Buradasınız
Gıda İşçilerinin Sorunları ve Çözüm Yolu
Kurtköy’den bir gıda işçisi
Dünya işçi sınıfının bir bölüğünü gıda işçileri oluşturuyor. Türkiye’de resmi verilere göre gıda sektöründe 580 bin civarında işçi çalışıyor. Ekmek, peynir, bisküvi, et, süt gibi nice gıda işçilerin emekleriyle sofralarımızı süslüyor. Ülker, Eti, Uno, Tamek, Sütaş gibi gıda şirketleri için tatlı kârlar anlamına gelen gıda üretimi işçiler için katmerli sorunlarla yüklüdür.
Gıda işçileri sofraya envai çeşit yiyeceği koymakta fakat sofradan aç kalkmaktadır. Çünkü çoğu gıda işçisi asgari ücret ile çalışmaktadır. Gıda fiyatları işçilik maliyeti nedeniyle yükselmiyor. Envai çeşit gıda ürünü üreten, işleyen işçiler ne acıdır ki bu ürünleri sofrasına koyamamaktadır. Üretenlerin ürettiklerini yiyememesi, tüketememesi sermaye düzeninin neden olduğu insanlık dışı bir durumdur.
Gıda işçileri toplum sağlığı için hijyen kurallarına uygun çalışmakta fakat iş koşulları işçileri meslek hastalıklarına ve iş kazalarına maruz bırakmaktadır. Patronlar gıda işçilerinin temizlik, sağlık, bakım konusunda son derece özenli olmalarını istemektedir. Buna rağmen örneğin kadın işçiler ağır kolileri kaldırmakta, seri üretim bel ve boyun ağrılarına neden olmakta, uzun süre ayakta çalışmak vücutta birçok rahatsızlığa yol açmaktadır. İşçiler ürettikleri ürün kadar değer görmemektedirler. Ağır koşullarda ve uzun saatler boyu çalışan işçiler kendi sağlıklarını kaybetmektedirler.
Gıda patronları holdingler kurmakta, tekelleşmekte ve uluslararası pazarlara açılmakta, fakat kazandıklarını işçilerle paylaşmaya yanaşmamaktadırlar. Ülker’de, Yörsan’da, Namet’te, Sütaş’ta, Coca Cola’da patronların sendika düşmanlığını medyada birçok kez gördük, duyduk. TÜSİAD eski başkanlarından Muharrem Yılmaz’ın Sütaş’taki sendika düşmanlığını çok net gördük. Gıda patronları devletten kredi ve teşvik almakta, yasal ayrıcalıklardan faydalanmakta, işçilerin hak talep etmesini kabullenmemektedirler. Gıda patronları dernek, sendika gibi örgütler kurup örgütlenirken işçilerin sendikaya "üye olmamaları için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Gıda işçileri sorunlarını çözmek için, ortak taleplerini hükümete ve patronlara kabul ettirmek için örgütlendiklerinde engellerle karşılaşmaktadırlar. Türkiye’de gıda işçilerinin sadece %12’si sendika hakkından faydalanmaktadır. Tek Gıda-İş, Öz Gıda-İş, Şeker-İş ve Gıda-İş gibi sendikalarda örgütlü işçi sayısı toplam 70 bin civarındadır. Bu sayının artmamasının, işçilerin ücret ve çalışma koşullarını iyileştirmemesinin nedeni sendikalaşmanın önündeki yasal ve fiili engellerdir. Barajlar, yasaklarla işçiler bu süreçte yıldırılmaya çalışılır. Yasal engellere patronların keyfi işten atma, taşeronlaştırma ve geçici işçi çalıştırmaları da eklenince sendikal örgütlenme daha en baştan bastırılmaya çalışılır. Gıda patronları çok iyi bilmektedirler ki, işçiler sendikalarda örgütlenip bilinçlendiğinde, korkularını yenip yeni haklar için mücadele ettiklerinde, tatlı kârlarından taviz vermek zorunda kalacaklardır.
Gıda patronları ne tür engeller çıkarırlarsa çıkarsınlar, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek ne tür vaatlerde bulunurlarsa bulunsunlar bu devran böyle gitmeyecektir. Türkiye’de işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gıdası mücadeleci örgütlerinden, tabandaki birliklerinden gelmektedir. Açlık ve yoksulluk sınırının çok altında çalışan Türkiye işçi sınıfı, her türlü engeli parçalayarak kitlesel, militan ve örgütlü bir mücadeleyle sahneye çıkacaktır.
HAYIR De!
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...