Buradasınız
UİD-DER’in Eli Elimize Değdi
İstanbul’dan bir grup sağlık işçisi

Merhaba dostlar. Biz UİD-DER’li bir grup sağlık işçisiyiz. Bizler özel hastanede çok ağır koşullarda çalışıyoruz. Uzun saatler mesai yapıyor, düşük ücretler alıyoruz. Neredeyse hiçbir hakkımızdan yararlanamıyoruz. Maalesef biliyoruz ki bu çalışma koşullarına Türkiye’deki tüm işçiler maruz kalıyor. Ama biz size mektubumuzda bu ağır koşullara rağmen, örgütlü bir grup işçinin bir arada çalışmasının ne kadar anlamlı olduğunu anlatmak istedik.
Kapitalizmde insanlar birbirine yabancılaşır, insani değerlerini kaybeder ve güven ortamı yok olur. İşyerlerinde işçiler sürekli bir rekabet içine girerler. Bazı işçiler birbirlerini şikâyet etme, dedikodu yapma ve birbirinin ayağını kaydırma çabasında olurlar. Böyle zamanlarda işçiler, aralarında birlik olmadığından başlarına ne gelirse gelsin, tüm sorunlarını tek başına çözmeye çalışır ve bu sorunların altında ezilirler. Böylesi güvensiz bir ortamda yapılan sohbetler de işçinin kendi sorunlarından uzak olur. Eskiden bizler de tek tek bu sorunları yaşardık. Ta ki çalıştığımız hastanede UİD-DER’in eli elimize değene kadar. Önce birdik, sonra sabırla ağlarımızı ördük. Şimdi bu çatı altında örgütlü bir grup işçiyiz. Peki, örgütlü olmak bizde neleri değiştirdi? İlk olarak hepimiz sorumluluk sahibi işçiler olduk. Dolayısıyla, işimizi çok daha disiplinli yapıyoruz. Örgütlü mücadelemizde kolektif yaşamın bilinciyle, bunu işimize de yansıtıyoruz. Her şeyi planlı ve ortak iş yürüterek tamamlıyoruz. Kimse olması gerekenden daha fazla yorulmuyor. Birbirimizin sırtındaki ağır yükü beraber sırtlanıyoruz. Ayrıca sınıf bilincine sahip olan işçilerle bir arada olmak bize güven veriyor. Patrona şikâyet edilmekten veya haksızlıklara karşı fikrimizi söylemekten korku duymuyoruz. Tüm sorunlarımızı işçi bilinciyle, ortak fikirlerle çözümlüyoruz. Kendi aramızda oluşturduğumuz ilişki tarzını çevremizdeki işçi arkadaşlarımıza da kazandırmaya çalışıyoruz. Çevremizde olan işçiler arasındaki ilişkide de dedikodu, rekabet ve haksızlığın oluşmasına izin vermiyoruz. Etkinlik haftalarında, yoğun çalışmalar içine giriyoruz. Heyecanla işyerimizdeki arkadaşlarımızı çağırıyoruz. Görevli olduğumuz alanlardaki çalışmalarımızı bir arada pekiştiriyor, birbirimizden fikir alıyoruz. Molalarımızı her gün iple çekiyoruz. Çünkü her mola yeni bir konu konuşmamız ya da yeni bir işçi tanımamız anlamına geliyor. Çalışma saatlerimizde İşçi Dayanışması bülteninden ve güncel haberlerden birbirimize yazılar okuyor ve tartışıyoruz. Her gün birbirimize yeni bilgiler katmanın heyecanıyla bir gün sonrası için yeni konular buluyoruz. Attığımız her adımda birliğimiz daha da çok güçleniyor. Bir olmanın, birlik olmanın tadını beraber çıkarıyoruz.
Bu yazdıklarımızdan boş zamanımızın fazla olduğunu düşünmeyin. Özel hastanelerdeki işçilerin çalışma koşullarının ağırlığını herkes bilir. Fakat bizim için çalışmayı bu denli anlamlı yapan şey örgütlü ve UİD-DER’li olmamızdır. Kapitalist sömürü sistemi işçileri ne kadar yabancılaştırırsa yabancılaştırsın, örgütlü işçiler bu engelleri aşmasını bilirler. Bizler bunu yaşayarak görüyoruz. Bizler, örgütlü mücadelemizde daha güzel yaşayabilmek için vaktimizi birbirimizi kazanarak harcıyoruz. Bu sistemin içindeki bir işçinin eli daha UİD-DER’in eline değsin istiyoruz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...