Buradasınız
Elektromed Patronu Krizde Kârına Kâr Katmış
Ankara’dan bir işçi
Ekonomik krizin gündemde daha fazla yer tuttuğu dönemde, yani yaklaşık bir yıl önce, pek çok işyerinde kriz dolayısıyla yaşanan işten atmalara, ücretsiz izinlere, maaşların dondurulmasına ya da geç ödenmesine, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesine vb. dair pek çok haber okumuştuk işçi basınında. Tabii bunun aksini de burjuva medyadan takip ediyorduk: Batan işletmeler, iflas eden patronlar… Elbette bunların işçilerin emeğinden kazanılan paralarla devlet eliyle kurtarılmasından bahsetmedi burjuva basın. Ya da daha aymazcasını yapıp, kriz yokmuş gibi davranıp, “teğet geçti” diyenleri de okuduk sayfa sayfa.
Kapitalist sistemin aşırı üretiminden kaynaklanan, kâr hırsından kaynaklanan bir krizi daha işçi-emekçi kitlelerin sırtına yükleniyor ve bedeli bizim ödememiz isteniyordu. Hâlâ da devam eden kriz koşullarıyla bunlar bizlere dayatılmaktadır. Geçen gün Milliyet gazetesinin ekonomi sayfasında gördüğüm bir haber bu yazıyı yazmama neden oldu. Haberde, doğalgaz sayacı üreten Elektromed firmasının dünya liderleriyle yarıştığı ve 2009/2010 yıllarında şimdiye kadar elde edilen kârın son 5 yıla dair kârdan daha yüksek olduğu belirtiliyordu. UİD-DER’in İşçi Dayanışması bültenini takip eden işçi dostlarımız hatırlayacaktır, Sincan Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Termikel fabrikasında çalışan işçiler de en başta belirttiğimiz sıkıntılarla karşılaştılar. Ücretsiz izinler, fazla mesailerin ödenmemesi, maaşların dondurulması, işten atmalar… Her biri bu fabrikadaki işçilerin de yaşadığı sorunlardı ve o zaman Termikel’in patronu “zarar” ettiğini söylüyordu. Benzer sıkıntılardan Elektromed işçileri de muzdaripti. Şimdi diyeceksiniz ki bunun bahsettiğim haberle ne ilgisi var? Aslında birebir ilgisi var. Çünkü her iki fabrikanın da patronu aynı. Yani bir yanda “zarar” eden, diğer yanda ise “üretim ve kâr rekoru kıran” fabrikaların işvereni aynı. Şimdi bunda bir çelişki yok mu? Var elbette, bir tarafta kriz dolayısıyla zarar ettiğini söyleyerek ve birçok yükümlülükten bu yolla kurtularak sermayesine daha fazla sermaye katan bir işveren, diğer tarafta ise kriz dayatmasıyla işsiz kalan, giderek daha da yoksullaşan, kazanılmış en doğal haklarını dahi alamayan yüzlerce işçi. Bu durum bizim kriz koşulları oluşmaya başladığından bu yana sıklıkla vurguladığımız bir şeyin, yani krizin patronlar için büyük bir fırsat olduğunun ve bunun bir bedeli varsa bunun da işçi sınıfına yüklendiğinin bir göstergesidir. Tüm bu dayatmalar için “kriz” bahanesini kullanan işverenler, bugün rahatlıkla ortaya çıkıp kriz döneminde daha fazla kâr ettiklerini söyleyebiliyorlar.
Patronlar sınıfı bugün bunu yapabiliyor çünkü işçi sınıfı örgütlü değil. Haklarımızı bilmiyoruz, haklarımızı almak için nasıl mücadele ederiz bilmiyoruz ve bu yüzden patronlar da istedikleri gibi emeğimizi sömürebiliyorlar. Benim verdiğim örnek bütünün içinde küçük bir parça, ancak aynı durumda olan milyonlarca işçi kardeşimiz var. Örnekler farklılaşsa da bu durumun sebebi de sonucu da aynıdır. İşçi sınıfı örgütsüz ve dolayısıyla güçsüzdür ki, patronlar da bundan güç alıp bu kadar pervazsızlaşabiliyorlar. Diğer yanda ise buna karşı durabilecek tek güç de her yerde ve her koşulda örgütlü, sınıf bilinçli, mücadeleci işçilerdir. Bunun içindir ki mücadele etmeli ve patronların bizleri çeşitli bahanelerle kandırmalarına daha fazla izin vermemeliyiz. Unutmayalım ki örgütlü işçiler her zaman güçlüdür.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...