Buradasınız
“Bizde İşçi Çok Ucuz”
Kocaeli’den kadın petrokimya işçisi

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada haber videolarına bakınırken bir haber dikkatimi çekti. Bir yandaş medya grubu ana haber sunucusu, işçiliğin ucuzlamasını kocaman puntolu yazılarıyla haber başlığında öne çıkarmıştı. Başlık “Bizde İşçi Çok Ucuz” diyordu!
Sunucu, “yani şu son kur atağıyla birlikte kusura bakmasın kimse, bizde işçilik çok ucuzladı çok. İşçilik ucuzladıkça üretim Türkiye’ye kayacak, kulağa hoş geliyor, bekliyoruz. Türkiye’de asgari ücret 2021’in başında 2 bin 825 lira, 90 kuruşu da var, ben iskonto yaptım… Çin’de 360 dolarlarda düşünün. Peki, geldik mi 23 Kasıma, bugün unutulmaz gün öyle ya… Asgari ücret ne kadar? Hâlâ 2 bin 825 lira bugünkü kurla döndüğünüzde dalgalanma var ama kabaca yuvarlayalım. 220 dolar… Bakar mısınız? Gerçekten çok ucuz bir işçilik. Umarım negatif görünen pozitife döner” diye de sözlerini sonlandırıyordu. Milyonlarca işçiyi ilgilendiren, milyonlarcamızın nasıl yaşayacağını belirleyen böylesi bir konuda biz hariç herkes konuşuyor. Üstelik işçiliğin giderek ucuzlamasını, yani bizlerin koca bir ayın sonunda alacağımız üç kuruş birilerinin ağzının suyunu akıtıyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonuna göre asgari ücret şöyle tanımlanmış: “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir.” Biz işçilerin bu tanıma göre bir ücret almadığı ortada. Bırakın temel ihtiyaçlarımızı karşılamayı, aldığımız maaş ancak kira ve faturalara yetiyor. Yani hem siyasi iktidar hem de onun sözcüleri söyledikleriyle, yaptıklarıyla gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçiyorlar. Köpeksiz köyde değneksiz gezmek diye buna derler. Eğer işçi sınıfı örgütlü olsaydı, ne bu sözleri söyleyebilirler ne de akıllarından geçirebilirlerdi. Türk-İş’in açıkladığı verilere göre Kasım ayı için dört kişilik ailenin açlık sınırı 3 bin 191 lira, yoksulluk sınırı ise 10 bin 396 lira ve bekâr bir işçinin yaşam maliyeti de 3 bin 902 liradır. Şimdi dolar 17 liraya merdiven dayamışken asgari ücreti 4250 lira olarak açıkladılar, yani bir yıl içinde asgari ücreti 382 dolardan 250 dolara çektiler, yarına gözlerimizi nasıl açacağımız belli değil. Bize tepeden ahkâm kesenlere, emeğimizi hiçe sayanlara karşı ancak örgütlü olursak dik durabiliriz. Tabanımız sancılı ve tabanımız öfkeli! Gelin seslerimizi fabrikalardan, mahallelerden ve caddelerden hep birlikte meydanlara doğru birleştirelim. Unutmamalıyız ki örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
- Cambaza Bak Cambaza, İşçiler Yemiyor, Yutmuyor Artık
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Asgari Ücret Bir Kez Daha Sefalet Ücreti Oldu
- DİSK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Asgari Ücret Eylemi
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- “Beklenen Enflasyon Oranı” Oyunu
- Asgari Ücret Hep Siyah Duman!
- 2024 Yılı İçin Asgari Ücret Açıklandı: Biz Bu Tiyatroyu Çok İzledik!
- Başkasından Çözüm Bekleme, Derman Ellerimizde!
- Hem İşçilerin Onayını Alacak Hem de…
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- Yeni Asgari Ücret Eski Tiyatro
- Asgari Ücret: Refahtan Pay Değil Derinleşen Yoksulluk!
- DİSK’ten Açıklama: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme!
- Asgari Ücret, Sefalet Ücreti
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Dolan Kimin, Boşalan Kimin Küfesidir?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...