Buradasınız
İşçiler Kime Güvenir, Kime Güvenmez?
Sefaköy’den bir işçi
Güven, aynı ekmek gibi, su gibi, hayatımızın olmazsa olmazlarımızdandır. Çünkü insan her daim yanında güvenebileceği insanlar olmasını ister. Şüphesiz güven denilen şey kendiliğinden oluşmaz, bunun için çaba harcamak ve zaman ayırmak gerekir.
Patronlar biz işçilere babamıza bile güvenmemeyi öğütlerken, bu söylem hayatın acı gerçeğine tosluyor. Güven olmadan hiçbir şey olmuyor. Meselâ ağır hasta olan birinin ameliyat olacaksa öncelikle doktoruna güvenmesi gerekir, ya da yolculuğa çıkıyorsak ve direksiyon bizde değilse şoföre güvenmek zorundayız, uçağa binince pilota güvenmek zorundayız. Yani tanımadığımız insanlara bile güven duymak zorundayız, aksi halde hiçbir şey yapamaz oluruz.
Peki biz işçiler için güven neden önemli ve neyi ifade ediyor? Bir kere biz işçiler yanımızdaki arkadaşlarımıza güveniriz, çünkü onlarla aynı ortamı paylaşır, aynı yemeği yer, aynı sıkıntılara göğüs gereriz. Ben büyük bir fabrikada çalışan bir fabrika işçisiyim. Çıraklık yıllarımı bir kenara bırakırsak, patronlara asla güvenmemeyi öğretti hayat bana. İşçi arkadaşlarım içinde ise yalakalar hariç diğer işçilere de derece derece güvenmişimdir hep. Kimi işçilerle öyle bir ilişki kurmuşumdur ki, bu ilişki yıllarca sürmüştür. Ben genelde yeni tanıdığım bir insanı herkes gibi bir elekten geçiririm ve güvenilip güvenilmeyeceğine karar veririm. Diğer işçiler de böyle yapıyor diye düşünüyorum, bunu bilinçli yapmasa da önsezileri işçilere güven ya da güvenmeme duygusunu veriyor. Meselâ en basitinden sıralayalım, işçiler kime güvenmez?
- Hırsızlara
- Yalancılara
- Söz verdiği halde sözünü tutmayanlara
- Zor anında yanında olmayanlara
- Başkasının arkasından dedikodu yapanlara
- Çok konuşup çok kaytaranlara
Bu sonuncusu bugün o kadar yaygın bir hastalıktır ki, kişi tonla laf eder ama işe geldiği zaman kaytarır. Bol keseden atıp hiçbir iş yapmayan insana işçiler güvenmez. Peki güven nasıl olur ve kimlere güvenilir?
Çalıştığımız işyerlerinde dikkatli bakarsak eğer, işçiler esas olarak her önüne gelene güvenmezler. Güvendikleri insanlar ise işine sadık olduğu kadar arkadaşlık ilişkilerine de sadık olan kişilerdir. Çünkü bir işçi içtenlikte karşısındaki arkadaşına karşı dürüstse onun başına bir iş gelsin istemez, yükünü onun sırtına yıkmak yerine onun yükünü de paylaşmak ister, onun zor duruma düşmesini istemez, düştüğü zaman da yanında yer alır. İşte o zaman güven dediğimiz şey hayatta yerini bulmaya başlar.
Biz işçiler birlik olmadığımız ve mücadele etmediğimiz sürece sırtımızdaki yük daha da artacaktır. Ama şu da bir gerçek ki o birlik dediğimiz şey de güven olmadan olmuyor ne yazık ki. Güveni edinebilmek, işçiler arasında kardeşleşmeyi sağlayabilmek mücadeleci işçiler için olmazsa olmazdır. Ondan dolayı her mücadeleci işçi bu haksız sömürü koşullarına son vermek için mücadelesine sahip çıktığı kadar işçiler arasındaki güven zincirini de bıkmadan usanmadan örmelidir.
UİD-DER’den Öğrendim
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...