Buradasınız
Hastanelerde Kaos, SGK’da Soygun Var!
İstanbul’dan sağlık işçileri

Kardeşler, SGK soyuluyor. Nasıl mı? 2012 yılında yeni bir online sisteme (MEDULA) geçiş yapılmıştı. Bu sistemle birlikte sağlık hizmetlerinin devlet tarafından elektronik ortamda izlenebileceğini söyleyen yetkililer, soygun düzeninin tamamen biteceğini açıklamışlardı. Fakat ortaya çıkan veriler bırakın yolsuzluğun önlenmesini daha da büyüdüğünü ortaya koydu. Milyonlarca liralık SGK soygunu, yayınlanan bir raporla Sayıştay tarafından da kabul edilmiş oldu.
Hastaya konulan tanı ve ameliyat bilgileri ile faturalanan işlemler birbiriyle uyuşmuyor. İşte örnekleri; hastaya vertigo veya üst solunum yolları enfeksiyonu tanısı konulmuşken, kesilen faturada sezaryen ya da normal doğum işlemi yazılmış. Yine aynı şekilde göz kanalları temizleme işlemi yapılıp, faturaya ise hastalara günlük yatış ve göz ameliyatı işlemi yazılmış. Bu şekilde mesela 100 liralık işlem, 5 bin liralık bir başka işlem olarak gösterilmiş. Binlerce hasta üzerinden bu şekilde fatura kesiliyor. Açgözlü patronlar ölmüş hastaların üzerinden bile yüz binlerce liralık vurgun yapmışlar. Sadece 2018 yılında 411 sigortalıya ölüm tarihinden sonra işlem yapılmış gözüküyor. Bu uydurma işlemlerin toplam tutarı ise 956 bin 166 lira! Düşünün insanlar ölüyor ama hastaneler ölümlerin ardından bile fatura kesmeye devam ediyor.
Yapılan hırsızlık bunlarla sınırlı değil. Devlet hastanelerinin onkoloji servislerinde kanser tedavisi görmeye başlayan 16 bin 424 hasta, özel hastaneye hiç gitmediği halde aynı işlemi yaptırmış gözüküyor. Bu şekilde aynı işlem için hem devlet hastanelerine hem de özel hastanelere ödeme yapılmış. İnsan hayatı için değil de kâr amaçlı çalışan bu hastaneler tam bir bataklık! İzinli ya da raporlu doktorların adına bile hastalara tedavi uygulanmış, çok maliyetli ameliyat faturaları kesilmiş.
Bu kadarı da olur mu dediğinizi duyar gibiyiz. Ama yapılanlar bunlarla sınırlı değil. Adına kapitalizm denilen bu sistem ruh sağlığını bozduğu insanlara psikiyatri kliniklerinin yolunu gösteriyor. Bozulan sinir sistemimizin düzelmesi için gittiğimiz bu kliniklerde de kâr amacı güdülüyor. Burada da kimi doktorları kâr ortağı haline getiren klinikler SGK’dan fazla para almak için olmayan tanılar koyup, yatışı gerekmeyen insanlara yatış yazıyor. Yani delirmemek elden değil!
Fizik tedavi bölümlerinde de faturaları şişirmişler. Mesela alınması gereken hasta sayısının limiti 16 iken faturalandırılan sayı 976 olarak girilmiş! Bu şu anlama geliyor: Tedavi süresi yarım saat iken 5 dakikaya düşürülmüş, insanlar kandırılmış. Check-Up’larda da inanılmaz bir soygun yapılmış. Sağlık uygulama tebliğine (SUT) göre Check-Up’ta yapılan tüm işlemlere tek bir fatura kesilir. Fakat özel hastanelerde yapılan her bir işlem için ayrı ayrı fatura kesilmiş. Örneğin paket halinde olan dâhiliye, göz, kadın doğum, nöroloji, üroloji gibi bölümlere tek tek SGK girişleri yapılmış ve sadece 2018 yılında yaklaşık 36 milyon lira SGK’ya fatura edilmiş.
Bir de yoğun bakımlarda ne olduğuna bakalım. Bu bölümde her işlemi SGK karşılıyor. Yetişkin yoğun bakımlarda yapılan işlemlerin büyük bir kısmı hastayı tedavi etmeye yönelik yapılmıyor. İlk olarak her hastayı almıyorlar; tedavi sürecinde hangi hastanın hastalığı SGK’dan daha fazla para getiriyorsa o hasta yoğun bakıma alınıyor. Mesela hasta uzun yaşayacaksa, böbrek hastasıysa, tansiyon ve kalp gibi değerleri iyi ise yahut hasta kanser hastası ise hemen kabul görüyor. Faturaları şişirmek için hastalara gereksiz bir sürü radyolojik işlem yapılıyor. Tomografi çekimleri yüksek maliyetli olduğu için, ölmek üzere olan hastalara bile sık sık bu çekimler yapılıyor. Bebek yoğun bakımlarda SGK maliyeti fazla görünsün diye bebekler doğdukları gibi kuvözlere alınıyor. Böylece nice umutlarla bebekleri doğan anne ve babalar korkuyla sınanıyor, hastane sahiplerinin cepleri ise şiştikçe şişiyor.
Emeklilik ve sağlık hakkımız için maaşlarımızdan kesilip bir fonda biriktirilen paralar patronlara peşkeş çekiliyor. Milyonlarca EYT için “türedi” diyenler, emeklilik hakkını gasp edenler ya da emekliye üç kuruş maaş verenler, hastane sahiplerine oluk oluk para akıtıyor. Doğru düzgün bir sağlık hizmeti alamadığımız yetmiyormuş gibi soyuluyoruz. Üstelik gözümüzün içine bakıp bizleri aptal yerine koyuyorlar. Biz örgütsüz olduğumuz sürece bu soygun düzeni devam edecek. Yaşamak için örgütlenmek zorundayız.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...