Buradasınız
Ekmek İstiyoruz, Gül de!

Emekçi kadınların karanlık mutfaklardan gri fabrika kuytularına uzanan kahırlı yaşamlarının çilesi bitmiyor. İçinden geçtiğimiz savaş ve kriz koşulları, göç dalgaları, beraberinde gelen sefalet ve ölümler, nasibini en çok kadınların aldığı işsizlik, toplumsal çürümenin hortlattığı tecavüz ve tacizler, kadınların acılarına yeni acılar ekliyor.
UİD-DER Kadın Komitesi, yaşadığımız sorunları ve bu sorunlar karşısında emekçi kadınların durması gereken yeri ve mücadelede bir adım önde olmasının önemini yeniden hatırlamak ve hatırlatmak için UİD-DER Sefaköy temsilciliğinde bir film gösterimi düzenledi. Adını 1908 yılında New York’ta 128 kadın işçinin can verdiği bir fabrika yangınından sonra, kadın işçilerin yürüyüşü sırasında atılan “Ekmek İstiyoruz, Gül de!” sloganından alan “Ekmek ve Güller” filmi, Latin Amerika’dan Los Angelas’a göç eden, sendikasız ve güvencesiz olarak çalışan temizlik işçilerinin mücadelesini konu ediniyor.
Film etkinliğine, benzer sorunları yaşayan ve sendikalaştıkları için işten atılan direnişçi Avcılar belediye işçileri de katıldı. Etkinliğe katılan çeşitli sektörlerde çalışan kadın işçiler ve öğrenciler, izledikleri filmi ve etkinliği anlamlı bulduklarını ifade ettiler ve UİD-DER Kadın Komitesi’ne içinden geçtiğimiz döneme rağmen bu tür etkinlikler düzenlediği için teşekkür ettiler.
Direnişçi bir kadın işçi: Bizler Avcılar Belediyesi temizlik işçisiyiz. Özelikle bir kadın işçi olarak çalıştığımız süre boyunca bin bir zorlukla karşılaştık. Erkek işçilere göre çalışma şartlarımız çok daha ağırdı. Biz yalnızca daha güzel şartlarda çalışmak, haklarımıza sahip çıkmak için sendikalaşmak istedik. Baskılara, aşağılamalara karşı durduk, bunun karşılığı işten atılmak oldu. Filmdeki temizlik işçilerinin yaşadıkları bizim yaşadıklarımıza çok benziyor. Aynı zorlukları bizler de yaşadık, yaşıyoruz. Filmdeki direniş sürecinden çıkaracak çok ders var. Onların mücadeleleri sonuç verdi ve kazandılar. Umarım bizim bu direnişimiz de başarıyla sonuçlanır. Ama direnişimiz olumlu da olumsuz da sonuçlansa mücadeleye devam edeceğiz. Bu etkinlikle bize moral verdiği için UİD-DER’e teşekkür ediyoruz.
Bir lise öğrencisi: Benim de annem ve babam Avcılar’da işten atılan direnişçi işçiler. Annemin ve babamın mücadeleyi kazanacağına inanıyorum çünkü bu filmde de olduğu gibi kararlı bir şekilde mücadele edildiğinde direniş başarıyla sonuçlanabilir. Bence böyle filmleri herkese izletmek gerekir, çok etkileyici bir filmdi.
Bir öğrenci: İşçi sınıfının mücadelesini anlatan bu tür filmlerin de gösterdiği gibi işçiler, tarihleri boyunca sınıf savaşı vermişler. Bugünün ve geleceğin işçileri olarak yapmamız gereken, geçmiş mücadelelerden ders çıkarmak. Özellikle kadınlar olarak daha fazla sömürüldüğümüz bu sistemde, birleşip mücadelede en önde yer almamız gerekir.
Bir tekstil işçisi: Dilimiz, rengimiz ne olursa olsun hepimiz aynı şekilde sömürülüyoruz. Birlik olduğumuzda sorunlarımıza çözüm bulmamızın hiç de imkânsız olmadığını görüyoruz. Çok zor bir süreçten geçiyoruz ve dünyanın neredeyse her yerinde savaş var. Böyle bir zamanda UİD-DER bizlere umudumuzun hâlâ var olduğunu ve mücadele edersek güzel günlerin bizleri beklediğini gösteriyor. Bu yüzden bu etkinliği çok anlamlı buldum.
Genç bir işçi: İliklerine kadar sömürülen, emeği görülmeyen, şiddete, tacize, tecavüze uğrayan yani bu sistem altında iki kat ezilen kadınların mücadeleye atılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Böylesi zor günlerde böyle etkinliklere katılmak, işçiler, kadınlar, öğrenciler olarak bir araya gelmek bizlere moral veriyor. Artık herkesin bu tür çalışmaların bir ucundan tutması gerekiyor.
Bir sağlık işçisi: Bugün burada daha önce hiç görmediğim başka kimlikleri, dili, rengi olan insanlarla tanıştım ve aslında hepimizin aynı sorunları yaşadığını, birbirimize benzediğimizi gördüm. Etkinlik ve yaptığımız sohbetler benim için değerliydi. Bu paylaşımı mümkün olduğunca başka insanların da görmesini sağlamalıyız.
Bir ev işçisi: İzlediğimiz filmde hiçbir şey bana yabancı gelmedi. Filmdeki göçmen işçilerin yaşadığı sorunlar bugün Suriyelilerin sorunlarına çok benziyor. Ben de bir anneyim ve filmde geçen ve çalışmak zorunda olan hamile kadının yaşadığı zorlukları anlayabiliyorum. Benzer sorunları, aynı haksızlıkları yaşıyoruz. Bunlara karşı durmak gerekiyor.
