Buradasınız
Ya Bizim Geleceğimiz, O Ne Olacak?
Adana Organize Sanayi Bölgesinden bir işçi
En sonunda zil çaldı. Şimdi yemek vakti. Her sabah gün aydınlanmadan uyanıyorum. Sabahın erken saatinde genellikle iştahsız oluyorum. Bir taraftan yorgunluk diğer taraftan evdekileri uyandırmamak için evden kahvaltı yapmadan çıkıyorum. Mis gibi kokan, gevrek, bol susamlı, sıcacık simitler tezgâhlardan bizlere gülümsüyor. Sabahın ilk saatlerinde yediğim iki simit beni birkaç saat idare ediyor. Gramda hafif fiyatta ağır o güzelim simit, saatler geçtikçe hükmünü yitiriyor ve öğle yemeğine kadar bitap düşmüş oluyoruz. Öğle yemeğine koşa koşa gidiyoruz. Eee, kurt gibi açız hepimiz! Yemek yerken her masadan uğultular yükseliyor. Önceden yemeklerin az ve kalitesiz olması üzerine yapılan sohbetlerin yerini daha ciddi konular aldı. Her masada ekonomi... Evli olanlar yüksek kiralardan dert yanıyor. Kimileri de elektrik ve su faturasının aşırı zamlandığından bahsediyor. Bir arkadaşın diğer arkadaşa, yağın fiyatının kronometre gibi durmadan yükseldiğini öfkeli bir şeklide anlattığına şahit oluyorum. Diğer bir arkadaş da; “evlenip yeni bir hayat kurmak istiyorum ama bu şartlarda mümkün değil” diye derdini anlatıyor. Herkeste gelecek kaygısı ve “artık sıkıldık” cümleleri. Yemek bitti. Karınlar doydu ama sorunlar orta yerde duruyor hâlâ.
Saat 15.00 ve nihayet çay içme vakti... Çayını dolduran işçiler bir kenara çekilip gruplar halinde sohbete başladı. Kimileri de bir bardak çay içtikten sonra uyumayı tercih etti. Ben de çayımı alıp sohbet eden arkadaşların yanına geçtim. Bir abi hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyor. Ben de merakla dinliyorum. Yemekteki sohbeti hiç yorulmadan devam ettiriyor. “Bıçak kemiğe dayandı artık.” Ne kadar yorulursak yorulalım bir kenara çekilip uyumaktansa sorunlarımızı tartışmayı tercih ediyoruz. Çünkü yaşam derdi bu. Sanki karanlık ve sonu gelmeyecek bir tünelin içinden geçiyor gibiyiz. O yüzden çenesi yorulmadan anlatıyor abi. Ben de hiç yorulmadan dinliyorum. Sohbetin bir yerinde söyle bir olay anlattı: “Geçen bir arkadaşım iş başvurusuna gitti. Şartları sormuş, kaç saat çalışacağını falan. Adam da hafta içi sekizde iş başı altıda da paydos, cumartesi günü de yarım mesai. Maaş da asgari ücret” demiş. “Bir de asgari ücret mi!” demiş bizimki şaşırarak. Arkadaşım; “cumartesi niye çalışıyoruz peki” demiş. Hafta içi bir saat fazla çalışarak haftalık mesaiyi zaten tamamlamış olmuyor muyuz? “Evet” demiş adam. Bizde böyle. Cumartesi günleri de fabrikanın geleceği için demiş. Arkadaşım bunu duyunca, “fabrikanın geleceği mi? Ulan bizim geleceğimiz ne olacak peki?” demiş ve çıkıp gelmiş oradan. Çay saati bitti ve sohbet de… Herkes işinin başına döndü. Benim aklımda ise şu soru dönüp duruyor; evet bizim geleceğimiz ne olacak? Patronlar kârlarına kâr katmaya devam ederken bizim payımıza daha uzun saatler çalışma ve yoksulluk düşüyor.
Hayır, bu böyle devam edemez! Bizler yaşam mücadelesi verip gelecek kaygısı içinde kıvranırken, her geçen gün hayal kurmaktan biraz daha vazgeçiyoruz. Öyle çok büyük hayaller de değil bunlar; bazen bir nehrin kenarında balık tutmak, bazen de bir dostla sinemaya gitmek... Hayır, bu böyle gitmez! Daha insanca bir yaşamın hayalini de kuracağız, geleceğimizi çalan, bizi sömüren keneleri sırtımızdan söküp atmak için örgütlü mücadeleyi de yükselteceğiz.
“Herkes Biliyor”
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...