Buradasınız
Ücretsiz İzin Nedir?
Kıraç’tan bir işçi
Patronlar sınıfı her geçen gün bir hakkımızı gasp ederken bir taraftan da yasal boşluktan ve biz işçilerin örgütsüzlüğünden yararlanarak keyfi uygulamalarla sömürüyü katmerleştirmektedir. Bu keyfi uygulamalardan biri de işçilerin onayı alınmadan ücretsiz izine çıkarılmasıdır. İş Kanununda ücretsiz izine dair herhangi bir düzenleme yoktur. Ancak patronlar çeşitli bahanelerle işçileri birkaç haftalığına veya aylığına işçilerin onayı olmadan ücretsiz izine çıkartmaktadır. Özellikle yıl sonu geldiğinde patronlar “iş yok” bahanesiyle bizleri ücretsiz izine çıkararak verdikleri üç kuruşluk ücreti de kuşa çevirdikleri gibi bu süre boyunca sigorta primlerimizi de ödememektedirler. Oysa patronun böyle bir hakkı yoktur. Patron işçinin onayı olmadan onu ücretsiz izine çıkaramaz. Siparişlerin durması, fabrikanın tadilatta olması gibi nedenlerle de patron işçilere ücretsiz izin kullandıramaz. İşçi kendi rızası olmadan ücretsiz izine çıkarılıyorsa tazminatını alarak sözleşmeyi fesih hakkına sahiptir.
Ancak biz işçiler haklarımızı bilmediğimiz için patron kendi yaptığını haklı ve meşru göstermektedir. Patron “iş yok, siparişler durdu, fabrikanın zor durumda kalmaması ve içinizden bazı arkadaşların işinden olmaması için üç haftalık ücretsiz izine çıkacağız” dediği zaman bizler bu bahaneyi kabul ediyoruz. Sanki patronun yaptığı haklı bir şeymiş gibi. Oysa yapılan şey hem kanunsuzluktur hem de hırsızlıktır. Patron göz göre göre ekmeğimizi elimizden alıyor.
Bütün sene boyunca bizi zorla fazla mesaiye bırakarak posamızı çıkaran ve kasasını dolduran patron kârına kâr katarken, bizler fazladan bir kuruş bile almadan açlığa mahkûm ediliyoruz. Patron ücretsiz izine çıkarırken işçilerin onayını alması gerektiğini bildiği için herkese bir kâğıt imzalatmaktadır. İşçiler olarak ne yazdığını bilmediğimiz, okumadığımız kâğıda imza atarken aslında bilmeyerek ve istemeyerek ücretsiz izin uygulamasına onay vermiş oluyoruz. Bazı fabrikalarda patron buna bile ihtiyaç duymadan işçileri ücretsiz izine çıkarmaktadır. İşçi kardeşler, patronun önümüze koyduğu evrakı okumadan ve aleyhimize bir durumun olmadığından emin olmadan imzalamayalım. Hele ki ücretsiz izin kâğıdını imzalamak zorunda değiliz ve imzalamadığımız için patron bizleri işten atamaz, tam tersine biz haklı olarak tazminatımızı alarak iş sözleşmesini fesih hakkına sahibiz.
İşçi sınıfı olarak örgütlü olmadığımızda ne kendi haklarımızı biliriz ne de onları savunabiliriz. Meselemiz sadece hakların kâğıt üzerinde olması değil bizlerin birbirine güveni ve hakkını alma konusunda inancıdır. Bu da bizlerin örgütlü ve bilinçli olmasına bağlıdır. Örgütlü işçiler yenilmezler ve haklarını söke söke alırlar. Bütün işçi kardeşlerimi işçilerin derneği olan UİD-DER’e mücadeleye ve örgütlenmeye davet ediyorum.
Sosyal Haklara Saldırı
Kampana İşçisi Dayanışmayla Güçleniyor
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...