Buradasınız
UİD-DER: Kıdem Tazminatının Gaspına Karşı Mücadeleye!

Patronlar ve AKP hükümeti, kıdem tazminatımızı gasp etmek için bir kez daha harekete geçtiler. Medya bu saldırıda büyük bir rol oynuyor ve kıdem tazminatının fona devredilmesinin işçilerin yararına olduğu yanılsaması yaratmaya çalışıyor. Bunun işçilere dönük büyük bir saldırı olduğu, iş güvencesini ortadan kaldırmanın, yeni bir fon yaratarak patronlara peşkeş çekmenin yolu olduğu açıktır. Mücadele örgütümüz UİD-DER, 2012’de aynı saldırı gündeme geldiğinde “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyelim” kampanyası yürütmüştü. İşçi bölgelerinde yürütülen kampanyada 65 bin imza toplanmış ve bir dilekçe eşliğinde Meclis’e teslim edilmişti. Ardından sendikalardan da benzer tepkiler geldi. İşçi örgütlerinden gelen tepki üzerine saldırıyı geri çekmek zorunda kalan hükümet, bugün tekrar kıdem tazminatı hakkımıza göz dikti. UİD-DER, bu saldırıya izin vermemek üzere “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyelim” kampanyasını kaldığı yerden sürdürüyor. İşçi bölgelerinde açtığı stantlarla işçilerin tepkisini örgütlü mücadeleye kanalize etmeye çalışıyor. Bu kapsamda 7 Şubatta işçi bölgelerinde stantlar açıldı ve binlerce işçiye kıdem fonu saldırısı anlatıldı.
Sarıgazi
Sarıgazi Demokrasi Caddesi’nde açtığımız stantta pek çok işçi ile sohbet ettik.
Bir işçi yasayı beklediğini, 1 ay bile çalışılsa tazminatın alınabileceğini, bunun da iyi bir şey olduğunu söyledi. Biz de fona devredildiğinde tazminatın yarı yarıya düşeceğini anlattık. İşsizlik fonunda biriken parayı kullanamadığımız gibi bu fonda da biriken parayı kullanamayacağımızı anlattık. İşçi kardeşimiz böyle olduğunu bilmediğini söyledi ve kampanyamızı imza atarak destekledi. 15 yıldır sigortasız olan genç bir işçi sadece son 1 yılda sigorta priminin yatırıldığını anlattı. Kıdem tazminatı hakkını patronunun böylece fiili olarak elinden aldığını söyledi. Patronların kıdem tazminatı vermemesine karşı çıkmayan, denetlemeyen, işçilerin uğradığı hak gasplarına yenilerini ekleyen hükümet, fiili olarak tazminatını alamayan işçilere bu saldırıyı “müjde” diyerek verebiliyor.
İşçi aileleri de kıdem tazminatının gaspına karşı imza kampanyamıza destek verdiler. İşçi eşleri “hep işçiden gidiyor, hep işçiye saldırıyorlar, yeter artık ne gerekiyorsa yapalım” dediler.
Kampanyayı destekleyen, böyle bir kampanya yürüttüğümüz için teşekkür eden işçilerin dışında kıdem tazminatı diye bir hakkının olduğundan haberi olmayan genç işçiler de vardı. Gençlerin beynini uyuşturan sistem işçilerin kendi sorunlarına bile bu kadar duyarsızlaştırılmalarına neden oluyor.
Kıdem tazminatı standımızda görev alan UİD-DER Kadın Komitesi’nden kadın işçilerin sohbet ettiği emekçi kadınlar yaşamlarından verdikleri örneklerle hem işte, hem evde çifte sömürüye maruz kaldıklarını anlattılar. Çocuğu küçük olduğu için çalışamadığını anlatan emekçi bir kadın “Her İşyerine Kreş” talebimizin çok doğru olduğunu ve bizi desteklediğini belirtti. Tekstil işçisi kadınlar aynı işi yaptıkları halde erkeklerden daha düşük ücrete çalıştırıldıklarını söylediler. “Eşit işe eşit ücret” talebinin ne kadar önemli olduğunu anlattık.
