Buradasınız
“Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na Hayatımızda Ne Değişti?
2011 yılında genel seçime giderken AKP, “Büyük Türkiye” için oy istiyordu. Refah, istikrar, güçlü ekonomi, huzur vaat ediyordu halka. 2012’de “Büyük Millet, Büyük Güç, Hedef 2023” diyerek vaatlerini sıralıyordu: Enflasyon tek haneli sayılara inecek, kişi başı gelir 25 bin dolar olacak, işsizlik azalacak, istihdam artacak… “Büyük Türkiye” söylemi ve 2023 hedefleri yıllarca iktidarın propaganda malzemesi oldu. Son seçimlerde ise yeni bir sloganı vardı iktidarın: Türkiye Yüzyılı! Peki “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na geçtiğimiz 12 yılda ne değişti hayatımızda?
İktidar sahipleri seçim meydanlarından, televizyon ekranlarından, meclis kürsülerinden “Büyük Türkiye” diye bağırdıkça ekonomi baş aşağı yuvarlandı, lira değer kaybetti, enflasyon yükseldi, reel ücretler düştü ve biz daha fazla yoksullaştık. Bırakalım 2023 hedeflerinin yanına yaklaşmayı her yıl bir önceki yılı aratır oldu. Fazla mesai yapmadan, borçlanmadan geçinemez olduk. İşte bu koşullarda 14 Mayıs seçim sürecine girdik. Yine konuşmalar, vaatler havada uçuştu. Bu sefer “Türkiye Yüzyılı” için oy vermeliydik! Erdoğan şöyle diyordu seçim öncesi konuşmasında: “Milletimize Türkiye’yi büyütmenin, güçlendirmenin, zenginleştirmenin mücadelesiyle dolu yeni bir dönem taahhüt ediyoruz. Konut veya kira fiyatlarındaki artışları biz dizginleyeceğiz. Aynı şekilde gıda başta olmak üzere, insanlarımızın günlük hayatlarına doğrudan etki eden fiyat artışlarının üstesinden yine biz geleceğiz.” Söylenen buydu, gerçekte ise iktidar ekonomik yıkımın faturasını emekçilere kesmek için seçimlerin geçmesini bekliyordu.
Nitekim “Türkiye Yüzyılı”na hızlı bir giriş yapan iktidarın peş peşe yayımladığı kararnamelerle, Meclisten jet hızıyla geçirdiği kanunlarla adeta yaylım ateşine tutulduk. Yasalaşan saldırıların hepsini burada sıralamak mümkün olmasa da belli başlı olanları söyleyelim. Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile yüzde 8’lik Katma Değer Vergisi (KDV) yüzde 10’a, yüzde 18’lik KDV yüzde 20’ye yükseltildi. Şampuan, sabun, deterjan, tuvalet kâğıdı gibi temizlik ürünlerinin KDV’si ise yüzde 8’den yüzde 20’ye çıkarıldı. Pasaport, vize, noter, dava, ruhsat vb. harçlar yüzde 50 oranında arttırıldı. Daha KDV şokunu atlatamamışken akaryakıttan alınan ÖTV üç kat arttırıldı ve 6 ayda bir üretici enflasyonu (ÜFE) oranında otomatik olarak zam yapılması kararlaştırıldı. Akaryakıt zammı sadece arabası olanları ilgilendirmiyor, iğneden ipliğe her şeye zam gelmesi anlamına geliyor. KDV ve akaryakıt zamlarının ardından yine zam furyası başladı. Artık tuvalet kâğıdı bile lüks haline gelirken ev kiraları aldı başını gitti.
Liranın değer kaybetmeye devam etmesi ve ardı ardına gelen zamlar karşısında asgari ücretli, sendikalı-sendikasız tüm işçilerin ücretleri eridi. Asgari ücret 11 bin 402 lira olarak belirlendiği gün 482 dolara karşılık gelirken Temmuz sonunda 420 dolar civarına geriledi. Toplu sözleşmelerde belirlenen zam oranları geçerliliğini yitirdi, ücretler asgari ücret düzeyine düştü. Kamu emekçilerinin kök ücretleri “seyyanen zam” oyunuyla yine düşük tutuldu. Emekliler ise vurgunun büyüğünü yedi. İktidarın belirlediği “en düşük emekli maaşı” yükseltilmediği ve kök maaşlar zaten çok düşük olduğu için yüzde 25’lik zamma rağmen 9 milyona yakın emekli 7500 lira ve biraz üzerinde bir sefalet ücretine mahkûm edildi. Yılın ikinci yarısı için belirlenen kıdem tazminatı tavanı tarihinin en düşük seviyesine gerileyerek 23 bin 489 lira oldu. Yani bir işçi brüt ücreti ne olursa olsun çalıştığı her bir yıl için en fazla 23 bin 489 lira kıdem tazminatı alabilecek.
Şimdi bir kez daha aynı soruyu soralım: “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na ne değişti hayatımızda? Ha bugün ha yarın düzelecek denilen ekonomik sorunların daha fazla büyümesi, geçici sandığımız hayat pahalılığının ve yoksulluğumuzun kalıcılaşması, yükseliyor sandığımız ücretlerimizin gerçekte dibe vurması, geçinebilmek için yaptığımız fazla mesailerle çalışma saatlerimizin fiilen 12 saate çıkması dışında ne değişti hayatımızda?
Artık gerçekleri görmeliyiz. İşçi Dayanışması’nda sıklıkla bir kurtarıcı beklemememiz gerektiğini, bizleri kurtaracak olanın kendi kollarımız olduğunu vurguluyoruz. Yapay kutuplaşmanın bizi bölüp parçalayan ve haklarımızı arayamaz hale getiren bir tuzak olduğunu dile getiriyoruz. Hangi partiye oy vermiş olursak olalım, dilimiz, inancımız, memleketimiz ne olursa olsun hepimiz işçiyiz, emekçiyiz. Sorunlarımız da çözümümüz de ortak. Hayatımızda olumlu yönde değişim istiyorsak, saldırılara hep birlikte göğüs germeli, mücadelemizi birleştirmeliyiz.
Kıdem Tazminatına Ne Oldu?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Rakip Değiliz
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- Direniş Çadırına Tezek Döktüren Korku
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- EYT’liler Emeklilik Haklarını Mücadeleyle Kazandılar
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.