Buradasınız
Bir İşçinin Mirası
Gebze’den bir metal işçisi

Sizlere Gebze’den bir metal işçisi olarak yazıyorum. Bugün sizlere ilkokul çağlarımı anlatacağım. Bizler 90’lı yıllarda zor şartlarda geçinen işçi bir babanın evlatlarıyız. Tıpkı okuldaki diğer arkadaşlarım gibi doğru dürüst kitaplarımız yok, ayakkabımız yok, elbisemiz yok. Doğru dürüst gıda alamıyoruz. Hatırlıyorum, bir gün okulda sınıf öğretmenimiz bize tek tek “çocuklar büyüdüğünüzde ne olmak istersiniz?” diye sormuştu. Kimimizin doktor, kimimizin mühendis ve kimimizin öğretmen olmak gibi güzel hayalleri vardı. Hepimizin ortak hayali ise güzel bir gelecekti. Gel gör ki yaşımız 20-30 oldu ve ister doktor, ister öğretmen, ister fabrikada çalışan olsun hepimiz işçi olduk, işsiz olduk, ev kadını olduk, emekçi olduk. Hepimiz yine yoksul olduk. Demem o ki geçim derdi neticesinde hayallerle gerçekler uyuşmadı. Zaten nerde görülmüş ki işçi bir annenin, babanın çocuğunun kendi alın teriyle, çalıp çırpmadan zenginleştiği veya yüksek makamlara çıktığı? Bizim okuduğumuz okul bile zengin çocuklarının okullarından farklıydı.
Aslında bakıyorum da bizim kaderimiz, tıpkı annemizin, babamızın kaderine benziyor. Fabrikalarda arkadaşlarla sohbet ettiğimizde “baban ne iş yapıyor” diye soruyorlar. Ben de “babam işçi ben de bir işçiyim ve benim çocuklarım da işçi olacak” diyorum. Aslında işçiliği kötülediğim yok. Kader demişken aslında bizden sonraki nesillere yani çocuklarımıza, işçiliği, sınıfı, mücadele ile hak alınması gerektiğini iyi öğretmeliyiz. Onların da gerçekleri öğrenmesini sağlamalıyız. Bunu yaparsak hayat değişir. Zulüm de eşitsizlik de sömürü de kaderimiz olmaktan çıkar. Geleceği kendi ellerimizle kurarız. Belki çocuklarımıza en fazla bir ev ya da araba bırakıp belki de kendimizce “biz çocuklarımıza iyi bir gelecek bıraktık” diyebiliriz. Oysa gerçekten çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakmak istiyorsak, onlara kendilerine inanmalarını, zulmün karşısında boyun eğmemelerini, dayanışmanın gücünü ve birlikten kuvvet doğacağını anlatmalıyız. Bizim işçi sınıfının çocuklarına bırakabileceği en büyük miras bu olacaktır.
Hani eskiden herkesin severek izlediği “Şirinler” diye bir çizgi film vardı. Ben de severek izlerdim. Yaramazlıkta da üstüme yoktu. Annem ve babam “Şirinler” başladığında bana “iyi bir çocuk olursan, yaramazlık yapmazsan Şirinleri izlersin, onları gerçekten de görürsün” diye söylüyorlardı. Söz verip öyle izlerdim. Bugün hepimizin çocuğu işçi olacak. Ama onları öyle güzel günler beklemediğini hepimiz bir şekilde görüyoruz, yaşıyoruz ve seziyoruz. Haklarımız gasp ediliyor, ücretlerimiz hızla eriyor ve hızla yoksullaşıyoruz. İşçi abilerim, ablalarım ve kardeşlerim, bu yapılan saldırılar karşısında öyle ezik bir şekilde durmak mı, yoksa birliğinle, dayanışarak kuvvetle çıkmak mı? Ben diyorum ki, çocuklarımıza “Şirinleri” gösteremezsek de onlar için güzel bir gelecek kurabiliriz!
Bu Değirmenin Suyu Nereden Geliyor?
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/