Buradasınız
UİD-DER Birlikte Çarpan Yüreklerin Sesi Oldu
Esenyurt ve Kıraç’tan bir grup kadın işçi

Selam olsun işçi sınıfının tarihine şanlı destanlar yazan işçi kardeşlerimize! Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan kadın işçileriz. 1 Mayıs’ta meydanları kapatanlara inat UİD-DER bizleri çatısı altında topladı. Bazı anlar gelir duygu ve düşüncelerinizi anlatamazsınız. İşte UİD-DER duygularımızı anlatmamıza yardımcı oldu. 1 Mayıs günü siteye gelen mesajları gördük, ne kadar güzel düşünülmüş, korona karanlığından sıyrılıp kendimize geldik. O gün evlerde oturup meydanlarda olmamanın hüznünü yaşıyorduk. Ama bizlere kocaman meydan açmıştı UİD-DER. Sitede çıkan yazıları okudukça “meydana hoş geldiniz” dedik. Bizler de işçi kardeşlerimiz gibi mektuplarımızı yazıp gönderdik, orada yürekler birlikte atıyordu. Bedenen olamasa da yürek kardeşliği kurmuştuk. Birlikte çarpan yüreklerin sesi olmuştu site. Şiirler resimler videolar mektuplarla coşkulu gelincik tarlası yürüyordu meydanda.
1 Mayıs sonrası fabrikalardan gelen teşekkür mesajları bizi oldukça gururlandırdı. Biz de bunları sizlerle paylaşmak istiyoruz. Bir metal işçisi şöyle diyordu: “Coşkumuzla belki meydanda değildik ama UİD-DER’in sitesinde birleştik. Zamanı korkuya boğanlara inat birlik olmayı becerdik. Bedenen meydanlarda olamasak da coşku ve heyecanımızla1 Mayıs alanındaydık. UİD-DER çatısı altında şiirlerle, marşlarla o duyguyu yaşadık. Bizlere 1 Mayıs coşkusunu yaşatanlara çok teşekkür ediyorum.” Yine bir tekstil işçisi şunları söylüyordu “Hangi şehirde olursak olalım UİD-DER sitesi bizleri birleştirdi. Bir meydanda olamasak da sitede duygu ve düşüncelerimizi paylaştık, sloganlarımızı hep birlikte attık. Site bizim sesimiz oldu. 1 Mayıs geleneğinin devam etmesini sağlayan mücadele örgütümüze teşekkür ediyorum. Emek verenlerin eline, yüreğine sağlık. Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”
Bir petrokimya işçisi ise: “Ben iki yıl bu gelincik tarlasının içinde yer aldım. İnsanın kendini bulduğu, ‘burası benim yerim’ dediği, kendini ait hissettiği yerler vardır, ben de tam bunları hissetmiştim. Bu sene nasıl olacak diye düşünmüştüm, kendimi gene meydanda buldum. Coşkusuyla, sevinciyle, sloganlarıyla yürüyordu kızıl bayraklı işçiler. Her mektup bir adımdı. Yetişemiyordum, koşar adımlarla ilerliyordu. Yürekleri birlikte atan insanlar bileştik, sel olup aktık alanlara. Alanımız UİD-DER sitesiydi. 1 Mayıs ruhunu iliklerimize kadar hissettik. Bunları düşünüp emek verenlere çok teşekkür ediyorum. Yaşasın 1 Mayıs.” Bizler de Esenyurt’tan hem işçi örgütümüz UİD-DER’e hem de mücadele dolu mesajları gönderen işçi kardeşlerimize teşekkür ederiz.
Rehberimiz UİD-DER
Sen Evdeyken Neler Oldu
- Dünden Bugüne 1 Mayıs Ruhunu Yaşatanlara Selam Olsun
- Selam Olsun Dünü Bugüne, Bugünü Yarınlara Bağlayacak Olanlara!
- UİD-DER Birlikte Çarpan Yüreklerin Sesi Oldu
- Rehberimiz UİD-DER
- UİD-DER’li Gençler: 1 Mayıs Coşkumuzu UİD-DER’e Borçluyuz!
- Ruhumuzda Var Kimse Unutturamaz!
- 1 Mayıs’ı Elimizden Alanların Oyunlarına Kanmayalım!
- Yaşasın 1 Mayıs!
- Tek Bir Gün Değil, 365 Gün Mücadele! Teşekkürler UİD-DER!
- Yine Yeniden 1 Mayıs Ruhunda, UİD-DER’ de!
- Emekçi Kadınların Coşkusu Yüreklerimizi Tutuşturdu
- Biz Bu Oyunu Bozduk!
- Sınıf Mücadelesinde Karamsarlığa Yer Olmadığını Gösteren UİD-DER’e Teşekkürler
- 1 Mayıs UİD-DER’le Güzel
- Yüreğindeki Sese Kulak Ver!
- 1 Mayıs Mesajları İnancımızı ve Bilincimizi Pekiştirdi
- UİD-DER 1 Mayıs Kürsümüz Oldu
- 1 Mayıs Coşkusu Her Yerde!
- Geçmişi Bugüne, Bugünü Yarına Bağlayanlara Selam Olsun!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Geleneğine Sahip Çıkıyor!
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...