Buradasınız
Bir Özel Hastane ve İşçi Şinasi’nin Bebeği
İzmir’den İşçi Dayanışması okuru bir işçi

Devlet hastanelerinde derman bulamayan yoksullar mecburen özel hastanelere gitmek zorunda kalıyorlar. Özel hastanelerin vicdanının kasalara sıkışıp kaldığını, mecbur kalıp giden bütün yoksullar yaşayarak görüyorlar. İşte bu vicdansızlığın birini de işçi Şinasi’den dinleyelim.
“Bir akrabamın eşi hamileliğinin altıncı ayında erken doğum yaptı. Devlet hastanelerinde boş kuvöz bulunmadı. Mecburen özel bir hastaneye götürdüler bebeği. Özel hastane 9 aylık olana kadar yani 2 buçuk ay kuvözde tuttu bebeği. Bebeğin babası ve annesi 2 buçuk ay boyunca o özel hastanenin önünde bitap düştü. Bebeğin durumunu her sorduklarında ‘çok iyi’ denildi. Annesi, babası ve bütün akrabalar bebeği kucaklarına almak için sabırla beklendi. Bu vicdansız özel hastane 2 buçuk ayın her günü için para aldı. Bebek 9 aylık olduğu gün ‘başınız sağ olsun, çocuğunuz öldü, alın çocuğunuzu’ dediler”. Şinasi’nin sayıp döktüğü küfürleri tahmin edersiniz.
İktidar her kentte devasa büyüklükte şehir hastaneleri yaptırıyor. Şehir hastaneleri işçi ve emekçilerin gasp edilen alın teriyle, onlardan aşırılan paralarla inşa ediliyor, ardından da yandaş sermaye sahiplerine peşkeş çekiliyor. Erdoğan şehir hastanelerinin açılışında kurdeleleri Cengizler, Limaklar, Kolinlerle birlikte kesti. Yoksullara “şehir hastanelerini sizin için yaptırdık, sağlıkta devrim yaptık” derken, kapalı kapılar ardından yandaş sermayedarları gördü.
Herhangi bir rahatsızlığımız halinde devlet hastanelerine randevu almak büyük bir dert. Günlerce randevu almak için aynı saatlerde telefonun başına geçip defalarca arayarak saatlerce beklemek zorunda kalıyoruz. Randevu gününde saatinden önce muayene odasının kapısında olmazsan ve sıran kaçarsa derdini kimseye anlatamazsın. Doktor beş dakikada bir hastayı muayene etmek zorunda. Oysa beş dakika ne hastaya ne de doktora yeter. Bu kısır döngü başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarıyla hasta ve hasta yakınlarını karşı karşıya getiriyor.
Ancak sövüp saymakta sonuna dek haklı olsak da bu durum yaşadığımız sorunları ortadan kaldırmıyor. Sağlık çalışanları farkında olsalar da olmasalar da işçi sınıfının birer üyesidirler. Yani bizim düşmanlarımız değil, sınıf kardeşlerimizdirler. Aynı şekilde bütün yoksullar yani işçiler, emekliler de işçidirler ve işçi sınıfının birer üyesidirler. Bizi birbirimize düşman edenler iktidarıyla, devlet ve özel sermayesiyle burjuva sınıfıdır. Bütün yaşadığımız sorunlara ve saldırılara ancak ve ancak birlik beraberlik içinde yani örgütlü olursak çözüm bulabiliriz.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...