Buradasınız
“Depremin Yaraları Sarılıyor” mu?
Hatay/Samandağ’dan bir emekçi
Depremden bu yana iktidar destekçisi medyada büyük bir yalan anlatılıyor: “Depremin yaraları sarılıyor!” Hâlbuki deprem felaketini yaşayan emekçilerin şimdi ne yaşadıkları, nasıl yaşadıkları iktidarın ve sermaye sınıfının umurunda değil. İktidarın kimi temsilcileri kurban bayramında deprem bölgesine teşrif ettiler. Gazeteciler onlara eşlik edip aynı yalanları yazdılar: “Depremin yaraları sarılıyor!”
Şu sıralar bölgemizde yıkımlar devam ediyor ama sağlıklı yöntemlerle değil. Bir binanın yıkımı 20-25 gün sürüyor ve civardaki insanlar olarak biz uzun süre asbeste maruz bırakılıyoruz. Yıkım esnasında hiçbir şekilde su kullanımı olmuyor ve bütün tozlar, zararlı maddeler insanın ciğerlerine nüfuz ediyor. Bu yara sarmak mı oluyor?
Hayvancılıkla, bağ bahçeyle yaşamını sürdüren emekçiler yaşadıkları yerleri bırakamıyor. Yardıma ulaşmaları bizden daha da zor. Zaten ulaşım genel olarak hâlâ büyük sıkıntı. Arabası olmayanlar erzak, su yardımı yapılan yerlere gidemiyor. Devlet tankerleri hizmete açtığını, su depolarını doldurduğunu söylüyor fakat herkes kendi parasıyla su dolumu yapıyor! Çalışamayan, çalışacak yeri olmayan bunca yoksul insan parayı nasıl yetiştirsin? Tıpkı depremden önceki gibi, bütün sorunlar paran varsa çözülüyor. Bu mu yaraları sarmak?
Depremde üstüne beton düşen hamile bir tanıdığım aylarca tedavi edilemedi. Kaldırıldığı hastanede ekipman yetersizliği nedeniyle başka bir kente gitmesi tavsiye edildi ama yakın kentlerde hastaneler dolu olduğu için tekrar çadırına döndü. Aylarca kaderine terk edilmiş halde kaldı. Oysaki hastanede uzun süreli bakıma ihtiyacı vardı ve sürekli serum alması gerekiyordu. Bebek su kaybediyor, anne de gebelik nedeniyle tansiyon gibi hastalıklarla baş etmeye çalışıyordu. Doğum yaklaşınca hastane “doğum sonrası yaşanabilecek sorunlar için gereken malzemeler yok” diyerek anneyi kaderine terk etti. Yara sarmak bu mu?
Sağlık çalışanları koşullardan şikâyetçiler. El yordamıyla emekçilerin sağlık sorunlarını çözmeleri bekleniyor. Sağlık sistemi çökmüş durumda. Ekipman, ilaç, yatak sayısı yetersizliği, tahliller için, ciddi operasyonlar için gereken makinelerin, cihazların, sarf malzemelerinin yetersizliği… Çoğu durumda hastalara yüzeysel bakılıyor. Samandağ Devlet Hastanesinde neredeyse hiç doğum yapılamıyor. “Depremin yaraları sarılıyor” söylemi büyük bir yalandır, ikiyüzlülüktür. Yaralarımız büyüyor, yaralarımız kanıyor!
- Dayanışmamızı Yok Etmek İsteyenlere İnat, Buradayız!
- “Ah” Etmeyelim, Birbirimize Bir Söz Verelim
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- “Depremin Yaraları Sarılıyor” mu?
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- 6 Şubat, UİD-DER’le Tanışmam ve Sonrası
- “Bu Yaş Bu Çimeni Büyütür!”
- Gitmedik, Buradayız, Direniyoruz!
- Saraylıların İç Burukluğu!
- 1 Mayıs’ta Buluşalım Depremin Hesabını Soralım!
- Sahte Temel Atma Törenleri Neyin Acizliği?
- Kader Değil Felaket!
- Ben Hatay’dan Güneş
- Gösteriş İçin Değil Depremzedeler İçin!
Son Eklenenler
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...