Buradasınız
Her Yer Ağaç Maşallah
Esenyurt’tan bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Cumhurun reisi, külliyesinde şehircilik şurasında yaptığı konuşmada “günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton beton beton. Orada ruh yok, huzur yok” dedi. Erdoğan büyük inşaatların yapımını bireysel hırs olarak tanımladı. Peki, bu kadar yapılaşmaya, her yerin beton yığını olmasına, gökdelenlerin dikilmesine kim izin verdi? Erdoğan yaptığı konuşmayla aslında bir çelişkiler yumağı oluşturuyor. İkiyüzlüce politika yapılıyor. Doğayı katletmeleri için ihaleleri patronlara veren AKP değil midir? Kesilen ağaçların haddi hesabı yok. Ağaç da neymiş, para getirmiyorsa kesin gitsin demeğe getiriyorlar. İşçi sınıfı biliminin kurucusu Karl Marx “burjuvazi gölgesini satamadığı ağacı keser” demişti. Egemenlerin para için, rant için yapmayacağı şey yoktur.
Son zamanlarda yeteri kadar yeşil alan olmadığı için yağan yağmur toprağa değil betona düşüyor. En ufak yağmurda bile şehirlerde felaket yaşanıyor. Türkiye deprem bölgesi ama depremde insanların kaçacak alanı bile yok. Utanmadan çıkıp “yeşil alan arıyorsanız mezarlıklara gidin” diyor. Erdoğan’ın bu söylemi “ağaçları kestik, sizi betona boğduk. Huzur almak için mezardaki yeşilliklerle yetinmeye çalışın” anlamına geliyor. Mahallelerde çocukların oynayacağı parklar yok. İşçilerin rahtlıkla çıkacağı, dolaşacağı, hava alacağı yeşil alanlar yok. Zaten işyerlerinde havasız beton yığının içinde gece gündüz çalışan işçiler park ve yeşil alan olmadığı için otoban kenarlarında kıyı köşede yeşilliklerin üzerinde ailesiyle piknik yapıyor. İşçileri kapalı, nefessiz, gün ışığından uzak alanlara yönlendiriyorlar. “Hava mı almak istiyorsun, çocuğunu parka oyun oynamaya mı götürmek istiyorsun, AVM’ye git” diyorlar. Çünkü yeşil alanlar iktidar eliyle patronlara inşaat alanı olarak ayrılmış durumda. Burjuvazi her zaman hileli politikalar yapar. Önce doğanın canına okur sonra da “kim yaptı bunu?” der. Her şeyi kılıfına uydurup işçi sınıfına yalan söyler. İnsanlara nefes aldırmayan bu burjuva düzen yıkılmalıdır. Doğanın güzelliklerini yaşamak ancak ve ancak işçi sınıfının kuracağı bir dünyada mümkündür.
Tabiat Ana Nereye Doğru Gidiyor?
Şirket İtibarı Uzmanı!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.