Buradasınız
Her Zaman Önce Çarpan
Gebze’den bir metal işçisi
Biz işçilerin hayatı matematik problemlerinden daha karmaşık durumda. Patronlar öncelikle farklı dilden, dinden, mezhepten insanları aynı çatı altına sömürmek için fabrikaya topluyor. Topluyor toplamasına da en ufak ses çıkaranı, haksızlıklara boyun eğmeyeni hemen çıkartmaktan geri durmuyor. Sesini çıkaranı çıkartıyor çıkarmasına ama bu çarkın dönmesi gerekiyor yine gidip başka işçileri toplayıp getiriyor. Kaldığı yerden devam ediyor. Sıkıştığı yerde bizi de dilimize, dinimize, mezhebimize, cinsiyetimize hatta tutuğumuz takıma göre bölmekten de geri durmuyor.
Bir şeyi atlıyor. Matematikte öncelik çarpana aittir. Bir işlemde toplama, çıkarma, bölmeden önce çarpım işlemi uygulanır. Patronlar bizi ne kadar toplayıp, çıkartıp, bölmeye çalışsa da biz hep sayımızı iki ile çarptığımızda patronları dize getiririz. Fabrikalarda birken iki, iki iken dört, dört iken sekiz olabilirsek patronların oyunlarını boşa çıkartırız.
Çalıştığım fabrikadan bir örnek vermek istiyorum. Yaklaşık olarak 3 aydır sabah 8-akşam 8 olmak üzere 12 saatlik vardiyalar şeklinde çalışıyoruz. Bu durum birçok arkadaşımızın canına tak etti. Cumartesi günü Pazar mesaisine gelmemeye karar verdik. İki kişi konuşurken ortaya atılan fikir 10-12 kişinin gelmeyeceğim demesi ile son buldu. 2 fire versek de Pazar günü 10 kişi işe gitmedik, sabah vardiya teslim almadık. Anlatılana göre ilk başta 1 kişi mesaiye gelmedi haberi alınmış. Bunu duyan üretim müdürü direk “savunma alın ve disiplin kuruluna sevk edin” cevabı vermiş. Sonra bir telefon falanca makinedeki işçi de gelmedi. Sonra bir telefon daha “bantta çalışan hiç kimse işe gelmedi.” Bunun üzerine bir bandı durdurup üretim yapmışlar ama bize de savunma yazamadılar. Pazartesi günü üretim müdürü bizi toplayarak “arkadaşlar ne istiyorsunuz niye mesaiye gelmediniz” diye sordu. Sanki bilmiyormuş gibi. Biz de kaç aydır bizi oyaladıklarını, eleman alınmadığını, eksik eleman ile de bu kadar olduğunu söyledik. Bayramdan sonra eleman alınacağına bayram tatilinin de 9 gün tatil olacağına dair söz verdi. Bayram tatilinin 9 gün olmasını sağladık. Bakalım diğer sözünü de tutup eleman alacaklar mı? Almazlarsa biz de mesaiye kalmama konusunda kararlı olduğumuzu hem toplantıda hem de her fırsatta belirtiyoruz. Aldığımız bu kararda ne kadar inatçı olduğumuzu bir kez daha görmelerini sağlayacağız sözlerini tutmamaları durumunda.
Eğer sadece bir arkadaşımız işe gelmemiş olsaydı çıkarma işlemi olacaktı. O işçi arkadaşımız fabrikanın huzurunu bozmaktan işten çıkartılacaktı ama biz 2 kişi ile başladık ve hep çoğalarak 10 kişiye çıkarttık sayıyı. 10 kişiyi de işten çıkartmayı göze alamadılar. O yüzden biz ne kadar çoğalır ve örgütlenirsek patronlar bizim gücümüzü görecek ve bizim taleplerimize kulak tıkayamayacaklar.
Acılar ve Sevinçlere Dair
“8 Saat Olusa Ben de Varın Agedeş”
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...