Buradasınız
Engel de Ayrımcılık da Ezilen Sınıflara
Pendik’ten bir işçi

Sömürü üzerine kurulmuş kapitalist düzende dünyaya bedeninizde bir eksikle geldiyseniz veya sonradan bedeninizde bir engel oluştuysa, engelli muamelesi görüp görmemenizi belirleyecek tek şey, hangi sınıfın üyesi olduğunuzdur. Ezen sınıfın değil, ezilen sınıfın bir üyesiyseniz ömrünüz boyunca hayatın her alanında ayrımcılıkla, aşağılanmayla, horlanmayla, itilip kakılmayla karşı karşıya kalırsınız. Eğer engelli biri ezen, sömüren sermaye sınıfının bir üyesiyse, o zaman engeli hiçbir zaman karşısına engel olarak dikilmez. Çünkü parası ve ayrıcalığı sayesinde o engel engel olmaktan çıkar. O kişi dünyanın öbür ucunda bile istediği sağlık hizmetinden yararlanır. Servet engeli öyle bir örter ki, kimse onu engelli olarak görmez.
Geçtiğimiz günlerde, iki gözü de doğuştan görmeyen ve müzik eğitimi almış Mert Karagüzel isimli bir genç, kazandığı üniversiteye kayıt yaptıramadı. Üniversiteye kayıt yaptırmak için gittiğinde açık bir ayrımcılıkla karşılaşan Mert Karagüzel’e, “sınava aldık ama zaten elenecektin, nasıl müzik öğretmeni olabilirsiniz ki? Git piyasada çal, orkestra, koro yönetemezsin” cevabı verildi. Mert Karagüzel’in annesi, oğlunun başarılı bir öğrenci olmasının üniversiteye alınması için yeterli olmadığını, oğlunun zihinlerdeki “engellere” takıldığını belirterek, “oğlumu engelli saymıyordum bugüne kadar” diyor. Bu düzende bu tür engelle ve ayrımcılıkla ilk karşılaşan Karagüzel ailesi değil, son da olmayacak.
Ezilen sınıfın üyeleri arasından bazılarının engellerine rağmen avukat, öğretmen vs. olabildiği doğrudur. Fakat bunlar istisnai örneklerdir. Ailesine bağımlı ve muhtaç olmadan bir iş bulup çalışmak isteyen milyonlarca engelli insanın önüne türlü engeller çıkartılmaktadır. Örneğin, bir kolu olmayan bir işçi, iş bulma umuduyla bir işyerine iş başvurusuna gittiğinde, kendisine “iki eli sağlam olan birinin bile zorlandığı bu işte çalışıp çalışamayacağı” sorulur. İki gözü de görmeyen birine, bekçilik yapıp yapamayacağı sorulur. Bacağının biri olmayana sürekli ayakta çalışıp çalışamayacağı sorulur. Yürüyemeyen biri bir tekerlekli sandalye alabilmek için devlet kurumlarına başvurduğunda türlü engellerle karşılaşır. Aldıkları cevap, “her şeyi devletten beklemeyin” olur. Çoğu engelli evinden dışarı çıkmaz, çıkartılmaz. Çoğu zaman engellinin kendisi de, aile fertleri de bu durumdan utanır. Herhangi bir uzvu eksik olan, görmeyen, vücudunda bir hasarı olan işçiler hayatları boyunca toplum içerisinde bu engellerinin acısını ruhlarının en derin noktasında yaşamak zorunda kalırlar. Yaşadıkları bu tramvayı atlatmaları, toplum içerisinde kendileriyle barışık yaşamaları için imkân sunulmaz. Çalışmaları engellenirken, eksik uzuvlarını göstererek dilencilik yapmaya itilirler.
Küçük bir azınlığının milyarlarca insanı ezdiği, sömürdüğü, ayrımcılığa tâbi tuttuğu bu kapitalist düzen dünya üzerinden alaşağı edilmelidir. Bu sömürü düzeni sürdüğü müddetçe insanlık için eşitlik, özgürlük bir hayaldir. İşçi sınıfı ve tüm ezilen, sömürülen toplum kesimleri örgütlü bir mücadele vererek kapitalist düzeni dünya üzerinde söküp atmalıdırlar. Ancak o zaman tüm insanlar dünya üzerindeki her şeyden eşitçe faydalanacak, engeller ve ayrımcılık ortadan kalkacaktır.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...
- Geçtiğimiz günlerde acı bir kaybım oldu. Acımı sizinle de paylaşmak istedim. 22 yaşında, daha hayatının baharında olan kuzenim intihar etti. “Ne derdi vardı, annesi babası her dediğini yapıyordu” dedi kimileri. Kimisi “kız meselesidir” dedi.
- Rejimin 19 Mart saldırısının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Beklemediği bir halk tepkisiyle karşılaşan rejim, gösterilerin daha da büyümesini engellemek ve bastırmak için her türlü baskı ve korkutma aracını...
- Sevgili işçi kardeşlerim, “Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...