Buradasınız
Vergiler Tabana, Kıyaklar Tavana!
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Bir zamanların en popüler kelimesiydi; İSTİKRAR! İktidarın her temsilcisi önce ballandıra ballandıra ülkemizin dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu, milli gelirimizin 850 milyar doları aştığını anlatır, peşine de lafı büyük kelimelerle üstüne basa basa “istikrar” mevzuuna bağlardı.
“İstikrarın” sürdüğü yıllarda müteahhitler binlerce konut yaptı, maliyetinin 4 katına sattı. Bir fabrikası olan bir fabrika daha açtı. Maden sahibi başka bir yerde bir maden daha açtı. Bankalar, finans şirketleri kâr marjını katladıkça katladı. Zenginler, mülk sahipleri çuvalla para kazandılar. Yeni milyarderler türedi. Dünyanın en zenginleri listesine giren “öz be öz zenginlerimiz” oldu. Sermaye sınıfı kârına kâr, zenginliğine zenginlik kattı. Bu arada biz işçi sınıfı için de değişik bir “istikrar” sürüyordu. İş cinayetlerine kurban giden işçi sayısı her yıl 1900/2000 seviyelerinde seyretti. Ama kahredici bedele rağmen çoklarının ağzında büyük kelimelerle istikrar lafı olur olmadık yerde çıkıp duruyordu. Bizler ise sürekli borç harç içinde geçindik, ay sonunu zor getirdik.
Şimdilerde işler biraz değişti. Her ne kadar bizim taraftaki iş kazaları, iş cinayetleri, yoksulluk ve güvencesizlik istikrarlı halde aynen devam etse de patronlar sınıfı eski şaşalı günlerini yitirdi. Konutlar eskisi gibi satılamıyor, şirketlerin de kârları düştü. Dün “istikrar sürsün” lakırdısıyla konuşan kimselerin ağzından “istikrar” lafı duyamıyoruz. Bunun yerine sonuçları daha da tehlikeli “fedakârlık, borç 80 milyonun borcudur, katlanılacak bir bedel varsa hep beraber katlanacağız” gibi söylemler duyuyoruz. Beyefendiler türlü plan, projelerle “krizin etkisini tabana yayacağız” diyorlar. TABAN kelimesini duyunca “konu benimle alakalı değil” diye düşünen işçi kardeşim, tam da senden bahsediyor. En alttakiler biz değil miyiz? Bizden daha taban var mı? Öyle “hep beraber bedel öderiz” laflarına da aldanma! Daha fazla uzatmamak için onların yaptığı gibi konuyu spotlarla ifade edeceğim. Artık “bizim”, “sizin” kim olduğuna siz karar verin. Şöyle ki:
“Saraylar bize; Tanzim kuyrukları size”
“Uçaklar bize; Zamlı faturalar size”
“Makam araçları bize; Pahalı ulaşım size”
“Kıyak emeklilik bize; Mezarda emeklilik size”
“Milyonluk ihaleler bize; Asgari ücret size”
“Ejder meyveli smoothie bize; Kuru ekmeğe talim size”
“Ballı teşvikler bize; Kıdem tazminatı bile çoktur size”
İşte patronların eşitlik ve aynı gemideyiz anlayışı kardeşlerim. Bolluk günlerinde bizi hiç hatırlamazken kriz kapıyı çaldığı vakit ilk bizi getirdiler akıllarına. Ne diyordu şair?
Bunlar
Engerekler ve çıyanlardır
Bunlar
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır
Tanı bunları…
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...