Ankara
Ankara’da işçi ve emekçilere kampanyamızı ulaştırmak üzere Sakarya Caddesi’nde stant açtık. Bildirilerimizi ve İşçi Dayanışması bültenimizi işçilere ulaştırdık, sohbet ettik, kampanyamız için imza topladık. “Kıdem Tazminatıma Dokunma”, “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyelim” dövizlerimiz ilgi gördü. Bir emekçi UİD-DER’in 2012 yılında yürüttüğü kampanyaya da destek verdiğini söyledi, dayanışma duygularını ifade etti.
Yaptığımız sohbetlerde kıdem tazminatının fona devredilmesinin işten atmaların da önünü açtığına dikkat çektik. Kıdem tazminatı hakkı ile ilgili bir fikri olmayan, öğrenmek isteyen genç öğrenci ve işçilerle konuştuk, bilgi verdik. İşsiz bir işçi, “Kıdem tazminatı iş güvencemizdir” dedi. Kadın işçilerle yaptığımız sohbette de işyerlerimizde, mahallelerimizde kampanyamızı büyütmenin önemini konuştuk. Gangster sendika Türk Metal’in örgütlü olduğu fabrikalarda çalışan işçilerle karşılaştık. Sendikalarının kıdem tazminatının gaspına sessiz kalmasına karşı tepkilerini dile getirdiler. Bir başka işçi geçmişte işçilerin sendikalarda örgütlü olduğunu, sendikalarına sahip çıktıkları için patronların bu tür saldırılara yeltenemediklerini anlattı. Bugün de sendikalarda örgütlenmenin önemli olduğunu söyledi.
Şirinevler
Şirinevler’de işçileri kıdem tazminatımıza sahip çıkmaya çağırdık. Konuştuğumuz işçiler bize destek verdiler. “Asgari ücret de 1300 olacaktı, ama biz alamıyoruz” diyen işçiler hükümete tepkili. Bir kadın işçi çalıştığı yerde maaşının 1300 lira olarak bankaya yatırıldığını fakat ertesi gün 400 lirasının elden geri alındığını anlattı. Yeterli denetimin yapılmadığını söyleyen işçi, “zaten asgari ücret bile alamıyoruz bir de kıdem tazminatımıza göz dikiyorlar” diye tepki gösterdi. Başka bir kadın işçi aylarca işsiz kaldığını çok zor iş bulduğunu ve kredi borcu olduğu için de patronun her türlü dayatmasına katlanmak zorunda kaldığını anlattı. Kıdem tazminatının fona devredilmesinin işçileri işten atmayı kolaylaştıracağını söyleyen kadın işçi “daha önce çalıştığım yerde patron bana tazminat vereceğini söyledi. İşten ayrıldığıma dair kâğıt imzalattı. Sonra da 8 senelik tazminatıma el koydu. Sizin anlattıklarınızı daha önce öğrenseydim tazminatımı alabilirdim. Şimdi çalıştığım yerde tek başına bir şey yapamıyorum. Ama tüm işçiler birlik olursak bu durumu değiştirebiliriz” dedi. İşçilerin örgütlü olduğu bir dönemde, 15-16 Haziran büyük işçi direnişini yaşamış bir abimiz de bizi desteklediğini belirterek şunları söyledi: “Hükümet birer birer grevleri yasakladı. İşçilere hiç hak tanımıyor. Elimizde bir kıdem tazminatımız kaldı, onu da almak istiyorlar. Bu saldırılara karşı birlik olmak lazım... Biz zamanında birliktik, işçi sınıfı örgütlüydü. Patronlar o zaman bize saldıramıyordu, bizden korkuyordu.”
Tehlikede olan biz işçilerin iş güvencesidir. UİD-DER’li işçiler olarak kıdem tazminatının gaspına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Kampanyamızı işçi mahallelerine, fabrikalara, işyerlerimize taşıyacağız.
Kıdem Tazminatının Gaspına Hayır!
Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....