Buradasınız
ABD: Bir Ülke İki Sınıf, İki Dünya
ABD’yi nasıl bilirsiniz? Gücüne karşı koyulamayan, hikmetinden sual sorulmayan mı? ABD’yi Hollywood filmlerinden anlamaya çalışırsak fırsatlar ve özgürlükler ülkesidir. Ama o meşhur Hollywood’a açılan sokakların kaldırımlarında yatan evsizlere düşüncelerini sorsak, ne derler? Yoksul, evsiz, işsiz ve aç kalma hürriyetiyle hür olunan bir ülke… Bu ülkenin egemenlerine göre ABD, dünyanın dört bir yanına “insan hakları”, “barış”, “huzur” dağıtıyor. Peki, savaş ve yıkımın ortasında kalan Irak ve Afganistan halklarına sorsak ne derler? Tüm kötülüklerin müsebbibi! Bugün kapitalist dünyanın tepesinde oturan ABD; askeri, siyasi, ekonomik gücüyle dünyanın süper gücü unvanını kimselere kaptırmıyor. Asya’ya, Afrika’ya, Ortadoğu’ya silahlarla, bombalarla, katliamlarla “medeniyet” götürdüğünü iddia ediyor. ABD’nin sömürücü sınıfı, aynı zamanda Amerikalı işçi sınıfını iliklerine kadar sömürüyor, haklarına el koyuyor.
Zenginlik ve refah ülkesi olarak bilinen ABD’de bu zenginlikten emekçilerin payına kırıntılar düşüyor, yoksulluk artıyor, işsizlik yükseliyor, sorunlar ve çelişkiler derinleşiyor. ABD’nin zenginleri ile emekçileri arasındaki gelir eşitsizliği, iki sınıf arasındaki uçurumun dibini görünmez hale getirirken, sorunları daha da gözler önüne seriyor. Forbes’in 2018 en zengin 400 ABD’li listesinde yer alan Bill Gates (Microsoft’un kurucusu), Jeff Bezos (Amazon.com’un kurucusu) ve Warren Buffett’ın (Dünyanın en büyük yatırımcılarından) sahip olduğu toplam servet 250 milyar doların üzerinde. Bu üç milyarderin toplam zenginliği, 160 milyon insanın toplam zenginliğine eşittir. ABD nüfusunun sadece yüzde 5’i toplam servetin yüzde 60’tan fazlasını elinde tutarken, nüfusun yüzde 70’ten fazlası toplam zenginliğin yalnızca yüzde 20’sini paylaşıyor. Dudak uçuklatan zenginlik giderek daha az sayıda kişinin elinde toplanırken, yoksulluk daha da yayılıyor. Eğitim ve sağlığın oldukça pahalı olduğu ABD’de, 44 milyon öğrencinin yaklaşık 1 trilyon 52 milyar dolar öğrenim kredisi borcu bulunuyor. Nüfusun yüzde 20’si sağlık primlerini ödemekte zorlanıyor. Yaklaşık 30 milyon insanın sağlık güvencesi bile bulunmuyor.
Dünyanın en gelişmiş ülkesine bir bakın; bir ülkede iki ayrı dünya! Bir yanda zenginliğine zenginlik katan ABD’li egemenler, öte yanda payına yoksulluk düşen ABD’li işçi ve emekçiler… Bitmedi! Guetemala’dan, Honduras’tan, El Salvador’dan ve dünyanın başka diyarlarından yollara düşen binlerce göçmen, iş ve aş bulma umuduyla geldikleri ABD’de yine sefaletin içerisinde buluyorlar kendilerini. Göçmen karşıtı politikaların gittikçe azgınlaştığı ABD’de, yasadışı göç ve uyuşturucu trafiğiyle mücadele bahanesiyle sınırlara duvarlar örülüyor, Amerika-Meksika sınırında onlarca göçmen gözaltı merkezi açılıyor, kaçak göçmenleri sınır dışı etmek için av başlatılıyor. Üstelik hijyenden yoksun bu göçmen gözaltı merkezlerinde çocuklar hastalanıp ölüyor!
Su akar yatağını bulur, gerçekler de öyle. ABD’li egemenlerin “Amerikan rüyası” ile uyutmaya çalıştığı ABD’li işçi ve emekçiler artık rüya görmüyor. Gerçekler egemenlerin yalanlarına ve aldatmacalarına baskın gelmeye başlıyor. ABD işçi sınıfı yeniden derin uykudan uyanıyor ve kendi hikâyesini nakış nakış yazıyor. Geçmiş işçi kuşaklarının yaptığı gibi, sömürüye karşı başını kaldırarak mücadele ateşini harlıyor. Havalimanlarından hastanelere, fabrikalardan tren istasyonlarına, okullardan orkestra salonlarına, ABD’li işçiler kendi egemenlerine karşı mücadele ediyor. Birçok eyalette meydanlara akan öğretmenler, düşük ücretlere, yetersiz okul bütçelerine karşı “Artık yeter!” diyor, başarılı grevleriyle mücadelenin yolunu açıyor. Öğretmenlerin mücadelesinden etkilenen Chicagolu otel işçileri, New Yorklu hemşireler ve inşaat işçileri de daha yüksek ücret, sağlık sigortası, güvenceli iş talepleriyle mücadeleye atılıyor. Taşıma, otomotiv, silah, tarım sektöründeki işçiler mücadelelerini sürdürüyor. İşçiler ve gençler arasında, sınıfsız ve sömürüsüz toplum demek olan sosyalizme ilgi artıyor.
Dünyanın dört bir yanında emekçi halkların başına belalar musallat eden ABD’li egemenlerin bugünlerde ABD’li işçi ve emekçilerle başı dertte! ABD işçi sınıfı, kendi rüyasının peşinde! Mücadele defterimize yeni sayfalar ekleyen ABD’li sınıf kardeşlerimizin mücadelesi gösteriyor ki, dünyanın en gelişmiş ülkesi olsa bile kapitalizm altında işçilere gün yüzü yok!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
Son Eklenenler
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.