Buradasınız
Haliç Havzasında Direnen İşçilerin Öyküsü

Nejat Elibol’un Direnen Haliç adlı romanı, işçi sınıfı mücadelesinin yükselişte olduğu bir dönemde, bu yükselişten etkilenmiş işçilerin öyküsünü anlatıyor. 1975’te, Alibeyköy’de, aralarında Sungurlar kazan fabrikasının da olduğu üç fabrikadaki direnişin öyküsü genç işçi kuşakları için deneyimlerle dolu… Romanda, işten atılma, iş bulamama korkusuyla yaşadığı koşullara ses çıkaramayan işçilerin yavaş yavaş iç sesleri duyulur. İşçilerin iç sesleri zamanla dillerine yansır ve sonra da bir fırtınaya dönüşür. İşçiler mücadeleye atılırlar, kendilerinden ve başkalarından beklemedikleri olağanüstü değişimler geçirirler.
Roman, örgütlenme mücadelesi verecek işçilerin neler yapması, nasıl davranması gerektiği ile ilgili derslerle dolu: Fabrikalarda kendi halinde olan, sıkı bağlar içinde olmayan işçiler bu halleriyle bile eninde sonunda koşullara karşı direnme zorunluluğuyla karşı karşıya gelirler. Ama sorun bu noktaya gelmek değil, bundan sonra sorunun çözülmesi yönünde bir ilerleme kaydetmektir. Bu da işçilerin sağlam bir örgütlülüğü olması durumunda gerçekleştirilebilir ama bunun temeli iyi inşa edilmelidir. İşçilerin sık sık görüşmesi, grev veya direnişlerden aylar hatta yıllar öncesinden kurulmuş olan dostlukları, dayanışmaları zorunludur.
Kitabın ilk bölümünde Döküm Fabrikasının işçilerinin, ilerleyen bölümlerde ise Küçük Kazan Fabrikası ve Büyük Kazan Fabrikasının (Sungurlar) direnişine tanık oluyoruz. Daha iyi bir toplu sözleşme yapmak, daha iyi haklar almak ve her türlü baskıyı dayatan, istemediğini işten atan patrona karşı durmak amacıyla örgütlenen ve bu koşullara karşı sesini çıkarmayan sarı sendikalarını değiştirmek isteyen işçiler, sonunda direnişe geçmek zorunda kalacaklardır.
Her üç fabrikanın direnişinde de, sendikal örgütlenme mücadelesinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini, doğru mücadele yolları ve yöntemleri izlenmeden yenilgiye mahkûm olduğunu, sermaye sınıfının ciddi saldırılarının söz konusu olduğunu ve bu saldırılara karşı bir savaşa hazırlanır gibi planlı hazırlanmak gerektiğini görürüz. Bir savaşta nasıl ki, savaşı yöneten bir kurmay varsa burada da komite olması gerektiğini Küçük Kazan işçileri bilmiyor ve bu yüzden çok kısa süre içinde direniş zayıflıyor ve fabrikada işbaşı yapılıyor. Her üç direnişte de patronlar, direnişleri bitirmek için yalnızca polis ve jandarmayı işçilerin üzerine sürmekle yetinmiyor, diğer fabrikalara yayılmasını engellemek için bazen işçilerin başına silahlı adamlar yerleştiriyor, bazen kiralık katillerle öncüleri öldürtmeyi planlıyor, bazen de gece bekleyen işçileri korkutmak için grev çadırını kurşunlatıyorlar. Tüm bunlar bize, düşmanı küçümsemenin mücadeleyi küçümsemek olduğunu, moralimizi bozmadan her türlü kirli tertibe karşı uyanık olmamız gerektiğini gösteriyor.
İki fabrikanın işçileri bu mücadele için birlikte hareket etmeye karar verdiklerinde örgütlenmenin en önemli kurallarından birini ihlal ediyor, ilk toplantıya çok iyi tanımadıkları, hatta hiç güvenilir olmayan, patron yalakası işçileri bile çağırıyorlar. Ancak en güvenilir olanlarla yola çıkmak gerektiği, ertesi gün Küçük Kazan Fabrikasından öncülerin işten atılmasıyla daha iyi kavranacaktır. Yine de, öncü işçiler sayesinde, işten atmalar karşısında bir direniş başlatılır.
Ama direnişi başlatanlar direnişle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Deneyimli olan Döküm Fabrikası işçilerinden, askerlerin zorlamasına rağmen fabrikayı terk etmemeleri ve patronun fabrikadan malzeme çıkarıp dışarıda işi devam ettirmesini engellemeleri gerektiğini öğreniyorlar. İşçilerin sık sık acil bir sorun olduğu için eve çağrılması gibi durumlara karşı önlem alınmasının şart olduğunu, zira bunun patron tarafından da tezgâhlanabileceğini görüyorlar. Sorumluluk verilmeyen işçilerin grev kırıcıların safına geçme tehlikesinin farkına varıyorlar.
Örgütsüz hiçbir hareketin başarıya ulaşamayacağını, dağınıklığın ancak komite aracılığı ile toparlanabileceğini öğreniyorlar. Hazırlıksız yola çıkıldığında, direnişe katılmayanlar ikna edilemiyor, başta heyecanla başlayanların heyecanı sönüyor, tek çıkar yol kaçmakta bulunuyor, başka işlerde çalışmaya başlanıyor. Bunun önüne geçmek ve direnişte birlik ve beraberliği mutlaka sağlamak gereklidir.
Her üç fabrikadaki direniş de işçilerin kendiliğinden hareketiyle bir anda gelişmiş mücadelelerdir. Bu yüzden çıkarılması gereken bir yığın dersle doludur roman. Kapitalist düzenin dayattığı çalışma ve yaşam koşulları, er ya da geç mücadeleye itiyor işçileri. Ama bu mücadelenin başarıya ulaşabilmesinin en önemli koşulunun işçilerin hazırlıklı, örgütlü ve kararlı duruşu olduğunu unutmamak gereklidir. Deneyimler gösteriyor ki, doğru dersi çıkaranlar mücadeleyi kazanırken, hazırlıksız yola çıkanlar yenilmektedirler.
Klinger Direnişi Devam Ediyor
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...