Buradasınız
Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
İstanbul/Sancaktepe’den kadın metal işçisi
30 yıldır aralıksız çalışmış, EYT düzenlemesiyle emekli olmuş kadın metal işçisiyim. “Yerli ve milli” patronlarımızın fabrikalarında, gece gündüz, bayram pandemi demeden çalıştım. Fazla mesailerle birlikte çalışma hayatım kırk yıla denktir. Posam çıkmış bir şekilde EYT düzenlemesiyle emekli oldum. İktidar sözcüleri, EYT yasasını kendileri lütfetmiş gibi propaganda yapsalar da, gerçekte örgütlü ve kararlı bir mücadelenin sonunda gasp edilen emeklilik hakkımızı geri aldık.
Temmuz ayında, emeklilere %25 zam yapıldığı açıklandı. Yapılan zam, düşük tutulan kök ücrete yapıldığı için, en düşük emekli ücreti yine 7500 lirada kaldı. Yeni durumda yaklaşık 9 milyon emekli 7500 lira veya biraz üzerinde maaş alıyor. Asgari ücrete %34, kamu emekçilerine ise %17,55+8 bin lira seyyanen zam yapıldı. Yapılan tüm zamlar, çarşı, pazar, market fiyatlarının, gerçek enflasyonun kat be kat altında kaldı. Daha maaşlar cebimize girmeden, KDV oranlarının, enflasyonun artması, döviz kuru karşısında TL’nin gün be gün değer kaybetmesi alım gücümüzü daha da düşürdü.
Tüm bu gerçekler ortadayken, emekçiler, emekliler, işçiler hayat pahalılığıyla boğuşurken üç kuruşluk zam bize çok görülüyor. Efendim neymiş, kamu emekçilerine çok yüksek zam yapılması ve EYT’liler bütçe dengesini bozmuş! Vergi artışlarının sebebi kamu emekçilerine yapılan zamların ve EYT’lilerin emekli olmasının bütçeye bindirdiği yükmüş. Bu nasıl bir aldatmaca? 30 yıl boyunca çalışarak vergisini ve primini ödemiş, sonrasında da sefalet ücretine mahkûm edilmiş emekliler mi, resmi enflasyon bariyerine takılarak ücreti düşen kamu emekçileri mi bütçe dengesini bozuyor? Siyasi iktidar pahalılığın sorumlusu olarak hep dış güçleri, stokçuları, “üç harfli” marketleri gösteriyordu. Şimdi ise yeni bir sorumlu bulunmuş görünüyor: İşçi ve emekçiler!
Kırk yıla bedel çalışma hayatımda, emeklilik primi dışında maaşımdan ve yaptığım fazla mesailerden vergi alınarak bütçeye akıtıldı ay be ay. Peki, bunun karşılığında ne alıyorum şimdi? Açlık sınırında bir emekli ücreti! Esas yük olanlar, kaynaklarımızı açık çek defteri gibi sınırsızca yağmayanlardır. Büyük bir kısmı emekçilerden toplanan vergilerden oluşan bütçeyi dolar bazlı garanti ödemeleriyle, vergi istisnalarıyla, teşviklerle hortumlayanlar, “itibardan tasarruf olmaz” diyerek har vurup harman savuranlardır. İşgücü maliyetini her geçen yıl düşürüp kârlarını arttırarak servetlerine servet katanlardır. Aldığı üç kuruş ücretle hayatta kalmaya çalışan emekçiler değil!
Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bir Değil, İki Değil, Üç Değil!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Derinleşen Yoksulluk ve Artan Eğitim Maliyetleri
- “Türkiye Yüzyılı” Yalanı
- Ödediğimiz Primlerden Payımıza Düşen Ne?
- Sağlık Sorunlarımız Kader Değil, Sınıfsal!
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- “Ne Yapsam Mutlu Olamıyorum!”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Davut Abiyi Misafir Ettik
Son Eklenenler
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...
- 1 Mayıs’a gitmeden önce egemenlerin yarattığı algı yüzünden benim de endişelerim vardı. Fakat “Ben hakkımı savunmalıyım” diye düşünerek, arkadaşlarımın ısrarlı daveti sayesinde UİD-DER’le birlikte Bursa’da 1 Mayıs’a katıldım. İlk 1 Mayıs’ımdı, iyi...
- Ağır sorunlar altında bunalan işçi sınıfının bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu bulabilmesi için sendikalarına sahip çıkması, sermayenin ve sendika bürokratlarının planlarını, niyetlerini boşa düşürmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi...
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına 8...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.