Buradasınız
AKP’nin Seçim Vaatleri: Yalanlar ve Gerçekler
Üsküdar’dan bir büro işçisi
Geçtiğimiz günlerde internette gördüğüm bir video vesilesiyle seçim videolarını araştırdığımda trajikomik videolarla karşılaştım. Bu videolarda emekçileri düşürmek istedikleri seçim tuzağı o kadar açık görünüyor ki!
İlk video ulaşım ile ilgili. Eskişehir’deki kızlarının hasta olduğunu öğrenen aile, apar topar sıcak çorbasını yapıp hızlı trenle soluğu kızlarının yanında alıyor. Bu nasıl mümkün oluyor? Çünkü muhalefet konuşur, AKP yaparmış! Çocuğu Eskişehir’de okuyan bir işçi ailesi için tablo gerçek hayatta bu kadar parlak mı peki? Bir Eskişehir bileti en az 45 lira. Bu da sadece tek yön gidiş fiyatı. Gelin bir de bu açıdan bakın olan bitene. Bugün bir işçinin günde 50 lira kazanması bile “çok iyi” görülüyor. Ayda 1500 lira ile hem kızınızı şehir dışında okutmak zorunda kalıyorsunuz, hem de telefonu açtığınızda kızınız, apar topar onun yanına gidebilme imkânı buluyorsunuz… Bir işçi ailesinin anne baba olarak bile Eskişehir’e gidip gelebilmesi toplamda 180 liraya mal oluyor. Yani o işçinin 4 günlük ücreti. Tabi burjuva hükümetin umurunda bile değil bu. Hükümet “biz böyle bir hız sağladık mı, sağladık. O zaman bizim işimiz bitmiştir” gözüyle bakıp “Onlar konuşur AK Parti yapar” gibi bir sloganla çıkabiliyorlar karşımıza.
İkinci video ise “Sağlıkta Devrim” adını taşıyor. Bu video Vatan Şaşmaz’ın metrobüs videosunu hatırlatıyor. Muhtemelen bir Pazar günü veya yeni açıldığı anda çektikleri bir video olacak ki hastanede kimse yok neredeyse. Danışmada öyle bir görevli duruyor ki böyle güler yüz görülmemiş. Gelelim gerçek hayata. İstanbul’da herhangi bir devlet hastanesinde istediğiniz doktora veya branşa internet üzerinden veya telefonla randevu alabilmeniz 15 gün içerisinde mümkün olabilse bile, çoğu devlet hastanesinde randevu saatinizde giderek sıraya giriyorsunuz ve o şekilde doktor kabul ediyor. Geçmişte sabahın erken saatlerinden itibaren hastanelerde oluşan kuyruklar, eskisi gibi olmasa da şimdi yine istediğiniz zamana randevu almak zor. Ancak doktorun boş gününü yakalayabildiğiniz gün muayene olabilirsiniz. Bu da yetmezmiş gibi, “istediğiniz” herhangi bir eczaneden ilacınızı alırken sizden “katılım payı” adı altında minimum 8 lira olacak şekilde bir de muayene ücreti kesiliyor. Ee? Nerede kaldı SGK’ya çalışırken ödediğimiz sağlık primleri?
Tabi bu “sağlık devrim”inde unutulmaması gereken bir nokta da artık özel hastanelerde muayene olabilmemizmiş. Tabi paramız var ise. Gelin bir de bu açıdan bakalım olaya. Sıradan, lüks olmayan bir özel hastane veya polikliniğe bile gitmek istediğinizde katılım payı/SGK ücret farkı olarak alınan ücretler 18-20 liradan başlıyor. Zaten işçiler için lüks sayılabilecek orta ölçekli hastaneleri saymıyorum bile. Buradan çıkıp herhangi bir eczaneye gitmek ve ilacınızı almak istediğinizde burjuva devletimiz yine karşımıza dikiliyor ve “aynı paradan ben de payımı isterim” diyerek bir de o katılım payı kesiyor. Ama AKP için önemli değil işçi-emekçilerin çektiği çile, önemli olan reklamdır.
