Buradasınız
Dengeli Beslenmek, Aşamalı Yemek
Gebze’den bir metal işçisi

Bizim fabrikada yemekhanede çalışan bir diyetisyen var. Diyetisyeni sözde, yemekleri denetlesin ve biz sağlıklı ve dengeli beslenelim diye işe almışlar. Gerçekten dengeli mi besleniyoruz acaba, orası tartışılır.
Normalde saat 12.00 ile 12.30 arası yemek molası olarak belirlenmiş. Ama yemek molasında işin de aksamaması gerekiyor diyorlar. Hal böyle olunca yemek molası öncesi ve sonrası ile bizim için işkence oluyor adeta. Bizim yemek molamız 11 gibi başlar. Bir grup arkadaşımız yemeğe gittiğinde artık herkes iki kişinin işini yapmaya başlıyor. Onlar yemekten geldiğinde başka bir grup yemeğe gider. En son grup yaklaşık olarak 13.00 veya 13.30 gibi ancak yemeğe çıkabiliyor. Yemeğe erken giden erken gittiği için, geç giden de geç gittiği için şikâyetçi olunca fabrika yönetimi yeni bir çözüm buldu. “Yemek molalarını işçiler kendi aralarında belirlesin” dediler. Ondan sonra işçiler arasında sorunlar çıkmaya başladı. Vay sen erken gittin, vay geç geldin diyerek birbirlerine girdiler. Baktılar bu da olmuyor aşamalı yemek diye bir şey çıkardılar. Artık hangi işçinin ne zaman yemeğe gideceğini, yemekten ne zaman geleceğini müdürler belirleyecekler. Yemek saatleri her hafta değişecek, bu hafta 12.00’da yemeğe giden grup ondan sonraki hafta 12.30’da çıkacak. Her hafta değişecek olan yemek saatlerinde biz işçiler çok zorlanacağız. Erken giden çok erken acıkacak, geç giden de yemek saatine kadar açlıktan ölecek adeta. Tabi bir de yemeğe giden işçiler haricinde kalan işçilerin de 2 işçinin işini yetiştireceğim diye pestili çıkacak. Akşam hesabını sordukları için bantın bir saniye bile durmaması gerekiyor çünkü.
Şimdi size soruyorum: Bu şekilde çalışan ve yemek yiyen bir işçiye dengeli beslenmekten nasıl ve ne yüzle bahsederler? Sözde bizim sağlığımızı ve dengeli beslenmemizi isteyen patron neden yarım saatliğine üretimi durdurup bizi yemeğe göndermiyor? Öyle olmaz, çünkü patron birazcık daha az kâr eder.
Tabii biz de bu konuyu arkadaşlar ile gündem yaptık, oturup konuştuk. Bazı arkadaşlar diyetisyenin olması gerektiğinden, bunun sorunumuza iyi bir çözüm olduğundan bahsettiler. Ama şunu atlıyorlardı. Diyetisyen olsun, yemekler denetlensin elbette, ama bir taraftan yemek saatleri sürekli değişirken bir taraftan da dengeli beslenmekten bahsetmesinler. Dengeli beslenmek zamanında yemek yemek ile başlar. Hâlbuki bizim yemek molamız aşamalı sistem ile birlikte altüst olacak. Sohbetimiz hepimizin buna karşı bir şeyler yapması gerektiği ile son buldu. Biz bir araya gelip istemezsek, patron bize “dengeli” diyerek düzensiz yemek yediremez.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...