Buradasınız
Genç İşçiler İçin Umut Mücadelededir!
Düzce Üniversitesi’nden bir işçi-öğrenci
Patron çocuklarının okuyacağı okullardan, sahip olacakları mesleğe kadar yapacakları her şey daha doğmadan bellidir. Her şey ellerinin altındadır. Onlar gelecekleri için neredeyse hiç bocalama süreci yaşamazlar. Ama işçi sınıfının gençleri olan bizler için durum böyle midir?
Ailelerimiz adını “altın bilezik” diye tabir ettikleri bir mesleğimiz olsun diye, çoğumuzu meslek liselerine yönlendiriyorlar. Böylelikle bizler için hayallerimiz ve aldığımız eğitimin önümüze serdiği gerçekler arasında bir bocalama süreci başlıyor. Gittiğimiz fabrikalarda, “nasıl olsa üç beş ay sonra gidecek” düşüncesiyle bölümümüzle ilgili hiçbir şey bizlere öğretilmiyor. Getir götür işleri yaptırılıyor, hatta bir işçi gibi çalıştırılıp almamız gereken asgari ücretin üçte biri çoğu zaman verilmiyor. Lisenin ardından, üniversiteye gitmek istediğimizde imkânlarımızın elimizden çoktan alındığını fark ediyoruz. Çünkü 9. sınıftan itibaren, Türkçe, matematik, fen bilimleri gibi temel dersler meslek liselerinde gösterilmez. Bu derslerin yerini, seçtiğimiz alanla ilgili mesleki dersler alır. İçi boş ve kalitesiz eğitim sistemi, bize hiçbir şey vermezken, üniversite sınavlarında bizlerden hemen her şeyi yapmamızı isteniyor. 12. sınıfta bir yandan staj yaparken diğer yandan üniversite maratonuna ayak uydurmaya çalışıyoruz. Staj, okul, dershane şeytan üçgeninin tam ortasında, oradan oraya yetişmeye çalışıp, enerjimizi, hayallerimizi unutup gidiyoruz.
Koç Holding öncülüğünde 2002 yılında başlatılan Meslek Lisesi Memleket Meselesi Sosyal Etki Raporu’nun giriş bölümünde şöyle söyleniyordu: “80 yıl boyunca Koç Holding’in çatısı altında oluşturulan birikimi seferber ederek toplumsal bir sorunun çözümüne katkı sunmayı amaçladık.” Raporun devamında gerçekte hiç de dedikleri gibi olmayan şeyleri, büyük bir rüyayı gerçekleştirmişçesine anlatmaya devam ediyorlar. Burada bahsettikleri sorun “nitelikli işgücü ihtiyacı.” Yani projenin faydası, sermaye sahiplerinin kaymağını yediği genç işçi sömürüsü gerçeğidir.
Bunca eşitsizlik içinde bizi akıntıya karşı güçlü tutmaya yarayacak tek şey umuttur. Daha iyi şartlarda yaşamak ve iyi bir geleceğe sahip olmak arzusudur. Fakat daha iyi bir geleceğe nasıl sahip olabileceğimiz konusunda yanlış yollara sürüklenmemeliyiz. “Hayatını kurtarmak” adı altında gözlerimizi bağlayıp, kurtuluşu bireysel çabalarda aramamalıyız. Çünkü gençlerin tek başlarına “paçayı kurtarmaları” mümkün değildir. Umut, çağının eksikliklerini gören ve bunu değiştirmeye çalışan sınıf bilinçli, cesur gençliktedir. İşte bu yüzdendir ki genç işçi kardeşlerim, umut mücadelededir!
Borçlu
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...