Buradasınız
Eşek Gibi Çalışıyorsak, Örgütsüzlüğümüzdendir
Esenyurt’tan bir işçi

Bazen bıktırıcı iş koşulları içinde kendi kendimize serzenişte bulunur ve “eşşek gibi” çalıştığımızı söyleriz. Şüphesiz eşekten daha fazla çalışıyoruz ama bu söz dilimize dolanmış durumda.
Günümüzle bir bağlantısı olduğu için sizlere çocuk yaşlarda yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Çocukluğumun geçtiği köyde, her evde mutlaka bir eşek vardı. Bu eşekler, köylüler için önemliydi, çünkü bütün ağır işleri onlar yapardı ve karın tokluğundan başka da bir masrafı yoktu. Bu eşekler yaşlanana kadar kullanılır, yaşlanıp iş göremez hale gelince de bir kenara atılır, aç bırakılırlardı.
Bizim de bir eşeğimiz vardı. Eşeğin işinin olmadığı her gün, geniş bir araziye ön ayağının birini uzun bir zincirle bağlar ve akşam gider alıp geri getirirdik. Bir öğle sonu annem yanıma gelip, eşeğin zincirinin burada olduğunu, eşeği kopuk zincirle bağlamış olduğumu, bir an önce gitmezsem eşeğin bir yerlere kaçacağını söyledi. Ben de alelacele eşeğin olduğu yere geldim ve eşeğin yerinde olduğunu ama annemin dediği gibi zincirin kopuk olduğunu gördüm. Ama eşek oradan ayrılmamıştı, neden?
Çünkü ona çizilen sınırlara ve ayağındaki zincirlere ikna olmuştu. Yıllar öncesine ait bu anıyı anlatmamın sebebi, içinde bulunduğumuz koşulların bizleri ne hale getirdiğini göstermek içindir. Biz işçiler, çalışma koşullarımız günden güne ağırlaşmasına, sosyal haklarımız sürekli gasp edilmesine, iş kazaları bir katliama dönüşmesine rağmen, bizi eşek gibi çalıştırıp arkamızdan sürekli deh diyenlere karşı bir tekme savuramıyoruz. Çünkü örgütsüzüz, beynimizdeki görünmeyen zincirleri kırıp atacak cesaretimiz yok. Kardeşler, niyetim kimseye ithamda bulunmak değil ama patronlar bir taraftan kıdem tazminatımıza göz dikmiş, diğer taraftan kölelik bürolarını yasallaştırma gayretine girmişler. Öte yandan da kardeş halkları bize düşman olarak gösterip, bizleri kendi pis işlerine alet etmek istemektedirler.
Onların bu pis işlerine alet olmamak ve büyük bedeller ödenerek kazanılan haklarımıza sahip çıkmak biz işçilerin hayati bir sorumluluğudur. Onların yalanlarına kanmayalım, beynimizdeki gizli zincirleri paramparça edelim. Patronların yalanlarına ikna olup eşek gibi çalışacağımıza, sınıf çıkarlarımızın sesine kulak verip, insan gibi çalışıp, insan gibi yaşayalım.
Böylesi Yaşamak Değil
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...