Buradasınız
Evde Kıdem Tazminatı Sohbeti
Tuzla’dan bir metal işçisi
Ablam ve eniştemle çalıştıkları işyeri üzerine konuşuyorduk. Konu kıdem tazminatına geldi, enişteme “kaç yıldır bu işyerinde çalışıyorsun?” diye sordum. “17 yıldır çalışıyorum” dedi. Kıdem tazminatı ile ilgili ne düşündüğünü sordum. “Gayet iyi bir şey, bir gün bile çalışsan hakkını alacaksın ve paran devlet güvencesi altında olacak” diye anlattı. Peki, bu fonda söz sahibi miyiz? Hakkımızı alabilmek için patrona dava açabiliyor, hakkımızı alabiliyorken fon geldiğinde kime dava açacağız? Bu sorularla başladık konuşmaya. Yallardır oluşturulan fonları anlattım. İşçilerin işsizlik ödeneğini alamaması için önüne konulan engelleri anlattım.
Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile patronlar işçileri, performans düşüklüğü veya başka nedenleri gerekçe göstererek rahatça işten çıkarabilecek. Enişteme “bu yasa geçerse ve diyelim ki sen de uzun yıllardır çalıştığın işinden çıkarılırsan nasıl iş bulacaksın?” diye sordum. Bunun üzerine ablam “haklısın ben de 40 yaşımı geçtiğim için iş bulamıyorum. Biz şu an bile iş bulamıyorken anlattıklarına göre kıdem tazminatı fona devredilirse işimiz çok daha zor olacak. Emekli olduğumuzda bile geçinemediğimiz için çalışmak zorunda kalıyoruz. Bu yasa bizim için hiç iyi olmaz” dedi. Eniştem de ablama hak vermek zorunda kaldı.
Hükümet kıdem tazminatının fona devredilmesini çok iyi bir şeymiş gibi allayıp pullayarak işçi sınıfına servis ediyor. İşçiler fon devreye girerse kıdem tazminatlarına el konacağının ve iş güvencemizin kalmayacağının farkında değiller. Tasarının gerçek içeriğinden bihaber, burjuva medyanın yalanlarına kanıyorlar. Çevremizdeki, ailemizdeki işçilerle tasarının gerçek içeriğini konuştuğumuzda o zaman işin iç yüzünü anlayarak gerçeği görüyorlar. Kıdem tazminatının fona devredilmesinin kendileri için nasıl bir saldırı anlamına geldiğini kavrıyorlar. Bu nedenle bizlere düşen görev çevremizdeki tüm işçilere fon meselesinin iç yüzünü anlatarak gerçekleri göstermektir. Kendimizin ve tüm işçi sınıfının geleceği için kıdem tazminatına sahip çıkmalı ve hakkımızı gasp ettirmemeliyiz.
Milliyetçilik ve Çocuklar
Ne Zaman “Fon” Deseler, Korkuyorum!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.