Buradasınız
Umut
Umut filmi, 70’li yıllar Türkiye’sinde, Adana’da bir faytoncu ailesinin yaşadığı yoksulluğu ve bireysel kurtuluş çabasınının beyhudeliğini anlatıyor. Faytoncu Cabbar, 5 kişilik ailesini geçindirmek için sabahın köründen gece yarısına dek çalışır ama kazandığı 15 lira geçinmesine hiçbir şekilde yetmez. Cabbar’ın ailesi gün geçtikçe esnafa borçlandıkça borçlanır. Ayakta kalmak için verilen bu çaba, günün birinde zengin bir adam arabasıyla Cabbar’ın tek atını ezip öldürünceye dek sürer. Karakolda Cabbar zengin adamın karşısında aşağılanır ve yaka paça dışarı atılır. Cabbar, bir at almak için para istemek üzere tanıdığı tüm ağalara, beylere ve zenginlere başvurur. Tahmin edeceğiniz gibi kapılar Cabbar’ın suratına bir bir kapanır. Durumunu düzeltemeyen Cabbar’a bir darbe de alacaklılardan gelir. Kalan diğer atı da alacaklılar satınca, Cabbar tek başına kalakalır.
Film bize Cabbar şahsında küçük mülk sahibi insanların davranışını da özetliyor. Faytonunu yitiren Cabbar işçileşmek istemiyor, bireysel kurtuluş çabasına devam ediyor. Üfürükçü hoca ve lümpen bir hamalın peşine takılarak define aramaya çıkıyor. Sürekli şans oyunları oynuyor.
Gün geçtikçe uçuruma sürüklenen diğer faytoncular örgütlenip miting düzenlemeye çalışırken Cabbar bu mitinge de katılmayıp bildiği yolu izlemeye devam ediyor. Sonuçta faytonunu, ailesini, umudunu yitirerek çıldırma noktasına geliyor. Film trajik bir sonla bitiyor, Cabbar’ın tüm umutları yok oluyor. Ancak bu bir gerçeği dile getirmektedir; kapitalizm içinde umut aramak boşunadır gerçeğini!
Günümüzde dünya nüfusunun yarısı aç, işsiz ve yoksul insanlardan oluşuyor. Kapitalizmin çarkları döndükçe daha fazla sayıda insan yoksullaşıyor. Günümüz Türkiye’sinde resmi rakamlara göre 15 milyondan fazla yoksul insan var. İşçilerin yanı sıra, iflas eden bakkallar, rekabete dayanamayan küçük üreticiler, toprağını terk eden köylüler, vergisini ödeyemeyen manavlar, siftah yapamayan tamirciler, kısacası küçük mülk sahibi insanlar oluşturuyor bu yoksullar ordusunu.
Burjuvazinin siyasi, ekonomik ve ideolojik saldırıları arttıkça, insanlık umuttan çok umutsuzluğa sürükleniyor. Oysa gerçek umut devrimci mücadeleden geçiyor. Burjuvazinin sahte umutlarının karşısında, işçi sınıfı devrimci umutlar etrafında kenetlenmeli ve sınıf mücadelesini yükseltmelidir. Kapitalist sömürü düzenine karşı devrimci mücadeleyi, uluslararası işçilerin birliğini, dayanışmasını ve kültürünü örmeye çalışmak tek gerçek kurtuluş yolumuzdur.
Aynı Ağacın Elmaları
Beynelmilel: Baharı Karşılamak
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.