Bir fabrika işçisi: Bu filmle birlikte özellikle göçmen işçilerin yaşadığı sorunları, düşürüldükleri bataklıkları yeniden görmüş olduk. Hem Suriyeli kadınların yaşamlarından, hem kendi yaşamlarımızdan görüyoruz ki, kadınlar her alanda erkeklere göre çok daha büyük zorluklar yaşıyor. Çalıştığımız fabrikalarda, eşit işe eşit ücret alamıyoruz, şeflerimiz bir erkeğe davrandığı gibi davranmıyor bizlere. Anne olan kadın arkadaşlarımızın yaşadığı sorunlar çok daha fazla. Sosyal haklarımız yok denecek kadar az. Bir şekilde bu haksızlıklara karşı durmamız gerekiyor. Başka çaremiz yok.
Bir mimar: Filmde sendikasız, bütün sosyal haklarından mahrum olarak çalışan işçilerin kazanımla sonuçlanan mücadelelerini izledik. Bu mücadeleden çıkarmamız gereken çok ders var. Birliğimiz karşısında, patronlar köşeye sıkıştıklarında nasıl da istediğimiz hakları vermek zorunda kalıyorlar. Bugün yaşadığımız sorunlar çok daha büyük ve çok daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor.
Acılar ve Sevinçlere Dair
Çocuklar Okula Değil İşe Gidiyor
- Emekçi Kadınlar 8 Mart’ta Meydanlarda ve Direniş Alanlarındaydı!
- Mata İşçileri 8 Mart’ı Direniş Alanında Kutladı
- UİD-DER Kadın Komitesinin 8 Mart Açıklaması: İnsanlığı Acı ve Kedere Boğan Çarkı Bozuk Düzene Karşı Mücadeleye!
- Emekçi Kadınlar: Şimdi Dayanışma Zamanı!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- İşçi Anne Babalar Çocuklarını Nasıl Yetiştirmeli?
- Örgütlüysek Güçlü Olduğumuzu Yaşayarak Öğreniyoruz
- UİD-DER’in Kapısı
- Söyleyin, Kadın İşçide mi Kabahat?
- Gastonya Grevi ve Ella May’in Mücadelesi
- İşçi Sınıfının Çocukları ve Anaları: Dün Başardılar Bugün de Başarabilirler!
- Yasaklara Rağmen Kadınlar 25 Kasımda Alanlardaydı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Emekçi Kadınlardan Gebze’de Basın Açıklaması
- Emekçi Kadınlar: “Geçmişimizle Gurur Duyuyor, Ekim Devrimine Sahip Çıkıyoruz!”
- İran’da Kadın Olmak
- Geçmişten Bugüne Emekçi Kadınların Mücadelesi Sürüyor
- Asıl Dert “Aileyi Korumak” mı?
- İşçi Kadınların Pierburg Grevi
Son Eklenenler
- Mata Otomotiv’de 27 Şubatta üretimi durduran 1000 işçi, hakları için 27 Martta Ankara’ya yürüyor. Mata işçileri, iş güvenliği önlemlerinin alınması, yönetim ve amirlerin uyguladığı baskının son bulması ve yüzde 20 ek zam yapılması için işten kaçınma...
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...
- İran’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullarda 30 Kasım 2022 tarihinden beri zehirlenme vakaları görülüyor. İlk olarak Şiilerin kutsal saydığı Kum kentinde bulunan Kum Kız Sanat Okulunda görülen zehirlenme vakası, kısa sürede diğer okullarda da...
- Depremin üzerinden haftalar geçti ama ihmaller, keyfi tutumlar, umursamazlık, akıl almaz söylemler depremin sonuçlarını felakete çevirdi. Erdoğan depremin üçüncü gününde deprem bölgesine korumalarının da içinde bulunduğu upuzun bir konvoyla gitti. O...
- Belediye-İş üyesi Avcılar Belediye işçileri İstanbul Avcılar Havuz meydanında basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eyleme Belediye-İş Sendikasından şube yöneticileri ve temsilciler, demokratik kitle örgütleri, emekten yana partiler ve UİD-DER katıldı.
- Fransa’da Macron hükümetinin emeklilik hakkına yönelik saldırısı işçi sınıfını bir kez daha ayağa kaldırdı. Hükümet emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak istedi ancak işçi sınıfı bu saldırıya grevlerle, milyonları bulan protesto gösterileriyle...
- Emek ve Özgürlük İttifakı, Ankara’da düzenlediği basın toplantısıyla 14 Mayısta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair kararını açıkladı. “Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa,...
- Türkiye, tarihinin en büyük depremini yaşadı ve iktidar yine sınıfta kaldı. Yıkılan 11 şehre ve enkaz altında kalan insanlara günlerce yardım elini uzatmadı devlet. Ama sürekli televizyonlarda “müdahale ettik, herkese ulaştık” diye reklam yaptılar....
- Yer bilimciler 6 Şubat’ta yaşanan Maraş merkezli deprem öncesinde açıklamalar yapıyor, uyarıyor ve gerekli önlemlerin alınması için çağrıda bulunuyorlardı. Bu çağrılara kulak tıkayan ve tek bir önlem almayan iktidar, depremin sonuçlarının felakete...
- 15 Martta İngiltere’de 700 bine yakın işçi greve çıktı. İngiltere bir kez daha işçi sınıfının gücüne tanıklık etti. Hükümetin “Bahar Dönemi” bütçesini açıkladığı güne denk getirilen grev, işçi sınıfının sermaye sınıfına ve hükümete karşı kararlı...
- Marmara fayı yakınındaki bölgelerde riskli evlerde milyonlarca insan oturuyor. Bu insanların çok büyük bir kısmının güvenilir bölgelere taşınacak ne paraları ne de imkânları var. Milyonlarca emekçinin hayatı risk altında... Bu insanlar kendi...