Buradasınız
Doğum ve Emzirme İzinleri Uzatılsın!
İşçi kadınlar çocuklarını mutlu olmaları, sağlıklı bir yaşam sürmeleri ümidiyle dünyaya getiriyorlar. Ancak işçi aileleri çocuk sahibi olmaya karar verdikleri andan itibaren sorunlar, sıkıntılar ardı ardına geliyor.
Doğum ve emzirme izni hakkını vermek patronların işine gelmediği için daha işe alırken kadın işçilere çocuk sahibi olmayı düşünüp düşünmedikleri sorulur. İşçi kadınlar çoğunlukla işten atılma kaygısıyla bir müddet hamileliklerini gizlerler. Bazen usanıp işten ayrılsın diye hamile işçilerin çalışma şartları ağırlaştırılır, bazen işten atılırlar. Bebek beklerken işten atılmak ya da ayrılmak artan maddi külfeti karşılayamamak, çok zor duruma düşmek anlamına gelir.
Daha şanslı olup da işten atılmayanların yaşamı da hiç kolay değil. Kadın işçiler eve giren ekmeği bir nebze büyütebilmek için sabahın kör saatlerinde yola çıkıyorlar. Akşam geri döndüklerinde mesai bitmiyor. Çocukların bakımı, temizlik, yemek gibi işlere koyuluyorlar.
Bugün yürürlükteki yasaya göre işçi kadınların doğum öncesi ve sonrası toplam 4 ay doğum izni hakkı var. Hem annenin hem de bebeğin sağlığı için doğumdan 2 ay önce hamile kadının istirahat sürecine girmesi gerekir. Zaten yasada geçen bu iki aylık süre buna göre belirlenmiştir. Fakat doğumdan sonraki izin süresi de 2 ay. Ve bu süre annenin doğumun ardından kendini toparlaması, bebeği ile vakit geçirmesi için çok kısa. Bu nedenle çalışan hamile kadınlar çalışabildikleri son ana kadar çalışıyorlar. Doğum öncesi iznin bir kısmını kullanmayarak doğum sonrasına bırakmak, bebekleriyle geçirecekleri süreyi uzatmak istiyorlar. Bu da kadının hem daha zor bir hamilelik ve daha riskli bir doğum geçirmesine hem de bebek için olumsuzluklara neden oluyor.
Bebeğin ilk 6 ay anne sütüyle beslenmesi gerekiyor. Ayrıca çocukların 2 yaşına kadar gıda yanında anne sütü de almasının en uygun beslenme biçimi olduğu söyleniyor. Peki, işçi kadınlara bunu yapma imkânı sağlanıyor mu? Elbette hayır! Hükümetin çok çocuk doğurmaya teşvik ettiği kadınların sorunları patronların ve hükümetin umurunda bile değil. Genellikle emzirme izinleri günlük 1,5 saatlik sürenin 1 güne toplanması ya da 1,5 saat erken çıkma veya geç gelme şeklinde kullanılıyor. Yani her durumda anne bebeğin ihtiyacı olan zamanda, ihtiyacı kadar ve uygun şekilde bebeği emziremiyor. İşyerinde pompalarla sütünü sağıyor. Bu, emzirme odalarının olmadığı, tuvaletlerin kilitlendiği, tuvalet ihtiyacı için işçilerin zor izin aldığı işyerlerinde hiç de kolay olmuyor. Şeflerin, müdürlerin işin başından ayrılan işçiye uyguladığı basınç ve hijyen sorunlarıyla dolu tuvaletlerde sütünü sağmak zorunda bırakılmak annenin de bebeğin de sağlığına aykırıdır. Doğum ve emzirme izinlerinin bu kadar kısa olması hem anneye hem de bebeğe eziyet etmek ve işçi ailesini bu sorunlarla baş başa bırakmaktan başka bir şey değil.
AKP hükümeti, bugünlerde işçi kadınlara doğum sonrası 24 ay ücretsiz izin ve 2-6 ay arası yarım gün çalışma “hakkı” vereceğini söylüyor. Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu bir ülkede ücretsiz izin “hak” değil cezadır. Üstelik işverenler bu “hakkın” uygulanmasına rıza göstermeyecek, kadın işçi çalıştırmamayı yeğleyeceklerdir. Yarı zamanlı çalışma hakkı ise tamamen AKP hükümetinin çalışma hayatında yaygınlaştırmaya çalıştığı esnek çalışma saldırısının bir parçasıdır ve bunun da emekçi kadınların ihtiyaçlarıyla uyuşur bir yanı yoktur. Hem çalışmak hem de çocuk sahibi olmak bir kadın için en doğal haktır. Fakat bu yasalar ve çalışma koşulları altında biz işçi kadınlara dayatılan “ya çalışmayacaksın aç kalacaksın ya da çocuk sahibi olmayacaksın” oluyor.
UİD-DER Kadın Komitesi, bunun böyle gitmek zorunda olmadığını söylüyor ve harekete geçiyor. Kendi sorunlarımızı ancak kendimiz bir araya gelirsek çözebiliriz diyor. “Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” başlığıyla bir kampanya başlatan UİD-DER Kadın Komitesi, “Kadına Şiddete Hayır, Her İşyerine Kreş, Doğum İzni Uzatılsın, Gece Vardiyaları Yasaklansın” taleplerini yükseltiyor. Emekçi kadınların bu kampanyayı en geniş ölçekte örgütlemeye girişmesi, doğum ve emzirme izinlerinin uzatılması için büyük önem taşıyor. Daha iyi çalışma şartları ve daha iyi yaşam koşulları için bu talepleri işyerlerimize, sendikalarımıza taşımalı ve UİD-DER Kadın Komitesinin çalışmalarını büyütmeliyiz.
Amenna
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Çocuklarımızın Yurtlarda Can Güvenliği Yok
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük sakız ve şekerleme üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul Esenyurt’ta bulunan fabrikasında sendikal baskılar devam ediyor. Mentos, Vivident gibi markaları bünyesinde barındıran şirket sendika...
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...