Buradasınız
Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
Kartal’dan bir öğretmen

Okulun ikinci haftası dersine girdiğim 12. sınıftaki öğrencilerime, okul masrafları, servis ücretleri, kantindeki yiyeceklerin fiyatı ve genel eğitim giderlerinin onları ve ailelerini nasıl etkilediğini sordum. Her ağızdan bir ses çıkmaya başladı. İçlerini dökmeye çoktan hazırdılar. Birbirlerinin sözünü keserek konuşmaya başladılar. Biri kantinden dert yanıyor, aynı anda öbürü kırtasiye fiyatlarından, bir başkası servis ücretlerinden bahsediyordu. Hepsi konuşmak istiyor ama aynı anda konuşmaya çalıştıkları için aslında kimse kimseyi dinlemiyordu. Bunun üzerine söylemek istediklerini yazmalarını istedim. O gün sınıfta olan 35 öğrencimin yazdıklarını okuduğumda, kiminin üç cümleyle kiminin yarım sayfa yazıyla anlattıklarının özünün ne kadar aynı olduğunu fark ettim. Öğrencilerimin en az beşte biri okulun yanı sıra bir işte çalışıyor, ailede 2-3 kişi çalışmasına rağmen geçinemiyor, artık doğru dürüst kantinden alışveriş yapamıyor, daha önceki yıllarda daha rahat aldıkları eğitim materyallerini alamıyorlardı.
Öğrencilerimden biri, kardeşi birinci sınıfa başladığı için eğitim masraflarının arttığını, kardeşinin ihtiyaçlarına öncelik verildiği için yeni defter alamadığından henüz bitmemiş eski defterlerini kullanmaya devam ettiğini yazmış. 4 yıldır çalışarak eğitim masraflarıyla ailesine yük olmadığını, ailesinin orta halli bir aile olduğunu söyleyen bir öğrencim de babasının diğer iki kız kardeşinin okul masraflarını karşılamakta zorlandığını söyleyip “6 deftere 250 lira vermiş biri olarak ekonomi çok kötü, bizim gibi orta seviyeli bir aile bile zorlanıyorsa, fakir aileleri düşünemiyorum. Yani okumak bile artık lüks olmuş durumda” diye yazmış. Bir öğrencim okulun ilk haftasında kantin fiyatlarını görünce şok olduğunu ve koridorda kantinciyi görünce dayanamayıp sitem ettiğini yazmış. Kantinci de onu kolundan tutup kantine götürmüş ve ona Milli Eğitimin gönderdiği fiyat yönergesi olduğunu söylediği bir kağıt göstermiş. Başka bir öğrencim artık kantinden alışveriş yapmadığını, yemek harçlıklarını biriktirdiğini, onun yerine test kitapları aldığını yazmış. Kantinciye de kızmış, “artık kantinden yiyecek içecek namına bir şey alamıyorum. Anlamıyorum bu insanların çocukları yok mu? Nasıl bu kadar pahalı satıyorlar? Bir suya bile 5 lira para istiyorlar, bizim bir şey alamayacağımızı görmüyorlar mı? Bir tost 40 lira olur mu? Oysa eskiden tost, su, kahve, dondurma alabiliyordum” diye serzenişte bulunmuş.
Bir öğrencimin yazdıkları şu an belki de birçok liseli gencin durumunu özetliyor. Ortaokuldan itibaren yazları bir işte çalıştığını yazan bu öğrencim direkt konuya girmek istediğini, liseye başladıktan sonra ekonominin daha da kötüye gittiğini, kendi masraflarını karşılamak ve ailesine daha fazla destek olmak için artık tatiller dışında da okul çıkışı çalışmaya başladığını yazmış. “Evde üç öğrenci olduğundan yetişmek de zor. Zaten bedenen çok yoruluyorum, ruhsal olarak da. Çöküyorum... Yetişmek çok zor. Test kitapları 200-300 lira arası olmuş. Ev masraflarını saymıyorum bile. Evde sadece babamın çalışması yetmiyor. Diyeceğim, hayat çok zor olmuş” diye içini dökmüş.
Bir erkek öğrencim “okulların açılmasıyla malum eksiklerimiz çoğaldı. Babam eksiklerimizi tamamlamak için sabah akşam çalışıyor. Kantin fazlasıyla pahalı. Evden bir şeyler getirmeyip oradan alışverişle doymaya kalksan 100 liradan aşağı olmuyor. Bir defter 60-70 lira olmuş. Çanta desen 500-600 lira. Bu ekonomik kriz yüzünden okula gelmek bile artık çok masraflı bir şey oldu. Milli Eğitim Bakanı açıktan okumayı zorlaştırınca ben de dershaneye yazıldım mecburen. O da evde ekstra bir kriz yarattı. Bu gidişle millet tam aç kalır” demiş.
Gençlere sorular sorulup düşünceleri istenince her ne yaşıyorlarsa, güzel bir şekilde ifade ediyorlar aslında. Ama eksik olan şey bunların aile içinde konuşulmuyor olması. Birkaç öğrencim ailesinin yaşanan bu sıkıntıları kendilerine hissettirmemeye çalıştığını yazmış. Yani eğitim masrafı ailelerin belini büküyor ama aileler geçinemediklerini fark etmesin diye çocuklara masraflardan, pahalılıktan, zamlardan bahsetmiyor! Böyle aileler aslında çocuklarına hiç de iyilik etmiyor. Bu yaklaşımın sonucunda çocuklar da gençler de bu durumu sadece kendi ailelerinin yaşadığı, duayla, temenniyle, şansla değişecek bir meseleymiş gibi algılamaya başlıyor. Yıllar içinde bu şekilde çözülmediğini gördüğünde de öğrencilerimden birinin dediği gibi çok genç yaşta psikolojik olarak çöküyorlar. Mücadeleyle durumu değiştirmediğimizde, gençleri karanlık bir gelecekten başka bir şey beklemiyor ne yazık ki! İçinde gençler yer almadan güçlü bir mücadele vermemiz zaten mümkün değil! O yüzden sınıfımızın her neferinin çocuklarına yaşadığı sorunları ve nedenlerini tüm çıplaklığıyla göstermesi ve aydınlık günler için eline bir mücadele meşalesi tutuşturması gerekir!
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Derdimiz Neden Başımızdan Aşkın?
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması Protesto Ediliyor
- İyi İnsanların İsyanı…
- Başka Bir Sağlık Sistemi Ortak Mücadeleyle Mümkün!
- Mesele Doktorlar Değil Sağlık Sistemi
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Rakip Değiliz
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Metal Sektöründe Bir Kez Daha Grev Yasağı
- Grevlerden Direnişlere İşçilerin Mücadelesi Büyüyor
- Direniş Çadırına Tezek Döktüren Korku
- Grev ve Direnişler Dayanışmayla Büyüyor
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- EYT’liler Emeklilik Haklarını Mücadeleyle Kazandılar
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...