Buradasınız
“Babamın Mezarında Çalışıyorum”
İstanbul’dan bir kadın işçi

Çoğumuzun annesine babasına, büyük anne ve büyük babasına ilişkin anıları olur. Komşular, akrabalar, dostlar, büyükler, küçükler derken yaşamımızda her birinin ayrı ayrı anlamı ve yeri vardır. Özellikle çocukluğumuzdaki yaşanmışlıklar kişiliğimizde derin izler bırakır. Daha sonraki yıllarda hayata tutunurken, o yıllarda edindiğimiz duygular ve düşünceler, bu eşitsiz düzene karşı direncimizin ilk dayanakları olur. Her şeye rağmen o yıllar özlemle, mutlulukla ve sevinçle hatırlanır. Fakat biraz duralım; herkes her zaman böyle yaşamıyor. Bazılarının geçmişe ilişkin hatırladıkları pek de bu anlatılanlar gibi değil. Yalnızlık, çaresizlik, yoksulluk, sessizce köşelerde dökülen masum çocuk gözyaşları, annelerin ağıtları…
2018’in son ayında elmasıyla meşhur olduğu gibi madenleriyle de bilinen Amasya’nın Yeni Çeltek maden ocaklarından birinde, yanında ekmeğini kazandığı kazması ve baretiyle bir maden işçisinin cesedi bulundu. Yıllar evvel 19 Mart 1965’de bu madende sabaha karşı grizu patlaması meydana gelmiş, 126 işçiden 58’i yaralı kurtulmuş, 69’u yaşamını yitirmişti. 7 madenciye ise ulaşılamamıştı. Madenin o bölgesinin üstü kapanmıştı. Son yıllarda madenin kapatılmış o bölgesi yeniden işletmeye açılınca toprak altında kalan madencilerden birinin cesedine ulaşıldı.
İşçinin cesedinin bulunmasından sonra bu acı olay medyanın ilgisini çekmiş ve o madende çalışanlarla röportajlar yapılmış. Maden işçisinin çocuğu da madenci olur derler ya işte öyle bir hikâye çıkmış bu trajik öyküden. 53 yıl önce o maden kazasında babasını kaybeden bir çocuk, ekmek parası derdine düştüğünde aynı madende çalışmaya başlamış ve ömrü madenlerde geçmiş. Haberi duyunca “belki bir umut çıkarılan ceset babama aittir” diyerek maden ocağına gelen Bekir Arslan’la yapılan röportajda şöyle diyor: “Bir mezarı olmadığı için kabullenemiyorduk, canlanmıyordu kafamızda. Mezarına gidersin, görürsün, öldüğünü kabullenirsin, bizimki öyle olmadı. Ben de madende işe ilk girdiğim zaman insanlar yer altından çıkarken, ‘benim babam da böyleymiş’ derdim. Ben hep, ‘babamın mezarında çalışıyorum’ derdim cesedi çıkmadığı için. Burayı hem işyerim hem babamın mezarı olarak görüyordum.”
1965’teki kazada cesedine ulaşılamayan madencilerin isimleri belli olmasına rağmen bulunan cesedin bu işçilerden hangisine ait olduğu henüz tespit edilemedi. Belki Bekir Arslan’ın babası Yusuf Arslan’a ait, belki bir başka işçiye. O işçilerin evlatları hâlâ umutla bekliyor. Kayıp yakınlarının tümü, bulunan cesedi benzer bir duyguyla sahiplenmiş durumdalar. Yıllar sonra gelen böyle bir buluşma pek az kimsenin anlayabileceği bir sevince de vesile olmuş. Salih Köse’nin oğlu Satılmış Köse’nin söylediklerine kulak verelim: “Babam gelmiş gibi sevindim. Babam ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. Siyah beyaz bir vesikalık fotoğrafı vardı, onu büyütüp eve astım, babamdan kalan başka hiçbir şey yok. Çok duyguluyum şu an…” Bu buruk mutluluk öyle bir ortak ruh yaratmış ki kendilerine ait olduğu daha netleşmeyen ceset hepsi tarafından anılarla, yaşanmamışlıklarla, özlemle ve teselliyle sımsıkı sahiplenilmiş, birinin sevinci diğerlerinin de sevinci olmuş.
Her sabah işe giderken belki geri dönemem diyerek kapı eşiğinde eşinden helallik ister maden işçisi. Yine böyle sabahlardan birindeki helalleşmenin ardından mahallede grizu patlaması oldu diye bağrışmalar duyulur. “Annem koşa koşa gitti. Madenin önüne gittik, jandarmalar bizi yaklaştırmadılar. Annemle beraber madene iki sene gittik geldik ama çıkmadı babam. Annem her yolu denedi ama babamı oradan çıkaramadık. Madenden cesedin çıkması bizi umutlandırdı. ‘Acaba babam mı?’ diye düşünüyorum. Tek isteğimiz babamın mezarının olması” diyor Mehmet Altınsoy’un kızı Necla Çapkın.
Bu acıların yaşandığı Yeni Çeltek aynı zamanda maden işçilerinin mücadeleleri bakımından da önemli bir bölgedir. 1965’ten sonra bölgede çalışma koşullarının düzeltilmesine ilişkin birçok girişimde bulunuldu ve ancak 10 yıl sonra işçiler sendikalaşabildiler. Maden işçisi sendikal haklarını geliştirdikçe iş güvenliği önlemleri açısından adımlar atabildi. Buna rağmen patronların üretim baskısı ve siyasilerin bunlara göz yumması işçi sınıfımızın bu kesiminde büyük acılara neden olmuştur.
Bugün de patronların pervasızca davranmasına neden olan şey işçi sınıfının örgütsüzlüğüdür. Yapay ayrımlarla aramıza duvarlar örülmüş durumda. Dün Yeni Çeltek bugün Soma, Ermenek, Şirvan ve daha nicelerinde kaybettiğimiz kardeşlerimiz gibi yeni kayıplar vermek istemiyorsak patronların yalanlarına kanmamalıyız, birleşmeliyiz, bir araya gelmeliyiz.
Mutfaklarda Yangın Var
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...