Buradasınız
Dayanışmamızı Yok Etmek İsteyenlere İnat, Buradayız!
Mersin’den genç işçi ve öğrenciler
6 Şubat depremlerinin birinci yılı vesileyle UİD-DER’li gençler olarak bizler de Hatay’daki anma yürüyüşlerine katıldık. Sabaha karşı, saatler 04.17’ye yaklaşırken başlanan ve sessiz bir çığlık gibi gerçekleşen yürüyüş bizlere çok şey anlatıyordu. Keza bu sessiz çığlık öğlen vakitlerinde yapılan anma yürüyüşlerinde yerini kuvvetli bir haykırışa bıraktı.
Dün cıvıl cıvıl olan caddelerin, sokakların, çarşıların bugün savaş yaşanmış gibi bir görünüm alması, moloz dökülmüş bir ovaya dönüşmesi, insanların yüreğindeki ateşi büyütüyor. Gözümüzün gördüğü, şahit olduğumuz acılar bizim ortak acılarımızdır. Şahit olduğumuz öfke ortak öfkemizdir ve olmalıdır da! Yaralar hâlâ tazeyken, hâlâ bin bir türlü yolla kanatılırken öfke elbette dinemez!
Diğer illerdeki depremzedeler gibi Hataylı emekçiler de yaralarının sarılmamasına, çaresiz bırakılmalarına, seslerinin bastırılmasına, yok sayılmalarına, depremin ranta çevrilmesine çok öfkeliler! Yürekleri yakan deprem gerçeği, işçiler, emekçiler olarak birlik olmanın, tüm acılara beraber göğüs germenin ve aynı acıları bir daha yaşamamak için beraber hareket etmenin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Nasıl ki deprem sonrası ilk günden itibaren seferber olanlar, dayanışmayı büyütenler, deprem bölgesine dayanışma eli uzatanlar sosyalist örgütler ve gönüllü emekçilerse; yürüyüşlere eşlik edenler, acı ve öfkeyi paylaşanlar da yine aynı insanlar oldu. Aynı sınıfın bir parçası olduğumuzu bizler iyi biliyoruz ve birlikte olmadan, beraber hareket etmeden sesimizi duyuramayacağımızı, hiçbir sorunumuzu çözemeyeceğimizi de. Dayanışma duygularımızı, bir arada hareket etme yeteneğimizi, değişime olan umudumuzu söndürmeye çalışanlara inat buradayız! Ve içimizdeki umut kor bir ateş gibi capcanlı olmalı. Zaten biz berabersek umudumuzun ateşi hiç sönmez!
Şu bir gerçek ki deprem değil, kapitalizm öldürür! Tek derdi daha fazla kâr olan kapitalistlerin ve onların zulüm düzeninin bizlere sunacağı sağlıklı, uzun, güzel bir yaşam yok. O yüzden acıları bölüşmekle yetinmemeli, kavgayı, mücadeleyi bölüşmeli ve kapitalizmi ortadan kaldırarak güzel yarınları yaratmalıyız!
- Dayanışmamızı Yok Etmek İsteyenlere İnat, Buradayız!
- “Ah” Etmeyelim, Birbirimize Bir Söz Verelim
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- “Depremin Yaraları Sarılıyor” mu?
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- 6 Şubat, UİD-DER’le Tanışmam ve Sonrası
- “Bu Yaş Bu Çimeni Büyütür!”
- Gitmedik, Buradayız, Direniyoruz!
- Saraylıların İç Burukluğu!
- 1 Mayıs’ta Buluşalım Depremin Hesabını Soralım!
- Sahte Temel Atma Törenleri Neyin Acizliği?
- Kader Değil Felaket!
- Ben Hatay’dan Güneş
- Gösteriş İçin Değil Depremzedeler İçin!
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...