Buradasınız
İş Yok İzin Çok, İş Var İzin Yok, İşinize Gelirse!
Aydınlı’dan bir metal işçisi

Bir gün usta yanımıza gelerek şöyle söyledi: “Arkadaşlar, Ramazan bayramında herkes yıllık izne çıkacak. Toplu izin yapıyoruz. Sizler de çok yoruldunuz biraz dinlenirsiniz. İkişer haftadan üç vardiya şeklinde izin yapacağız. Haberiniz olsun.” Bizler de haliyle buna çok memnun olmuştuk. Üç hatta dört senedir hiç izne çıkmayan işçi arkadaşlarımız vardı. Önceki seneler iş yoğunluğundan izin verilmiyordu. Bu sene insafa geldiler diye düşündük, ama kazın ayağı hiç de öyle değilmiş.
Ben bir metal fabrikasında çalışıyorum. Çalıştığım fabrikada uzun zamandır izne çıkamayan işçiler var. Öyle ki, bir işçi arkadaşımın tam 180 gün yıllık izin hakkı var. Ama önceki seneler iş yoğunluğunu bahane ederek izinleri vermiyorlardı. Bu sene toplu izne çıkarılacağımız için izin zamanını biz değil, onlar belirliyordu ama sadece yıllık izin hakkı kazanmış olanlar izne çıkacaktı. Hak kazanamamış olanlar çalışmaya devam edeceklerdi. Yıllık izni olan bir arkadaşım personel müdürüne önümüzdeki ay nişan yapacağını bu yüzden önümüzdeki ay izne çıkmak istediğini söyledi. Bunun üstüne sert tepki ile karşılaştı. “Bu aralar işler durgun, izne çıkacaksınız. Çalıştığımız müşteri fabrikasını toplu izne çıkartmış, biz de bu fırsattan istifade izne çıkacağız. Sonra hepimizin o kadar izni var içeride, bunları bir şekilde eritmemiz lazım. Sonra ‘izin vermiyorsunuz’ diye söyleniyorsunuz. İşler yokken izne çıkın, yoksa sipariş geldiğinde çıkamazsınız” cevabını aldı. Evet, yanlış anlamadınız, patron izinlerimizi fabrikada işin durgun olduğu zamana denk getirdi. Fabrikada boş duracaklarına yıllık izne çıksınlar diye düşündü. Elinde olan işleri de yıllık izin hakkı olmayan işçiler halledebilirdi.
Patron bununla da yetinmedi. 8-4 ve 4-12 vardiyası izinlerini kullanmış sıra 12-8 vardiyasına gelmişti. Müşteriden yeni sipariş geldi. Bu yüzden izinlerin dondurulduğu haberi kulaktan kulağa yayıldı. Akşam saatlerinde ustalar da işçilere durumu anlattı: “Bir süreliğine yıllık izinler kaldırıldı.” Bizimle adeta dalga geçiliyordu. Herkes kendisine göre plan yapmıştı. Hatta kimi arkadaşım tatile çıkabilmek için bayram tatilinde bile fazla mesai yapmıştı. Ama o işçilerden birkaçı izne bile çıkamadılar. “Çıkmak isteyen çıksın, bir daha geri gelmemek kaydı ile. Bizde işinize gelirse, izne çıkmak isteyen işten atılır” dediler.
Patronlar işçilerin sosyal, ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlarına göre izin vermiyorlar. İzinleri kendi iş durumlarına göre ayarladıklarında izne çıkabiliriz, ama aniden sipariş geldiğinde de bu izinler iptal edilebilir. Tabi ya, bizim izin yapmamız mı, yoksa patronun işi mi önemli? Patronlar için tabi ki işleri ve bu işlerden kazanacakları paralar daha önemli. Bizim dinlenmemiz, tatil yapmamız onların kazanacağı milyonlardan önemli olamaz herhalde. Peki ya bizim için, bizim için hangisi daha önemli?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...