Buradasınız
Egemenlerin Yasaları ve Antigone’nin “Hayır”ı
Gebze’den bir işçi

Antigone, bundan 2 bin 455 yıl önce Atinalı Sophokles tarafından yazılmış Thebai Üçlemesi olarak bilinen oyunun sonuncusudur. Sürgüne giden Oidipus’un ölümü üzerine iki oğlu dönüşümlü olarak birer yıl tahta geçerek iktidarı paylaşmak üzere anlaşırlar. Ancak oğullarından biri olan Etokles sırası geldiğinde tahtı kardeşi Polyneikes’e devretmeyi reddeder. Ülkeden sürülen Polyneikes, tahtı ele geçirmek için Argon Kralı’nın kızı Adreia ile evlenir ve kayınbabası Adrastos’u Thebai’ye saldırmaya ikna eder. İki kardeş kentin kapısının önünde yaptıkları düelloda birbirlerini öldürürler ve tahta dayıları Kreon geçer.
Thebai Kralı Kreon katıdır. Ağzından çıkan her şey harfi harfine yerine getirilmelidir. Etokles’in cenazesi kahramanlara layık bir törenle kaldırılır. Diğer kardeş Polyneikes’i ise vatana ihanetten mahkûm eder. Ceza olarak ölüsünün gömülmemesini, vahşi hayvanlar tarafından parçalanmak üzere kırlara atılmasını emreder. Thebai halkı bu buyruğa kesinkes uymak zorundadır. Zira karşı çıkanların ölümle cezalandırılacağı bilinen bir gerçektir. Bir tarafta ölüyü gömdürmeyen zalim Kral Kreon bir tarafta ölülere saygı gösterilmesi gerektiğine inanan Antigone. Polyneikes’in kız kardeşi olan Antigone tiranın buyruğuna karşı gelerek abisinin cesedini gizlice toprağa verir. Her yana korku salan Kreon’un karşısında sinmek şöyle dursun; dayısının buyruğunun ne kadar zalimce olduğunu, hiçbir ahlaki değerle örtüşmediğini tüm Thebai halkının önünde anlatır. Böylece korku duvarının yıkılmasını sağlar.
Kreon, abisini toprağa veren Antigone’yi buyruğuna karşı geldiği için ölüme mahkûm eder. Fakat asıl olarak Antigone’nin suçu devletin başındakinin yanlış yaptığını haykırması ve bunun karşısında durma cesareti göstermesidir. O “hayır” demiştir ve muktedire karşı gelmiştir. Baskıcı yasakları yok saymış ve bunu canı pahasına savunmuştur.
O günden bugüne binlerce yıl geçti. Egemenler çeşitli yöntemlerle kitleleri korkutmaya, sindirmeye çalıştı ve çalışıyor. İçinde yaşadığımız düzen bin bir türlü hastalığı, acıyı, açlığı, yoksulluğu ve savaşı yaratıyor. Yasa koyucular her koşulda ve şartta onları desteklememizi istiyorlar. Her türlü acıya tepki göstermeden katlanmamızı bekliyorlar. En tepedekiler Covid-19 pandemisi üzerinden dünyamızın bir krize girdiğinden, buradan çıkmak için en başta ülkelerimiz için çeşitli fedakârlıklarda bulunmamız gerektiğinden bahsediyorlar. Bu fedakârlıklar neler peki? Daha çok işsizlik, daha çok açlık, daha fazla yıkım ve gözyaşı. Oysa dünyada muazzam bir zenginlik, kelimenin gerçek anlamıyla bir avuç insanın elinde birikmiş durumda. Bakarız etrafımıza... Doğa bağrında yeşerttiği ürünleri cömertçe sunar, herkes dilediğince nasiplenebilsin diye. Fakat egemenlerin çıkardığı yasalar birileri açlıktan ölürken birilerinin yedi sülalesinin tüketemeyeceği servete sahip olmasını gayet normal karşılar. Hayır, onların çıkardığı yasalar baki değildir. Aslolan hayatın kendisidir. Güneş nasıl herkesi ısıtır, yağmur nasıl herkesi ıslatır ve toprak tohumu atana nasıl ürünü verirse, dünyamızdaki zenginlikler de biz emekçilere yeter. Antigone 2 bin 455 yıl sonra hayır demeye devam ediyor; sizin yasalarınız üstün olamaz ve olmayacaktır. Sömürü düzeniniz er ya da geç yıkılıp gidecektir!
Kul Hakkına Kim Giriyor?
İşçi Dayanışması'nın 150. Sayısı Çıktı!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...