Buradasınız
UİD-DER’de “Modern Zamanlar”
Bostancı’dan bir eğitim işçisi
UİD-DER’de her hafta yeni bir etkinlik yapılıyor. Bu hafta da derneğimizin film etkinliğinde Charlie Chaplin’in “Modern Zamanlar” adlı filmini izledik. Sınıf mücadelesine dair tüm araçlarla, filmlerle, etkinliklerle buluşmak, yapılan etkinlikler üzerine konuşmak, yaşananları sorgulamak ve bilinçlenmek isteyen işçiler için çok anlamlı.
Modern zamanlar filmi kapitalizmi keskin bir silahla, mizahla teşhir ediyor. 1937’de çekilen film 1929 krizinin ABD işçi sınıfı üzerindeki etkilerini işliyor. Film, kriz öncesinde üretim bantlarındaki yoğun çalışmadan dolayı çıldırma noktasına gelen işçilerin, kriz döneminde nasıl birdenbire işsiz ve evsiz kaldıklarını, günler sonra bir iş bulduklarında ise o işi kaybetmemek için her şeye nasıl katlandıklarını mizahi bir dille anlatıyor. Chaplin mizahı sadece güldürü öğesi olarak kullanmıyor, yaşananların sınıflarla bağını kuruyor, acımazsızca teşhir ediyor ve mizahı politik bir araç olarak kullanıyor. Zaten bu yüzden, çektiği filmler nedeniyle ABD tekelleri tarafından vatan haini olarak damgalanıp sınır dışı ediliyordu.
Modern Zamanlar sürüleştirilmiş işçilerin fabrikalara girmesiyle başlıyor ve sürekli olarak “üretimi arttırın” emrini veren patronun ve mekanik bir hızla çalışan işçilerin görüntüleriyle devam ediyor. Aslında “üretimi bir kademe daha arttır” emri adeta 1929 krizine çıkartılan bir davetiye oluyor. Durmaksızın çalışan işçilerden biri olan Şarlo akıl sağlığını yitirerek işten atılıyor. 1929 krizinin yarattığı akıl dışı manzaralar tek tek sergileniyor filmde. Aç kalmamak için vitrinlere saldıran, yoksullaşarak ölen insanlar, grevlere saldıran polisler ve hiçbir şeyi umursamayan burjuvalar… Chaplin sokaktaki yoksulların dayanışmasını olağanüstü güzellikte anlatıyor. Bize aktardığı önemli mesajlardan biri de, modern zamanlar denilen kapitalist dünyada işçi kitlelerin bir cehennem hayatı yaşadıkları, mutlulukları ise ancak anlık olarak tadabildikleridir.
Filmi izlemeye gelen işçiler, öğrenciler filmi çok beğendiklerini, 1929 krizini öğrendiklerini, teknolojinin burjuvazinin elinde nasıl da işçileri daha fazla sömürmek için kullanıldığını gördüklerini ve bu tür etkinliklere herkesin katılması gerektiğini söylediler. Filmden sonra yaptığımız sohbette ise, sorumlusu olmadığımız halde kapitalizmin krizlerinin faturasının bizlere ödettirildiğine vurgu yapıldı. Kapitalist sistemin kendiliğinden yıkılmayacağı, ancak fabrikalarda, işyerlerinde, okullarda, mahallelerde örgütlenerek ve mücadele ederek buna karşı konulabileceği anlatıldı.
Çocuklarımızdan Mektuplar
UİD-DER Bir Yaşında!
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...