Üçüncü video ise, “Kentsel Dönüşüm”. Yine bir amcamız ve bir gecekondu karşımızda. Evi başına yıkılmak üzereyken muhtara, oradan belediyeye haber salınıyor ve “kentsel dönüşüm projesi” ile evlerinin yenilenmesi sağlanıyor. Ancak bu gerçekte bu şekilde mi işliyor? Elbette hayır! Emekçiler, on yıllardır yaşadıkları, devletin on yıllar boyu elektrik, su, doğalgaz ve telefon gibi imkânları sattığı, üzerine sürekli vergi aldığı evlerinden edildi. Sulukule’de, Maltepe Başıbüyük Mahallesi’nde, Fikirtepe’de, Bağcılar’da ve İstanbul’un daha birçok semtinde emekçilerin zorla çıkartıldığı evleri yıkıldı. Böylece “Kentsel Dönüşüm” adı altında yeni rant alanları sermayenin kullanımına açıldı. Bazı yerlerde ise mahalle sakinleri on yıllardır oturdukları evlerinin tapularını almak için 70-80 bin lira ödemeye mahkûm edildiler. “Kentsel dönüşüm” talanı ile inşaat firmaları kârlarına kâr katıyorlar.
Kırk geçit ve duble yol videosunda ise videodaki şahıs “Adam geldi, Ferhat gibi dağları deldi” diyor. AKP’nin bu seçim videosuna cevap veren bir Kürt kadının sözleri geliyor aklıma ister istemez: “Elbette yapacak, sanki kendi cebinden mi yaptı? Senin, benim paramla yaptı. Sanki kendi mi oturdu çalıştı. Adam tuttu çalıştırdı.” Bugün ticaretin ve turizmin hızlanması, diğer bir deyişle Türkiye’nin kâr alanlarının artması açısından bu yollara ihtiyaç duyulmaktaydı. Eski başbakan şimdinin cumhurbaşkanının da sürekli vurguladığı gibi duble yollar yapıldı. Peki, bu duble yollar yapılırken kaç işçi yaşamını yitirdi? Metro inşaatlarında kaç işçi iş cinayetlerine kurban edildi? O yollarda ticaret daha hızlı dönecek, o tünellerden burjuvaların işleri daha hızlı yürüyecek diye kaç ocak söndü? Sanki o tünel hakikaten sadece kamyon şoförünün işini kolaylaştırmış gibi lanse ediliyor reklam videolarında ve seçim alanlarında. Sanki burjuva devletin tek arzusu yolu kısaltmak ve şoförlerin eziyetlerini azaltmak, halka hizmet etmekmiş gibi sunuluyor. Amma velâkin gerçeğin öyle olmadığı aslında apaçık ortadadır.
Dertlerimize, sorunlarımıza çözümü düzen partilerinde bulamayız. Yapılması gereken öncelikle birlik olmak ve işçi sınıfının uluslararası alanda örgütlülüğünü sağlamaktır. Bizler bunun farkına varmadığımız ve çözüm için hiçbir çaba sarf etmediğimiz müddetçe burjuva partiler konuşmaya ve bizim sırtımızdan semirmeye devam ederler. “O parti mi, bu parti mi işçi sınıfının kurtuluşu olacak?” diye düşünerek ömrümüzü tüketirsek, tam da istedikleri gibi bir işçi sınıfı portresi çizerek onların ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Ancak birleşir, bilinçlenir ve örgütlenirsek o zaman bu düzenin defterini dürebilir, çarkını tersine çevirebiliriz. Unutmayalım ki kurtuluşumuz kendi eserimiz olacaktır!
İnsan mı bunlar?
Faşist Evren Protestolarla Gömüldü
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
Son Eklenenler
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...