Buradasınız
UİD-DER Kıdem Tazminatımızı Korumak İçin Bize Yol Gösteriyor
Kartal’dan bir kadın işçi
Sermaye sınıfı yıllardır işçileri hiçbir bedel ödemeden işten atmanın yollarını arıyor. Kriz kârları düşürdüğünde, işçiler sendikalı olmak için örgütlenmeye başladıklarında veya hakkını arayan işçiden kurtulmak istediklerinde patronlar hiçbir sorun yaşamadan istedikleri işçiyi işten çıkarmak istiyorlar. Ama kıdem tazminatı hep patronlar sınıfının ayağına bağ oluyor. Patronların çıkarı için çalışan AKP hükümeti patronları bu bağdan kurtarmak üzere kıdem tazminatını zamanla ortadan kaldırmak için, 2012 yılında fon meselesini gündeme getirmişti.
Beş yıl önce AKP bu niyetini hayata geçiremeyeceğini anlamış, ertelemişti. Peki, ne olmuştu da AKP hükümeti kıdem tazminatı fonunu hayata geçirememişti?
Biz UİD-DER’liler fona devredilerek kıdem tazminatımızın elimizden alınmasını engellemek için aylarca canla başla çalışmıştık. Biz işçilerin hakları için mücadele veren UİD-DER, o dönem “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyelim” sloganıyla bir kampanya yürütmüştü. Kampanya vesilesiyle işçilerin yaşadığı semtlere, çalıştığı fabrikalara; otobüse, dolmuşa, vapura bindiği duraklara; alışveriş yaptığı pazarlara, kent meydanlarına gitmiş, onlarla yüz yüze konuşmuş, kıdem tazminatının kaldırılmak istendiğini anlatmıştık. Bu hakkımızın elimizden alınmasının iş güvencemizin elimizden alınması anlamına geldiğini anlatmıştık. 65 bin imza toplayarak Meclise işçilerin tepkilerini iletmiştik.
Kampanyamız boyunca konuştuğumuz işçilerin büyük bir kısmının medyanın yalanlarına inanıp kıdem tazminatının fona aktarılmasını iyi bir uygulama sandıklarını görmüştük. Ne yazık ki kıdem tazminatı hakkının ne anlama geldiğini bilen işçiler azdı, genellikle sendikalı işçiler veya daha önce işten atıldığında kıdem tazminatı almış olan işçilerdi. Genç işçiler, sendikalı olmayanlar, daha önce tazminat almayanlar fona aktarmanın ne anlama geldiğini bilmiyor, bunu iyi bir şey sanıyordu. Kıdem tazminatı hakkının anlamını bilen deneyimli işçilerle konuştuğumuzda bize söylenen ilk cümleler genelde, “patrona beni istediği an işten atma hakkı verdikten sonra en iyi fonu bile ben ne yapayım?” cümlesi oluyordu.
Kıdem tazminatının fona devredilmek istenmesine karşı tepkiyi dile getiren on binlerce imzayı Meclise bir basın açıklaması ile ulaştırmıştık. İşçilerin tepkisini ifade eden bu imzalar karşısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı UİD-DER’e kıdem tazminatının gündemlerinde olmadığını açıklayan bir yazı göndermişti. Biz bu kampanyayı yürüttüğümüz dönemde sendikalar da tepki göstermişler, çeşitli eylemlerle işçilerdeki rahatsızlık büyümeye başlamış ve kıdem meselesi gündeme taşınmıştı. Bu tepkiler büyümeye başlayınca AKP manevra yapıp, kıdem tazminatının fona devredilmesini gündemden çıkarmıştı. Ama biz AKP’nin kıdem tazminatını gasp etme girişiminden vazgeçmeyeceğini bildiğimiz için o kampanyayı 100 bin imzayla taçlandırıncaya kadar devam etmiştik.
AKP hükümeti kıdem tazminatını fona devretme tasarılarını hayata geçirmek ve işçileri buna razı etmek için kıdem tazminatı hakkını garantiye alma iddiasında bulunuyor. Fiiliyatta kıdem tazminatı alamayan binlerce işçi de “nasılsa işten atıldığımda bu hakkımı alamıyorum bari böyle bir fon olursa ne şekilde ve ne kadar olursa olsun yine de bir şeyler alırım” diye düşünebiliyor ve AKP’nin işçiler için iyi bir şey yapacağını düşünüyor. Eğer AKP işçileri düşünüyorsa, işten attığı işçiye kıdem tazminatı vermeyen patronları neden cezalandırmıyor?
Kıdem tazminatını almış işçiler çok iyi biliyor ki, kıdem tazminatı demek iş güvencesi demektir. Bir fabrikada yıllarca çalışır, yıllarımızı fabrikanın duvarları arasında geçirir, tüm enerjimizi patrona kâr elde ettirmek için harcarız. Yıllar biriktikçe kıdem tazminatı bir sigorta gibi bizi işten çıkarmak isteyen patronların üzerinde bir basınç oluşturur. Bu güvencemiz elimizden alındığı an bir paçavra gibi işten atılır, girdiğimiz herhangi bir işte her an işten atılma tehdidiyle çalışırız. O zaman bir işçinin yıllarca aynı işyerinde çalışabilmesinin olanağı da ortadan kalkmış olur.
İşçi kardeşlerim, AKP hükümeti biz işçilerin elinde en küçük bir hak kalmayana kadar haklarımızı koparmaya devam ediyor. Bizi geleceksiz ve güvencesiz hayat koşullarına razı etmeye çalışarak, işçilerin sermayeye ve hükümete köle gibi boyun eğip, itaat etmesini istiyor. Biz mücadele ettiğimizde haklarımız elimizden kolay kolay alınmıyor, alınamıyor. Kaldı ki şimdi elimizden alınmış olan birçok hakkımız da olmak üzere, tüm haklarımız tarihte işçi kardeşlerimizin mücadelesiyle kazanılmıştı. O zaman bize de tek bir seçenek düşüyor, ya mücadele edeceğiz ya köle gibi yaşayacağız!
Kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmak için de mücadele etmek zorundayız. Bu hakkımızı sahip çıkamazsak ve kaybedersek, hükümete ve sermayeye büyük bir rahatlama imkânı veririz. Biz işçilerin tüm haklarının mücadelesini veren UİD-DER’in kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmamız için başlattığı kampanyaya sahip çıkmalı, bu kampanyayı daha da genişletmek için mücadele vermeliyiz.
Emekçi Kadınlar Yalanlara Hayır Dedi
Yunanistan’da Genel Grev!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...