Buradasınız
16 Yıl Önce, 16 Yıl Sonra
Ümraniye’den bir matbaa işçisi

Ben uzun yıllardır matbaa sektöründe çalışan bir işçiyim. Mesleğe başladığım ilk yıllarda çalıştığım fabrikada 16 yıl sonra yeniden işe başladım. Aradan geçen uzun yıllar sonra neler değişmiş diye baktığımda, 16 yıl boyunca işçilerden yana pek bir şey değişmediğini ama patrondan yana birçok şeyin değişmiş olduğunu gördüm.
16 yıl önce orta büyüklükte olan fabrika bugün büyük bir fabrika olmuştu. O zamanlar toplam 100’e yakın işçi çalışıyordu. Yanında mesleğe çırak olarak başladığım Dursun Usta halen çalışıyor. Tam 21 yılını vermiş bu işyerine. Sohbet ettik. Ben işten çıktıktan sonra işlerin büyüdüğünü, bugün işçi sayısının 600’e yakın olduğunu ve patronun inşaat, elektrik ve elektronik sektörüne büyük yatırımlar yaptığını anlattı. Peki, bu nasıl olmuştu?
İşe girdiğim yıllarda ücretler bugüne oranla daha iyiydi. Tüm resmi tatilleri kullanabiliyorduk. Cumartesi günleri çalışma yoktu. 8 saat çalışıyorduk. Bugün ise 10 saat çalışıyoruz ve Cumartesi yarım gün mesai olarak sayılmıyor, bayram tatili dışında resmi tatil yok. Primler ufak ufak yok edilmiş. Kısacası patron işçi kardeşlerimizin emeğini çalarak, sömürerek sermayesini büyütmüş, servetine servet katmış. Peki, o fabrikaya ömrünün yarısını veren Dursun Ustamız ne kazanmış? Bir işçi olarak sadece emekli olmuş ve devlet tarafından verilen emekli maaşı yetmediği için hâlâ çalışıyor.
Bu saçma, insanlık dışı kapitalist sistem biz işçilerin sınırsızca sömürüsüyle ayakta duruyor. Buna dur demek gerekiyor. Çalışma koşullarımızı ve haklarımızı ancak örgütlü mücadeleyle iyileştirebiliriz. Tüm sektörlerden işçiler olarak örgütlenip insanca yaşabileceğimiz sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya kurmalıyız.
“Ne Gerekiyorsa Yapalım!”
Kampanyamız Hızla Devam Ediyor
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...