bir hata varsa, üretilen ürünün üretim maliyeti değil müşteri fiyatı üzerinden ceza kesiliyordu. O hatayı yapan herkese zarar paylaştırılıyordu. Karşılığında da hiçbir açıklamanın yer almadığı bir para makbuzu veriliyordu. Herkes sıra ne zaman bana gelecek diye bekliyordu. Örgütlü olmadığımız için de buna boyun eğiyorduk. Bir gün benim yaptığım işte de bir hata meydana geldi. Yöneticiler bu cezayı bana kesmeye çalıştığında UİD-DER’li arkadaşları arayıp buna karşı ne yapabileceğimi sordum. Sonra da müdürlere hiçbir açıklamanın yer almadığı ceza makbuzunu kabul etmeyeceğimi ve imzalamayacağımı söyledim. Kesintiyi hangi gerekçeyle yapacaklarına dair yazılı bir açıklama istediğimi belirtince, yasal sınırlar dışında ücret kesintisi uygulayamadılar ve bunu bordromda da göstermek durumunda kaldılar.”
Ücret kesintisi yapılmasına karşı bilinçli bir işçinin verdiği bu mücadele, aslında ne yapılması gerektiğini de ortaya koyuyor. Patronların her alanda süren saldırılarına karşılık verilememesinin iki temel nedeni bulunuyor: Bunlardan birisi işçilerin örgütsüz oluşu, ötekisi ise haklarını bilmemeleridir. Ancak yasal hakları bilmek tek başına hiçbir şey ifade etmez. İşçiler örgütlü ve aynı zamanda bilinçli olurlarsa haklarını savunabilir ve patronların saldırılarına dur diyebilirler.
Japon Balıkçısı
Sınıf Dayanışmasının Önemi
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...
- İzmir Gaziemir Ege Serbest Bölgesinde bulunan Gates Endüstriyel Metal Kauçuk fabrikasında 8 Martta başlayan grev kazanımla sonuçlandı. 18-19 Martta Enerji-Sen öncülüğünde iş bırakarak İBB önünde seslerini duyuran İstanbul Enerji AŞ işçilerinin...